A'rĂ‚f Suresi 18. ayeti ne anlatıyor? A'rĂ‚f Suresi 18. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...A'rĂ‚f Suresi 18. Ayetinin Arapcası:قَالَ اخْرُجْ مِنْهَا مَذْؤُ۫مًا مَدْحُورًاۜ لَمَنْ تَبِعَكَ مِنْهُمْ لَاَمْلَـَٔنَّ جَهَنَّمَ مِنْكُمْ اَجْمَع۪ينَ
A'rĂ‚f Suresi 18. Ayetinin Meali (Anlamı):Allah da: “Kınanmış ve rahmetimden kovulmuş olarak haydi defol oradan! Artık insanlardan kim sana uyarsa, yemin olsun ki, hepinizi cehenneme tıkayacağım” buyurdu.
A'rĂ‚f Suresi 18. Ayetinin Tefsiri:İblîs, kısmen de olsa dileğinin kabulunu gordukten sonra, o uzun omrunu tevbe ve şukur ile kurtuluş yolunda kullanacak yerde, azgınlığını da CenĂ‚b-ı Hakk ’a nispet etme kustahlığını gostererek, Allah ’ın dosdoğru yolu uzere oturup kulları saptıracağına and icer. Onlara “onlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından” (A‘rĂ‚f 7/17) geleceğine ve bin bir turlu vesvese, hile ve desiseleriyle onları şukurden uzaklaştıracağına yemin eder. Burada sayılan dort yon, duşmanın bir kişiye veya orduya saldırabileceği dort yondur. İblîs ’in bu dort yonden gelmesi farklı şekillerde tefsir edilmiştir. Bunlardan en guzel ve munasip olanı şoyledir:
“Onlerinden”: Âhiret yonunden onlara sokulacağım. Onları Ă‚hiret hakkında şupheye duşureceğim. Yine hasedi onlara sevimli gosterip, o zamanda yaşayan Ă‚limlere ve faziletli insanlara hased etmeye; onların guzel hal, fiil ve sozlerine dil uzatmaya sevk edeceğim.
“Arkalarından”: Dunya cihetinden yanlarına sokulup onları dunyaya rağbet ettireceğim. Yine asabiyet; ırkcılık, soy sopla ovunmeyi onlara cazip gosterip, ashĂ‚b-ı kirĂ‚ma, tabiîne ve onceden yaşamış sĂ‚lih insanlara dil uzatmaya ve onları ayıplamaya yonlendireceğim.
“Sağlarından”: Onlara, yapmış oldukları iyilikler yoluyla yaklaşacağım. Onları ucub yani yaptığını beğenip onunla ovunmeye ve riyĂ‚ya duşureceğim.
“Sollarından”: Onlara gunahları tarafından yaklaşıp gunahları kendilerine suslu gostereceğim. Benim bu tahriklerim sonucunda onlar, doğru yol olan iman, İslĂ‚m ve ihsan cizgisinden sapacak, nankorluk yolunu tutacak ve boylece şukredici kullardan olamayacaklardır.
Bunun uzerine Allah TeĂ‚lĂ‚ İblîs ’e, kınanmış, yerilmiş ve rahmetinden kovulmuş olarak cennetten cıkmasını soyler. Cehennemi de İblîs ’e tabi olan cin ve insanlarla dolduracağına yemin eder. Allah Resûlu (s.a.s.) şoyle buyurur:
“Cehennem ve cennet birbirleriyle tartıştılar. Cehennem:
«- Bana zorbalar ve buyuklenenler girecek» dedi. Cennet ise:
«- Bana da gucsuzler ve miskinler girecek» diye cevap verdi.
Allah TeÂl cehenneme:
«- Sen benim azabımsın; seninle dilediğime azab ederim» buyurdu. Cennete de:
«- Sen de benim rahmetimsin; seninle dilediğime rahmet ederim. Sizden her birinizi dolduracaklar var» buyurdu.” (BuhĂ‚rî, Tefsir 50/1; Muslim, Cennet 36)
Gorulduğu uzere İblîs, kendisinde benlik gormesi ve kibirlenmesi sebebiyle cennetten ve butun hayırlardan uzaklaştırılmıştır. Bu haliyle o ve ona tabi olanlar cehennem yakıtı kılınmışlardır. Dolayısıyla akl-ı selîm sahibi herkesin, İblîs ’in başına gelenlerden ders ve ibret alması gerekir.
Peki İblîs, cennete yerleştirilen Âdem ve Havva ’yı isyana nasıl surukledi:

A'rĂ‚f Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
A'rĂ‚f Suresi 18. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan