NĂ‚ziĂ‚t Suresi 22. ayeti ne anlatıyor? NĂ‚ziĂ‚t Suresi 22. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...NĂ‚ziĂ‚t Suresi 22. Ayetinin Arapcası:ثُمَّ اَدْبَرَ يَسْعٰىۘ
NĂ‚ziĂ‚t Suresi 22. Ayetinin Meali (Anlamı):Sonra arkasını dondu, hakkı iptal icin calışmaya koyuldu.
NÂziÂt Suresi 22. Ayetinin Tefsiri

in soz konusu olunca en muhim unsur, peygamberdir. Zira Allah TeĂ‚lĂ‚, dinini onun vasıtasıyla beşeriyete ulaştırmaktadır. Dolayısıyla peygambere inanan Allah ’a inanıp O ’nun dinini kabul etmekte, Peygamber ’e inanmayan ise hepsini reddetmiş olmaktadır. Bu sebeple Yuce Rabbimiz, burada Ă‚hiret hayatıyla alakalı delilleri serdetmeden once, Hz. MûsĂ‚ ve Firavun kıssasından dikkat cekici bir kesit anlatarak, inkĂ‚rcıları, Resûlullah (s.a.s.) ’e karşı cıkmanın ve ona başkaldırmanın hem dunyevî hem de uhrevî hazin neticelerinden sakındırmaktadır. Anlatılan kısmıyla kıssada şu hususlara dikkat cekilmektedir:
› Firavun gibi azılı bir kĂ‚fire ve duşmana karşı bile MûsĂ‚ (a.s.) ’dan nasıl bir yumuşak ve nezaketli uslup kullanmasının istendiği.
Burada bir mÂnada:
“Firavun ’a gidin; cunku o, gercekten cok azgınlaştı. Ona yumuşak ve gonul alıcı sozler soyleyin. Belki o, boylece aklını başına alır veya hic değilse biraz korkar” (TĂ‚hĂ‚ 20/43-44) Ă‚yetlerinde emredilen “kavl-i leyin”in izahı vardır. Buna gore davetci, insanları yumuşak, tesirli ve hikmetli sozlerle hidĂ‚yete cağırmalıdır. Kalplere ve ruhlara tesir edecek bir dil bulmalıdır.
› Firavun ’un davet edildiği husus, اَلتَّزَكّ۪ي (tezekkî

kelimesiyle ifade edilir.
Tezekkî, temizlenmek demektir. Bir taraftan kirliliklerden temiz, hĂ‚lis ve pam pĂ‚k olmak, bir taraftan da artıp, feyizlenip nemĂ‚lanmak anlamına gelir. Burada akide, ahlĂ‚k ve amellerin temizlenmesi kastedilir. Daha acık bir ifadeyle musluman olup, İslĂ‚m ’ı kabullenmek demektir. MûsĂ‚ (a.s.) ’ın “gonlun var mı?” diye sormasında, iman veya inkĂ‚r gibi tercihe bağlı olan hususlarda kulun iradesinin, meyil ve niyetinin şart olduğuna işaret vardır. Meyil ve niyet olmadan netice hĂ‚sıl edilemez. Ayrıca Allah ’tan korkup O ’nun rĂ‚zı olmadığı şeylerden sakınmak icin Rabbi tanımak şarttır. Nitekim Ă‚yet-i kerîmede:
“Gercek şu ki, kulları icinde ancak Ă‚limler, Allah ’tan gerektiği gibi korkarlar” (FĂ‚tır 36/28) buyrulur. Cunku bilmeyenin korkusu ve saygısı olmaz. Korkusu ve saygısı olmayan da gunahlardan sakınmaz, her fenalığa atılır.
› MûsĂ‚ (a.s.) ’ın bu kadar yumuşak, tesirli ve hikmetli davetine, ustelik olulerin tekrar diriltilmesine de bir misal olacak şekilde asanın canlanıp ejderha haline gelivermesi gibi peygamberliğini ispatlayacak buyuk bir mûcize gostermesine mukĂ‚bil, Firavun ’un sergilediği tavır dikkate şĂ‚yandır:
Peygamberi yalanlamak, Allah ’a ve emrine isyan etmek, Allah ’a yonelecek yerde O ’na sırtını donmek, bununla da yetinmeyip hak davasını iptal edebilmek icin var gucuyle calışmak, bununla da yetinmeyip taraftarlarını toplayarak “en buyuk rab olduğunu” iddia edecek derecede kufur ve azgınlık, hiddet ve taşkınlık, akılsızlık ve ahmaklık gayyasının dibine yuvarlanmak… Aslında Firavun ’un “sizin en buyuk rabbiniz benim” şeklindeki iddiası, insandaki makam ve mevki hırsı, benlik dĂ‚vasının nerelere kadar varabileceğini gosteren ibretlik bir vesikadır.
› Allah TeĂ‚lĂ‚, peygamberini yalanlayan ve emirlerine karşı boyle kustahca baş kaldıran o zalimi cezasız bırakmadı. Onu hem Kızıl denizin azgın dalgaları arasında boğmak sûretiyle dunya azabıyla, hem de imansız olup ebedi cehennemi boylaması sûretiyle Ă‚hiret azabıyla cezalandırdı.
اَلنَّكَالُ (nekĂ‚l), kelimesi اَلتَّنْك۪يلُ (tenkil) mĂ‚nasındadır. “Tenkîl” ise gorenlere ve işitenlere ibret olacak ve onları benzeri şeyleri yapmaktan men edecek bicimde cezalandırmaktır. İşte Firavun ’un helakinde, kalplerinde ilĂ‚hî korku taşıyan insanları Allah ve Peygamber ’e isyandan vazgecirecek dehşetli bir ibret bulunmaktadır. Selim bir akılla bunu duşunen insan, peygambere karşı gelen, buyukluk taslayan, insanları zulumle ezen, kendisini tanrılaştıran insanların sonunda nasıl Allah ’ın dunya ve Ă‚hiret cezasına carptırılıp mahv u perişan olacaklarını anlar. Firavun gibi kibirlenmeyip Allah ’ın peygamberine inanır ve onun getirdiği dine itaat eder.
Şimdi:
NĂ‚ziĂ‚t Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
NĂ‚ziĂ‚t Suresi 22. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan