Peygamber ahlĂ‚kıyla yoğrulan BĂ‚yezîd-i BistĂ‚mî Hazretleri gibiler, kalb-i selîme ulaşmış yuce gonuller oldukları icin her hĂ‚llerinde Hazret-i Peygamber ’in izinde yururler. Dolayısıyla onlar ve onların izinden gidenler de, her hĂ‚lleriyle ornek birer ehl-i îmĂ‚ndırlar.Bir mu'minin kalbi, CenĂ‚b-ı Hakk'ın azamet, kudret ve sonsuz nîmetlerinin tefekkuru icinde dĂ‚imĂ‚; zikir, fikir ve şukur hĂ‚linde bulunur. BĂ‚yezîd-i BistĂ‚mî Hazretleri de, bu istikĂ‚met hĂ‚lini, nice kerĂ‚metten ustun gormuştur.
Şu misĂ‚ller de Hak dostu BĂ‚yezîd ’in gonul dunyasını aksettirmesi bakımından pek ibretlidir:
KARINCA KISSASI BĂ‚yezîd-i BistĂ‚mî Hazretleri, bir yolculuk esnĂ‚sında bir ağacın altında biraz istirahat ettikten sonra yolculuğa devam etmişti.
Yolda, dinlendiği yerden torbaların uzerine gecmiş birkac karıncanın gezindiğini gordu. Onları yurtlarından mahrum etmemek ve onlara gurbet hayĂ‚tı yaşatmamak icin onca yolu geri dondu, dinlendiği yere geldi, karıncaları eski yerlerine bıraktı.
DUYULAN MUTHİŞ IZDIRÂB BĂ‚yezîd-i BistĂ‚mî Hazretleri, an gelir ilĂ‚hî muhabbetten o kadar hassaslaşır ve incelirdi ki, Yaratan ’dan oturu yaratılanlardan her birinin ıztırĂ‚bını sînesinde hissederdi.
Bir gun, onunde bir merkebi oyle dovduler ki, hayvanın arkasından kan boşandı. O anda BĂ‚yezîd-i BistĂ‚mî Hazretlerinin de baldırlarından kan sızmağa başladı.
DEVENİN PEYGAMBERİMİZE ŞİKAYETİ Bu hĂ‚l, Hazret-i Peygamber ’in şu ahlĂ‚k-ı hamîdesinin bir in ’ikĂ‚sıdır:
Hazret-i Peygamber Medine ’de, hurmalıklar arasında istirahat ve tefekkur icin, EnsĂ‚r ’dan bir zĂ‚tın bahcesine misafir oldu. Orada bulunan bir deve, ResûlullĂ‚h ’ı gorunce inledi ve bir insanın ağlayışına benzer şekilde gozlerinden yaşlar aktı. Hazret-i Peygamber de, deveye yaklaştı, gozyaşlarını sildi, okşayıp hayvanı sĂ‚kinleştirdi. Sonra devenin sahibini:
“AllĂ‚h ’ın sana mulk kıldığı bu deve hakkında AllĂ‚h ’tan korkmuyor musun? Bak, bu bana şikĂ‚yette bulundu. Sen bunu acıktırıyor ve fazla calıştırarak yoruyormuşsun.” şeklinde îkĂ‚z buyurdu. (Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d, 44)
Bu ve benzeri Peygamber ahlĂ‚kıyla yoğrulan BĂ‚yezîd-i BistĂ‚mî Hazretleri gibiler, kalb-i selîme ulaşmış yuce gonuller oldukları icin her hĂ‚llerinde Hazret-i Peygamber ’in izinde yururler. Dolayısıyla onlar ve onların izinden gidenler de, her hĂ‚lleriyle ornek birer ehl-i îmĂ‚ndırlar. Tebessumleri bahar mevsimi gibi gonullere surûr ve huzur verir. Nazarları ruhlara meltem olur. Nûrlu sîmĂ‚ları ile de dĂ‚imĂ‚ AllĂ‚h ’ı hatırlatırlar. ZîrĂ‚ onlar, AllĂ‚h Resûlu ’nden dĂ‚imĂ‚ akis ve feyz alırlar.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Son Nefes, Erkam Yayınları


İslam ve İhsan