Tevekkul nedir? Teslimiyet nasıl olmalıdır? Muslumanın hayatında tevekkul ve teslimiyetin yeri...Tevekkul, kalbin yalnız Allah ’a guvenmesi demektir. Zira Allah herşeye vekildir, mu ’minlerin mevlĂ‚sı, koruyup gozeteni ve yardımcısıdır. O Vekîl ’dir, Velî ’dir, MevlĂ‚ ’dır ve Nasîr ’dir. Her an ve her durumda guvenilecek yegĂ‚ne mercîdir.[1] O, kuluna yeter.[2] Bu sebeple Rabbimiz şoyle buyurmuştur:
“Asla olmeyecek olan O diri varlığa (Allah ’a) dayanıp guven ve O ’na hamdederek yuceliğini dile getir. Kullarının gunahlarından haberdar olma konusunda O kendi kendine yeterlidir.” (el-FurkĂ‚n 25/58)
“Mu ’minler yalnız Allah ’a guvensinler.” (Âl-i İmrĂ‚n 3/160)
O ’na tevekkul etmek, imanın bir gereğidir ve imanı olgunlaştırır.
Allah TeĂ‚lĂ‚ kendisine tevekkul edilmesini emreder ve kendisine guvenip dayanan kullarını sever.[3]
Tevekkul tedbir almaya mani değildir. Zira tedbirli olmak da Allah ’ın emridir.[4]
Tevekkulle birlikte Allah ’a gonul huzuruyla teslimiyet gostermeli ve O ’ndan rĂ‚zı olmalıdır.[5]
Peygamberlerin hayatı tevekkul ve teslimiyet konusunda en guzel misallerle doludur.[6] AbdullĂ‚h bin AbbĂ‚s (r.a) ’nın rivĂ‚yetine gore
“Allah bize yeter, O ne guzel vekîldir” sozunu İbrĂ‚him (a.s) ateşe atılırken soylemiştir. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz de bu sozu; “Muşrikler size karşı toplandılar, başınızın cĂ‚resine bakınız!” denildiğinde soylemişlerdir. Bunun uzerine muslumanların îmanları artmış ve hep birlikte;
“AllĂ‚h bize yeter, O ne guzel vekîldir!” diyerek, AllĂ‚h ’a karşı buyuk bir teslîmiyet orneği sergilemişlerdir.[7]
CenĂ‚b-ı Hak bu tevekkul ehli muslumanları şoyle medheder:
“Birtakım insanlar onlara, «İnsanlar size karşı asker toplamışlar, onlardan korkun» dediler de bu, onların imanlarını arttırdı ve «Allah bize yeter, O ne guzel vekildir!» diye cevap verdiler. Bunun uzerine Allah ’ın lutuf ve keremiyle kendilerine hicbir fenalık dokunmadan geri donduler Allah ’ın rızĂ‚sına da uymuş oldular. Allah buyuk lutuf sahibidir.” (Âl-i İmrĂ‚n, 173-174)[8]
CenĂ‚b-ı Hak, MûsĂ‚ (a.s) ’ın tevekkul ve teslîmiyetini şoyle anlatır:
“Şehrin obur ucundan bir adam koşarak geldi: «Ey MûsĂ‚! İleri gelenler seni oldurmek icin hakkında muzĂ‚kere yapıyorlar. DerhĂ‚l (buradan)
cık! İnan ki ben, senin iyiliğini isteyenlerdenim!» dedi. MûsĂ‚ etrĂ‚fını kontrol ederek endişe icinde oradan cıktı: «Rabbim! Beni zĂ‚limler gurûhundan kurtar!» dedi.” (el-Kasas 28/20-21)
Gorulduğu uzere MûsĂ‚ (a.s) once istişĂ‚re etmiş, sonra karar verip azmetmiş, ardından tedbîrini almış ve duĂ‚ya sarılarak netîceyi Allah ’a havĂ‚le etmiştir.
Hz. Yûsuf ’un kardeşleri babaları Hz. Yakub ’un huzuruna varmış izin istiyorlardı. Kardeşleri Bunyamin ’i Mısır ’a goturmek istiyorlardı. Tevekkul ve teslimiyeti en guzel şekilde acıklayan bu hĂ‚dise Ă‚yetlerde şoyle anlatılır:
“Ya‘kūb şoyle cevap verdi: «Aşılamaz engellerle kuşatılmanız haric, onu bana mutlaka getireceğinize dair Allah adına yeminle kesin soz vermediğiniz takdirde onu sizinle beraber gondermem!» Ona hepsi de kesin soz verince, «Soylediklerimize Allah şahittir» dedi.
Sonra şunu soyledi: «Oğullarım! (Şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah ’tan gelecek hicbir şeyi sizden savamam. Hukum Allah ’tan başkasının değildir. Ben yalnız O ’na guvenip dayandım. Guvenecek olanlar yalnız O ’na guvenip dayansınlar.
Babalarının kendilerine emrettiği şekilde girdiklerinde (emrine uymuş oldular. Fakat bu), Allah ’tan gelecek hicbir şeyi onlardan savamazdı; ancak Ya‘kūb ’un duygularından kaynaklanan bir ihtiyacı gidermiş oldu. Şuphesiz o, ilim sahibiydi, cunku ona biz oğretmiştik. Fakat insanların coğu bilmezler.” (Yûsuf 12/66-68)
Ya‘kūb (a.s) tedbirini almış, Rabbine tevekkul edip hukmune teslim olmuş ve rahatlamıştı. Gerisi Allah ’ın takdirine kalmıştı. O ne dilerse ona rĂ‚zı olacak ve bu sebeple de ayrıca sevap kazanacaktı.
Dipnotlar:
[1] el-İsrĂ‚ 17/68.
[2] ez-Zumer 39/36.
[3] Âl-i İmrĂ‚n 3/160.
[4] en-NisĂ‚ 4/71, 102; el-EnfĂ‚l 8/60; Yûsuf 12/66-67.
[5] Hûd 11/23; el-Hac 22/34-35; el-Fecr 89/28.
[6] el-A‘rĂ‚f 7/89; Yûnus 10/71; Hûd 11/56, 88; İbrĂ‚hîm 14/11-12; Meryem 19/25; el-Kasas 28/22; es-SĂ‚ffĂ‚t 37/99, 103; SĂ‚d 38/42; ed-DuhĂ‚n 44/23-24; el-Mumtehine 60/4-5.
[7] Bkz. BuhĂ‚rî, Tefsîr, 3/13.
[8] VĂ‚hidî, EsbĂ‚bu nuzûli ’l-Kur ’Ă‚n, s. 135.
Kaynak: Doc. Dr. Murat Kaya, Kitabımız Kur ’Ă‚n MuhtevĂ‚sı ve Fazîletleri, Erkam Yayınlıar
İslam ve İhsan
Teslîmiyet AllĂ‚h ’ı RĂ‚zı Eder
Teslimiyet Nasıldır, Kime Olur?