A'rĂ‚f Suresi 13. ayeti ne anlatıyor? A'rĂ‚f Suresi 13. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...A'rĂ‚f Suresi 13. Ayetinin Arapcası:قَالَ فَاهْبِطْ مِنْهَا فَمَا يَكُونُ لَكَ اَنْ تَتَكَبَّرَ ف۪يهَا فَاخْرُجْ اِنَّكَ مِنَ الصَّاغِر۪ينَ
A'rĂ‚f Suresi 13. Ayetinin Meali (Anlamı):Allah: “Oyleyse hemen in o cennetten! Orada buyukluk taslamaya hakkın yok. Haydi defol! Cunku sen aşağılık kimselerden birisin!” buyurdu.
A'rĂ‚f Suresi 13. Ayetinin Tefsiri:İblîs, Âdem ’e secde etmemesinin gerekcesi olarak kendisinin ondan ustunluğunu ileri surmuştur. Bu anlayışa gore ustun olanın, aşağı derecedeki birine secde etmesi munĂ‚sip değildir. O halde Allah ’ın bile olsa verilen bu emir şeytĂ‚nî akla uygun gelmemektedir. Anlaşılan o ki; Âdem ’e secde emrine kadar Allah TeĂ‚lĂ‚, İblîs ’in icinde taşıdığı isyan duygularını harekete gecirecek hicbir emir vermemiş ve imtihan etmemişti. Dolayısıyla İblîs ’in o zamana kadar meleklerin arasında bulunması ve isyan etmemesi, hĂ‚diselerin kendi istek ve temĂ‚yullerine uygun tarzda gercekleşmesiyle alakalı idi. Âdem ’i yaratıp ona secdeyi farz kılınca, bu imtihan İblîs ’in isyan duygularını harekete gecirmiş ve onun o zamana kadar gizlediği ic yuzunu ortaya cıkarmıştır. Kendini Âdem ’den daha ustun gorup, kibre kapılarak secdeden kacınmıştır. Bunun uzerine Allah TeĂ‚lĂ‚ ona, icinde bulunduğu cennetten yahut melekler arasından inmesini; oradan defolup cıkmasını, onun artık aşağılık kimselerden olduğunu soylemiştir. Cunku o makamda kibirlenip gururlanmak doğru değildir. O yuce makam, ancak haddini bilen, taat ve tevazu sahibi kimselere mahsustur.
13. Ă‚yette gecen اَلصَّاغِر۪ينَ (sĂ‚ğirîn) kelimesi, “kendi kendini zelîl eden, haysiyetini ciğnettiren, aşağı ve bayağı kimse” mĂ‚nasına gelmektedir. İblîs, sadece Allah ’ın yarattığı bir kul olduğu halde, kendini beğenen, buyukluk taslayan duşuncesiyle, zillet icinde olmayı bizzat kendisi istedi. Yapacağı secdenin, asaletini ve şerefini alcaltacağını duşunerek kendini yaratan Rabbinin emrine kustahca karşı geldi. Ustunluk ve mukemmelliği hakkında, sanki bunlar ona aitmiş gibi gurur, kibir ve kendini beğenmişlik tasladı. Dolayısıyla bu durum, onu aşağılamış, sefil ve bayağı bir hale getirmiş ve bu alcaklığın sorumlusu da bizzat kendisi olmuştur.
Âyet-i kerîmelerden şoyle bir işĂ‚rî mĂ‚na anlaşılması mumkundur:
Âdem ’e secde edilmesi ve kendisine secde edenlerden ustun olması, yaratıldığı balcığın ustunluğunden değil, yaratılmış olduğu camurun bizzat Allah tarafından yoğrulmuş olmasından kaynaklanır. Nitekim Allah TeĂ‚lĂ‚: “Ey İblîs! Bizzat iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? (Sād 38/75) buyurur. Diğer taraftan Âdem ’in meleklerden ustun ve faziletli olması, ona Allah ’ın kendi ruhundan uflemesi sebebiyledir. Nitekim Ă‚yet-i kerîmede “İnsana kendi ruhumdan uflediğim zaman…” (Hicr 15/29) buyrulur. Yine ruhun uflenmesi sırasında CenĂ‚b-ı Hakk ’ın isim ve sıfatlarıyla onda tecellî etmiş olmasındandır. İşte bu sırdan dolayı Allah TeĂ‚lĂ‚ Âdem ’in camurdan olan kalıbını duzeltip ona şekil verdikten sonra, meleklere hemen ona secde etmelerini emretmemiş; bilakis ona ruh ufledikten sonra emretmiştir. Nitekim Allah TeĂ‚lĂ‚ meleklere: “Ben camurdan bir insan yaratacağım. Ben ona guzel ve duzgun bir şekil verip rûhumdan uflediğim zaman, siz de hemen onun onunde secdeye kapanın! (Sād 38/71-72) buyurur. Cunku Âdem, ancak kendisine ilĂ‚hî ruh uflendikten sonra tecellîyi kabul edecek hĂ‚le gelmiştir. Bu da tecellîye mazhar olacak ruhun letafet ve nûrĂ‚niyeti ile camurun ilĂ‚hî feyzi kabul etmesinden ve tecellî sırasında onu tutmasıyla gercekleşmiş; ancak bundan sonra meleklerin kendisine secde etmesine lĂ‚yık hale gelmiştir. (Bursevî, Rûhu ’l-BeyĂ‚n, III, 181-182)
Secdeden kacınan İblîs, bu kez isyanına isyan katmak ve azgınlığını uzun bir zaman surdurebilmek icin bir cıkış yolu arıyor:
A'rĂ‚f Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
A'rĂ‚f Suresi 13. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan