Ummet bilincine sahip her mumin kendi imanı kadar kardeşinin de imanını duşunmelidir. Bu bağlamda uzerimize duşen gorevler nelerdir? Diğer kardeşlerimiz icin neler yapabiliriz?Îman nîmetinin insana kazandıracağı en muhim hasletlerden biri, şuphesiz ki «merhamet»tir. Merhamet, mu ’minin kalbinde hic sonmeyen bir ateş gibidir. Bizi Rabbimizʼe yaklaştıran ilĂ‚hî bir cevherdir. Merhamet, insanı hodgĂ‚mlıktan diğergĂ‚mlığa sevk eden îmĂ‚nın bir lûtfu ve meyvesidir. ZîrĂ‚ îman nîmeti gonulde kemĂ‚le erdikce, îmandan mahrumlara, yoksullara, gariplere, yalnız yaşayanlara, ceşitli dert ve sıkıntılara muptelĂ‚ olanlara acıma hissi artar, onlar icin gosterilecek gayret de ziyĂ‚deleşir. Bundan dolayı olgun bir mu ’minin rûhu, etrĂ‚fında hidĂ‚yet dĂ‚veti bekleyen, bin bir iptilĂ‚lara mĂ‚ruz, himĂ‚yeye muhtac insanlar varken, sırf kendi îmĂ‚nı ile tesellî bulamaz.
Mu ’min, karanlık bir gecenin mehtĂ‚bı gibi derin, hassas, ince ruhlu, diğergĂ‚m, merhametli, muşfik ve comert olmalıdır. Toprağına merhamet tohumu serpilmeyen ulkeler, istikbĂ‚lde mĂ‚tem ulkesi olmaya mahkûmdur.
Hepimiz, Ă‚hiret yolculuğuna cıkmış fĂ‚nî yolcularız. Bunu inkĂ‚r etmek, gozlerini yumup Guneşʼi inkĂ‚r etmek kadar akla, mantığa ve vicdĂ‚na zıt bir keyfiyettir. O hĂ‚lde, hayatı bu hakîkat istikĂ‚metinde tanzîm etmek de, aklî, mantıkî ve vicdĂ‚nî bir zarûrettir.
Bu fĂ‚nî yolculuğumuzda, sĂ‚hip olduğumuz nîmetleri sırf nefsimize sarf etmeyerek, muhtac olanların irşĂ‚dına da gayret gostermek, dînî ve vicdĂ‚nî vazifelerimizin en muhimlerinden biridir. ZîrĂ‚ insanları hakka, hayra, fazîlete ve îmĂ‚na dĂ‚vet etmek; onların kotuluklerden uzaklaşmalarına yardımcı olmak; ahlĂ‚k zaafına uğrayıp rezĂ‚let cukurlarına ve kufur karanlıklarına duşmemeleri icin gayret gostermek, dunyĂ‚ ve Ă‚hirette kulu CenĂ‚b-ı Hakk ’a yakınlaştıran en hayırlı vazifelerin başında gelir.”
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hudayinin Ziyafet Sofrasından, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan