Tevbe Suresi 68. ayeti ne anlatıyor? Tevbe Suresi 68. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Tevbe Suresi 68. Ayetinin Arapcası:وَعَدَ اللّٰهُ الْمُنَافِق۪ينَ وَالْمُنَافِقَاتِ وَالْكُفَّارَ نَارَ جَهَنَّمَ خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۜ هِيَ حَسْبُهُمْۚ وَلَعَنَهُمُ اللّٰهُۚ وَلَهُمْ عَذَابٌ مُق۪يمٌۙ
Tevbe Suresi 68. Ayetinin Meali (Anlamı):Allah, erkek olsun kadın olsun butun munafıkları ve kĂ‚firleri, icinde ebedî kalacakları cehennem ateşiyle tehdit etmektedir. O ateş onlara yeter. Allah onları rahmetinden uzaklaştırmıştır; onlar icin bitip tukenmez bir azap vardır.
Tevbe Suresi 68. Ayetinin Tefsiri:Bu Ă‚yetlerde erkek veya kadın butun munafıkların beş kotu tutum ve davranışları ve bunlara mukĂ‚bil kendilerine verilecek beş buyuk ceza beyĂ‚n edilir.
Munafıklar:
· Kotulukleri emrederler; onların işlenmesini ve yayılmasını isterler.
· İyilikleri yasaklarlar, iyiliklerin yapılmasına ve yayılmasına engel olmaya calışırlar.
· Allah yolunda, hayır ve hasenĂ‚t işlerinde harcama konusunda ellerini sımsıkı kapatırlar; en kucuk bir harcamada bulunmak istemezler.
· Onlar Allah ’ı unutmuşlardır, dolayısıyla Allah da onları unutmuştur; Allah ile bağlarını tamĂ‚men koparmışlardır.
· Onlar her turlu gunahı işleyen, itaat cizgisinden cıkmış fĂ‚sık kimselerdir.
Bunlara mukĂ‚bil verilecek cezalar da şoyledir:
§ Cehennem ateşi,
§ Orada ebedî olarak kalmak,
§ Onlara layık olanın, yetecek olanın başka bir şey değil sadece ateş olması.
§ Allah ’ın lĂ‚netine uğramaları, nihĂ‚yetsiz ilĂ‚hî rahmetten en kucuk bir nasip alamamaları,
§ Ateşten başka onlar icin bitmez tukenmez, dĂ‚imî ve kalıcı bir azabın olması.
Dolayısıyla mu ’minler, devamlı kendilerini murakabe ve muhasebe altında tutarak bu gibi munafıklık hallerinden titizlikle uzak durmaya calışmalıdırlar. Eğer bu konuda ciddiyet gosterilmezse ayakların kayma tehlikesi devamlı ihtimal dĂ‚hilindedir. Allah TeĂ‚lĂ‚ ve Peygamberimiz (s.a.s.) ’in hususi ovgu ve iltifatına nĂ‚il olmuş sahĂ‚be-i kirĂ‚mın şu korkulu hali hepimiz icin bir numûne teşkil etmelidir:
Hz. Ebubekir, bir gun Hanzala (r.a.) ’a rastladı. HĂ‚l ve hatırını sordu. Hanzala (r.a.) buyuk bir uzuntu ve endişe icinde:
“–Hanzala munafık oldu, ey Sıddîk!” dedi. Hz. Ebubekir:
“–SubhĂ‚nallah! Bu nasıl soz boyle?” deyince, Hz. Hanzala şoyle devam etti:
“–Biz, Peygamberimiz ’in sohbetindeyken, o bize cennet ve cehennemi hatırlatıyor, hattĂ‚ onları gozumuzle goruyormuş gibi bir hĂ‚le burunuyoruz. Resûlullah (s.a.s.) ’in huzûrundan cıkıp coluk-cocuğumuz ve dunyevî maîşetimizle meşgul olmaya dalınca da, duyduklarımızın pek coğunu unutuveriyoruz. Onun sohbetindeki feyz ve rûhĂ‚niyetimizi kaybediyoruz” dedi.
Ebubekir (r.a.):
“–Vallahi, buna benzer hĂ‚ller bizde de oluyor” dedi.
Hanzala (r.a.) olayın devamını şoyle anlatıyor:
“Bunun uzerine ikimiz kalkıp doğru Resûlullah Efendimiz ’in huzûruna vardık ve durumu kendisine arz ettik. Peygamberimiz (s.a.s.) de:
«–Canım kudret elinde olan Allah ’a yemin ederim ki, benim yanımdaki hĂ‚linizi devamlı muhĂ‚faza edip, zikr-i dĂ‚imî uzere olabilseydiniz, yatakta yatarken de, yollarda yururken de melekler sizinle musĂ‚faha ederlerdi» dedi ve sonra uc defa tekrarlayarak:
«–YĂ‚ Hanzala! Bazan oyle, bazan de boyle olur!»” buyurdu. (Muslim, Tevbe 12)
Bu rivayette bahsedildiği şekilde sahĂ‚benin yaşadığı ruh hĂ‚lini Hak dostlarından Şakîk-i Belhi (k.s.) ne guzel ifade eder: “Mu ’min oyle bir hĂ‚le sahiptir ki, anlatayım: Hurma ağacı diker; onda diken devşirmekten korkar. Dinleyin; munafıkı da anlatayım: O da diken eker ve bu ektiğinden taze yemiş almayı arzular. Yazıklar olsun boyle duşunene!” (Velîler Ansiklopedisi, I, 249)
Bu sebepledir ki hem o donemin munafıklarını hem de iclerinde munafıklık alameti taşıyanları uyarmak uzere şoyle buyruluyor:
Tevbe Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Tevbe Suresi 68. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan