Abese Suresi 3. ayeti ne anlatıyor? Abese Suresi 3. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Abese Suresi 3. Ayetinin Arapcası:وَمَا يُدْر۪يكَ لَعَلَّهُ يَزَّكّٰىۙ
Abese Suresi 3. Ayetinin Meali (Anlamı):Nereden biliyorsun, belki o senden oğrenecekleriyle temizlenip arınacaktı?
Abese Suresi 3. Ayetinin Tefsiri:İslĂ‚mı tebliğde dikkat edilmesi gereken esasların cok tesirli bir uslupla beyĂ‚n edildiği bu Ă‚yet-i kerîmelerin iniş sebebi olarak şoyle bir hĂ‚dise nakledilir:
Bir gun Allah Resûlu (s.a.s.), Kureyş ’in bazı ileri gelenlerine İslĂ‚m ’ı anlatmaktaydı. O sırada, yanına daha onceleri musluman olmuş bulunan Ă‚mĂ‚ sahĂ‚bî AbdullĂ‚h b. Umm-i Mektûm (r.a.) geldi. Peygamberimiz (s.a.s.) ’e, Allah ’ın kendisine bildirdiği hakîkatlerden bazı şeyler oğrenmek istediğini soyledi. Fakat goruşmekte olduğu Kureyş ileri gelenlerini iknĂ‚ ile meşgul bulunan Efendimiz, onunla gerektiği şekilde ilgilenemedi. İbn Umm-i Mektûm ’un, talebini ısrarla tekrar etmesi sebebiyle de yuzunu biraz ekşitti. Bunun uzerine burada sozu edilen itĂ‚b-ı ilĂ‚hîye mĂ‚ruz kaldı. Bu Ă‚yetin inişinden sonra Resûl-i Ekrem (s.a.s.) İbn Ummi Mektûm ’a pek cok iltifat ve ikramlarda bulunmuştur. Ayrıca kendisine rastladığı zaman da:
“MerhabĂ‚ ey, kendisi hakkında Rabbimin beni itĂ‚b ettiği kimse!” buyururdu. (Tirmizî, Tefsir 73; VĂ‚hidî, EsbĂ‚bu ’n-nuzûl, s. 471)
Âyetlerin akışından ve bahsi gecen nuzûl sebebinden, Peygamberimiz (s.a.s.) ’in İslĂ‚m ’ı tebliğ ederken dikkatten kacırdığı muhim bir husus hakkında ikaz edildiği anlaşılır. O da, tebliğ ettiği muhatabın durumudur. Bu bakımdan insanlar iki gruba ayrılır. Bir kısmı doğru yolu bulabilmek icin calışır, gayret gosterir, koştururlar. Sapıklığa duşmemek icin Allah ’tan korkarlar. Dolayısıyla hidĂ‚yeti bulmak icin koşa koşa gelirler. Bir kısmı ise kendilerini Allah ’a ve Peygamber ’e muhtac gormezler. Onun icin tebliğciyi dinlemeye tenezzul etmezler. Sanki doğru yolu bulmaya ihtiyacları yokmuş gibi apacık inatcı bir tavır alırlar. Bu konuda en kucuk bir istek taşımazlar. Bu sebeple tebliğci, en fazla alakayı iman etmek icin hazır ve istekli bulunan kimselere gostermelidir. İsteksiz ve ilgisiz olanlara ise fazla zaman ve mesai harcamamalıdır.
İkinci olarak İslĂ‚m tebliğcisi, toplumun ileri gelenleri daveti kabul ettikleri takdirde İslĂ‚m ’ın daha cabuk yayılacağı gibi bir duşunceye kapılabilir. Bu duşunce doğru değildir. Cunku kendini ihtiyacsız gorenler değil, Allah ’tan korkan kimseler bir davetci icin daha muhimdir. Bu kimseler zĂ‚hiren fakir olabilirler. Toplumda soz sahibi olmayabilirler. Gorunuşte İslĂ‚m davetinin yayılmasına pek yararlı olamayacakları zannedilebilir. Fakat butun bunlara rağmen Allah ’a davet edenler icin en ehemmiyetli kimseler bunlardır. (bk. Mevdûdî, Tefhîmu ’l-Kur ’Ă‚n, VII, 39) Cunku İslĂ‚m ’ın gayesi insanları ıslah ederek, onları kurtuluşa eriştirmektir. Gercek şu ki, ancak boyle İslĂ‚m ’a teşne insanlar kendilerine tebliğ yapıldığında hemen tebliği kabul etmektedirler. Kendini ihtiyacsız goren kibirlilere gelince, her ne kadar zĂ‚hiren toplum icinde bir ağırlıkları varsa da, İslĂ‚m tebliğcisinin onların peşinden koşmasına gerek yoktur. Cunku onların İslĂ‚m ’ı kabule istekli olmadıkları hallerinden bellidir. Ancak, İslĂ‚m ’ı kabul etmedikleri takdirde, asıl zarar edenlerin kendileri olduğunu da bilmelidirler:
Abese Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Abese Suresi 3. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan