Omer bin Abdulazîz'e (r.a) vezirlerinden birinin, "VefĂ‚tınızdan sonra evlĂ‚t ve torunlarınızın zarûrî ihtiyacları icin devlet hazinesinden miras bıraksanız?!.” sorusuna ibretlik cevabı...Omer bin Abdulazîz -rahmetullĂ‚hi aleyh-; devĂ‚sĂ‚ hudutlara ulaşan İslĂ‚m devletinin halîfesi olmasına rağmen, zuhd ve riyĂ‚zat hĂ‚linde yaşıyordu.
Bir gun veziri kendisine şu teklifte bulundu:
“–Efendim, «BeytulmĂ‚l»den aldığınız tahsisĂ‚tın kĂ‚fî gelmediği goruluyor. Biraz daha fazlasını emir buyursanız da bir kısmını ihtiyaten biriktirip vefĂ‚tınızdan sonra evlĂ‚t ve torunlarınızın zarûrî ihtiyacları icin bıraksanız?!.”
Halîfe şu muhteşem cevabı verdi:
“–Eğer benim geride kalan evlĂ‚tlarım sĂ‚lih kimselerden olurlarsa, onların sıkıntıya duşmelerinden korkmam. Zira CenĂ‚b-ı Hak;
«…Allah sĂ‚lih kullarının velĂ‚yet ve vesĂ‚yetini bizzat deruhte eder. (Zira Allah onların hĂ‚mîsi olur.)» (el-A‘rĂ‚f, 196) buyurmuştur.
CenĂ‚b-ı Hak, onların velîsi ve vasîsi olduktan sonra onların ileride karşılaşacakları hĂ‚llerden hic endişe etmem!
Yok; sĂ‚lih değil de sefih kimseler olacaklarsa, boyleleri hakkında da yine Kur ’Ă‚n-ı Kerim ’de;
«Mallarınızı sefihlere vermeyiniz…» (en-NisĂ‚, 5) buyurulmuştur.
Bu nehy-i ilĂ‚hîye rağmen sefih olacak cocuklarıma mal mı toplayacağım!” (Ebu ’l-ÛlĂ‚ Mardin, Huzur Dersleri, İstanbul 1966, II-III, 769-770)
Lokman Hakîm ’den şoyle bir soz nakledilir:
“Mal o değildir ki; el icin toplayasın, başkasına mîras bırakasın ve hesabını sen veresin!”
Rasûlullah Efendimiz en faydalı mîrĂ‚sı şoyle tarif buyurur:
“Hicbir baba; cocuğuna, guzel ahlĂ‚ktan daha hayırlı bir mîras bırakmamıştır.” (Tirmizî, Birr, 33/1952)
Demek ki;
EvlĂ‚tlara bırakılabilecek en kıymetli mîras, onları İslĂ‚m karakter ve şahsiyetiyle mucehhez kılabilmektir. Onlara Ă‚hiret mîrĂ‚sı bırakabilmektir. Eğer onlar da bu mukaddes mîrĂ‚sı, gelecek nesillere aktarabilirlerse, bu bir sadaka-i cĂ‚riye olur ki, en buyuk mĂ‚nevî servettir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yuzakı Dergisi, Yıl: 2020 Ay: Şubat, Sayı: 180


İslam ve İhsan