Kur ’an-ı Kerim ’de Hz. Adem (a.s.) ile ilgili ayetler nelerdir? Adem Aleyhisselam hakkında ayetler.Hazret-i Adem Aleyhisselam ile ilgili ayetler.
ADEM PEYGAMBER İLE İLGİLİ AYETLER Hani Rabbin meleklere:
“Ben yeryuzunde bir halîfe yaratacağım” dediğinde onlar:
“Orada fesat cıkaracak ve kanlar dokecek birini mi yaratacaksın? Halbuki biz, seni ovguyle tesbih ve takdîs ediyoruz” demişlerdi. Allah da onlara
“Ben sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim” buyurmuştu. (Bakara suresi, 30)
***
Meleklere:
“Âdem ’e secde edin!” dediğimizde İblîs dışındakiler derhal secdeye kapandı. İblîs ise direnerek bundan kacındı, kibirlendi ve kÂfirlerden oldu. (Bakara suresi, 34)
***
Âdem ’e de:
“Ey Âdem, eşinle beraber cennete yerleşin, oradaki nimetlerden istediğinizi bol bol yiyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın; yoksa zÂlimlerden olursunuz” dedik. (Bakara suresi, 35)
***
Muhakkak ki Allah Âdem ’i, Nûh ’u, İbrÂhim Âilesini ve İmrÂn Âilesini tertemiz bir hulÂsa hÂlinde secip butun insanlık uzerine ustun kılmıştır. (Al-i İmran suresi, 33)
***
Bunlar birbirininin zurriyetinden gelmedir. Allah, hakkiyle işiten, kemÂliyle bilendir. (Al-i İmran suresi, 34)
***
Bu Kur ’an, kendisiyle insanları uyarman ve mu ’minlere oğut vermen icin sana indirilen bir kitaptır. Onu tebliğ etme işinden ve buna karşılık alacağın tepkiden dolayı sakın goğsunde bir daralma olmasın! (Araf suresi, 2)
***
Allah:
“Ey Âdem! Sen de eşinle beraber cennete yerleşin. Dilediğiniz yerden canınızın cektiği her ceşit nimetten yiyin, icin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zÂlimlerden olursunuz!” buyurdu. (Araf suresi, 19)
***
İşte bunlar, Allah ’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerden olup, Âdem ’in zurriyetinden, Nûh ile birlikte gemide taşıdıklarımızın neslinden, İbrÂhim ve İsrÂil ’in zurriyetinden, kendilerine hidÂyet yolunu gosterip seckin kıldığımız kimselerdendir. Onlara RahmÂn ’ın Âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı. (Meryem suresi, 58)
***
Biz bir vakit meleklere: “Âdem ’e secde edin” demiştik. Hepsi secde ettiler; ancak İblîs secde etmekten kacındı. (Taha suresi, 16)
***
Bunun uzerine şoyle buyurduk:
“Ey Âdem! Şuphesiz bu İblîs, senin ve eşin icin cok tehlikeli bir duşmandır. Dikkat edin de, sizi cennetten cıkarmasın! Yoksa ihtiyaclar icinde koşturur durur, sıkıntı ceker, perişan olursun.” (Taha suresi, 117)
***
Derken şeytan ona vesvese verip: “Ey Âdem! Ne dersin, sana olumsuzluk ağacını ve asla yok olmayacak bir saltanatın yolunu gostereyim mi?” dedi. (Taha suresi, 120)
***
Boylece Âdem ve Havva o yasak ağactan yediler. Bunun uzerine ayıp yerleri kendilerine acılıp belli oluverdi de oraları hemen cennet yapraklarıyla ortmeye calıştılar. Boylece Âdem, Rabbinin emrine karşı geldi ve şaşırıp kaldı. (Taha suresi, 121)
***
Allah Âdem ’e isimlerin tamamını oğretti, sonra da onları meleklere gosterip:
“Haydi, doğru soyluyorsanız bunların isimlerini bana haber verin” buyurdu. (Bakara suresi, 31)
***
Sonra Âdem, Rabbinden oğrendiği sozlerle Allah ’a yalvardı, tevbe etti, Allah da tevbesini kabul buyurdu. Doğrusu O, tevbeleri cok kabul eden, nihÂyetsiz merhamet sahibi olandır. (Bakara suresi, 37)
***
Allah katında İsa ’nın yaratılmasındaki durum, Âdem ’in durumu gibidir. Allah Âdem ’i topraktan yarattı, sonra ona “Ol!” dedi, o da oluverdi. (Al-i İmran suresi, 59)
***
Onlara Âdem ’in iki oğlunun başından gecen ibret verici şu gerceği anlat: Onlar Allah ’a birer kurban takdîm etmişlerdi de birinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen kıskanıp: “Seni mutlaka oldureceğim” deyince, oteki şu cevabı vermişti: “Allah ancak takv sahiplerinin ibÂdetini kabul buyurur.” (Maide suresi, 27)
***
Sizi yarattık, sonra size şekil ve bicim verdik, sonra da meleklere:
“Âdem ’e secde edin!” buyurduk. Hepsi hemen secde etti. İblîs mustesnÂ; o, secde edenlerden olmadı. (Araf suresi, 11)
***
Allah: “Ey İblîs! Emrettiğim zaman seni secde etmekten alıkoyan nedir?” diye sordu. İblîs:
“Ben ondan daha ustunum. Cunku beni ateşten onu ise camurdan yarattın” dedi. (Araf suresi 12)
***
Allah, sizi başlangıcta tek bir nefisten yarattı ve kendisiyle unsiyet edip gonul huzuru bulacağı eşini de aynı cins ve mÂhiyetten var etti. İnsan nesli bu ikisinden tureyip coğalarak bugune kadar surup geldi. Bilindiği uzere erkek eşine yaklaşınca, eşi hafif bir yuk yuklenip hamile kalır ve onu karnında bir muddet taşır. NihÂyet hamileliği ağırlaşınca, eşler birlikte, bir endişe ve telaşla Rableri olan Allah ’a yonelerek:
“Eğer bize eli ayağı duzgun kusursuz bir cocuk verirsen, yemin olsun ki, biz de karşılığında şukredenlerden olacağız” diye dua ederler. (Araf suresi, 189)
***
Gercekten biz insanı pişmemiş kuru camurdan, şekillenmiş kara balcıktan yarattık. (Hicr suresi, 26)
***
Hani Rabbin meleklere şoyle demişti: “Ben pişmemiş kuru camurdan, şekillenmiş kara balcıktan bir insan yaratacağım.” (Hicr suresi, 28)
***
Bir zamanlar meleklere: “Âdem ’e secde edin!” diye emretmiştik de İblîs dışında hepsi derhal secdeye kapanmıştı. İblîs ise şunları soyledi:
“Camurdan yarattığın şu kimseye mi secde edeceğim?” (İsra suresi, 61)
***
Bir zamanlar meleklere:
“Âdem ’e secde edin!” diye emretmiştik de hepsi secdeye kapanmış, fakat İblîs secde etmemişti. O cinlerdendi ve bu yuzden Rabbinin emrinden dışarı cıkmıştı. Boyle iken siz, beni bırakıp da, size duşman oldukları halde onu ve soyunu mu dost ediniyorsunuz? ZÂlimler icin bu ne kotu bir değiştirmedir! (Kehf suresi, 50)
İslam ve İhsan