Yunus Suresi 58. ayeti ne anlatıyor? Yunus Suresi 58. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Yunus Suresi 58. Ayetinin Arapcası:قُلْ بِفَضْلِ اللّٰهِ وَبِرَحْمَتِه۪ فَبِذٰلِكَ فَلْيَفْرَحُواۜ هُوَ خَيْرٌ مِمَّا يَجْمَعُونَ
Yunus Suresi 58. Ayetinin Meali (Anlamı):Rasûlum! Onlara soyle, Allah ’ın lutfu ve rahmetiyle, evet sadece bununla sevinip ferahlasınlar! Cunku bu, onların toplayıp biriktirdikleri her şeyden daha hayırlıdır.
Yunus Suresi 58. Ayetinin Tefsiri:Bu Ă‚yet-i kerîmelerde Kur ’Ă‚n-ı Kerîm ’in dort muhim vasfı beyĂ‚n edilir. Bunlar:
› Kur ’an bir oğuttur. O, bir taraftan tehdit edip korkutarak, bir taraftan da mujdeleyip sevdirerek insanlara Ă‚kıbetlerini hatırlatmaktadır. Lehlerinde ve aleyhlerinde olan hususları acıklamakta, guzel ve hayırlı amellere teşvik etmekte; kotu ahlĂ‚k ve davranışlardan sakındırmaktadır.
› Kur ’an kalplerde bulunan kufur, şirk, nifak, şuphe gibi manevî hastalıklara şifadır. O, gonullere hitap ederek oradaki ahlĂ‚kî ve mĂ‚nevî bozuklukları tedĂ‚viye calışmakta, insanın ic Ă‚lemini temizlemesini, doğru itikat, guzel ve ulvî hasletler kazanmasını sağlayacak hukumler getirmektedir.
› Kur ’an mu ’minlere doğru yolu gosteren bir rehberdir. O ’na inanan, oğutlerine kulak veren, şifa verici hukumlerini tatbik eden, emirlerini tutup yasaklarından kacınan kişiler, bĂ‚tıl yolları terk ederek doğru yolu bulurlar.
› Kur ’an mu ’minler icin rahmettir. O ’nun istediği şekilde yaşayıp ahlĂ‚kî kemĂ‚le erişen mu ’minler, Allah ’ın sevdiği, rahmet ettiği ve ebedî nimetlere lĂ‚yık gorduğu bahtiyarlardan olurlar.
Kur ’an ’ın bu ozelliklerinde şu işaretleri gormek mumkundur:
“Oğut”, insanların dışını gereksiz şeylerden temizlemeye işarettir. Bunu yapacak olan şeriattir. Dolayısıyla oğut şeriate işarettir. “Şifa”, ruhu bozuk duşunce ve itikatlerden, kotu huylardan temizlemeye işarettir. Bu da tarîkatin işidir. Dolayısıyla şifa ile tarîkate işaret edilmiştir. “HidĂ‚yet”, Hak nûrunun sıddîklerin kalplerinde gorunmesine işarettir ki bu hakîkattir. “Rahmet” ise, eksiklikleri tamamlayan peygamberliğe işarettir. (Fahreddin er-RĂ‚zî, MefĂ‚tîhu ’l-gayb, XVII, 94)
İnsanlara duşen, Allah ’ın en buyuk bir lutfu ve rahmeti olan bu Kur ’an ’ın kıymetini bilmektir. Onlar, başka şeyle değil, en cok Kur ’an ’la sevinmelidirler. Kur ’an ’ın gosterdiği yolda yuruyerek hakiki neş ’e, sevinc ve feraha ermelidirler. Cunku kıymetini bilenler icin Kur ’an, toplayıp yığdıkları her turlu dunya nimetinden, mal ve mulkunden daha değerlidir.
Maddeyle değil mĂ‚nayla sevinmenin onemine dair Malik b. Dînar (r.h.) ’ın şu nuktesi ne kadar dikkat cekicidir. O, şoyle anlatır:
“Bir gun bir toplulukla beraber gemideydim. Oşur memuru, icimizden birinin cıkmasını istedi ve ben hemen cıktım. Bana: «Sen neden cıktın?» deyince «Yanımda hicbir şeyim yok» cevabını verdim. «Tamam, sen git» dedi. Sonra kendi kendime şoyle dedim: «Demek ki Ă‚hiret işi de boyle olacak. Butun alĂ‚kalar birer bağdır. Bunlardan sıyrılmak ise insana huzur ve rahat verir.»”
ŞĂ‚ir ne guzel soyler:
“Tasavvur eyledim ahvĂ‚lini cok kere dunyanın
NihĂ‚yet sûret-i «da‘ mĂ‚ keder huz mĂ‚ safĂ‚»
[1] buldum.” (Hersekli Ârif Hikmet)
“Dunyanın ahvĂ‚lini bir cok defalar duşundum ve en sonunda keşfettiğim gercek şu oldu: Dunya, «Al safĂ‚yı, ver cefĂ‚yı», «safĂ‚ gelir, keder gider» formulu dĂ‚hilinde donup durmaktadır.”
Anlatıldığına gore İbrĂ‚him b. Ethem (r.h.) bir gun sahip olduğu saltanat ve nimetlerden dolayı sevince kapıldı. Sonra yatıp uyuduğunda ruyasında eline bir yazı tutuşturuldu. Yazıda şoyle yazıyordu: “FĂ‚nîyi bĂ‚kîye tercih etme, saltanatına aldanma. Şu icinde bulunduğun hal cok buyuk gibi gozukur; eğer yok olacak olmasa. O halde Allah ’ın emrine sımsıkı sarıl. Cunku Allah:
«Rabbinizin bağışlamasına ve genişliği goklerle yer kadar olup takvĂ‚ sahipleri icin hazırlanmış bulunan cennete yarışırcasına koşuşun.…» (Âl-i İmran 3/133) buyuruyor.” Bunun uzerine İbrĂ‚him b. Ethem endişeli bir ruh haliyle uyandı ve: “Bu Allah tarafından bir ikaz ve oğuttur” diyerek Allah ’a yoneldi, taatle meşgul olmaya başladı. (Bursevî, Ruhu ’l-BeyĂ‚n, IV, 75)
Herkesin az veya cok bir sermayesi olsa da mu ’minin en buyuk sermayesi Allah ’ın lutfu olmalıdır. Herkesin kendine gore bir hazînesi olsa da mu ’minin hazînesi Allah ’ın rahmeti olmalıdır. Şunu unutmamak gerekir ki, Allah ’ın lutuf ve rahmet deryasına acılan en buyuk kapı Kur ’Ă‚n-ı Kerîm ve Peygamber Efendimiz (s.a.s.) ’dir. Onlar ne buyuruyorsa ona gore davranmalı, bizi hangi şekle sokmak istiyorlarsa o şekle girmeli, haram ve helal cizgimizi buna gore belirlemeli, Kur ’an ve sunnete rağmen kendiliğimizden haram ve helal olculeri belirlemeye curet etmemeliyiz. Kur ’an bu gibileri dikkate alarak Efendimiz ’e buyuruyor ki:
[1] دَعْ مَا كَدَرَ خُذْ مَا صَفَا
Yunus Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Yunus Suresi 58. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan