Buyuklerden Peygamber sevgisi ile ilgili şiirler.Mevlana Hazretleri Mesnevi ’de der ki:
“Peygamberlerin gonullerinde oyle diriltici nağmeler vardır ki, o nağmeler, Hakk ’ı arayanlara kıymet bicilmez bir hayat bağışlar.” (c.1, 1919)
Hayatın değerlenmesi, doğru fikirler ve doğru hareketler ile kĂ‚imdir. Bu, hakka ve hayra ulaşmak demektir. Bunun icin en mûtenĂ‚ ve yegĂ‚ne rehber, peygamberlerdir. Cunku Cenab-ı Hak onları ve hĂ‚ssaten Peygamber Efendimizi, butun insanlığa bir
“numûne-i imtisĂ‚l” yani ornek olarak gostermektedir. MevlĂ‚nĂ‚ hazretlerinin yukarıdaki beyti de bu gerceği terennum etmektedir.
Peygamber Efendimizin insanlar uzerindeki bu tesirleri ve ornek şahsiyeti, kendi devrinden itibaren butun beşeriyeti kuşatmıştır. Ona inanmayanlar bile ahlĂ‚k ve ustunluklerini teslim etmek mecburiyetinde kalmışlar; ona gonul verenler ise iclerindeki duygu ve hisleri yanık nağmeler hĂ‚linde terennum etmişlerdir. AshĂ‚b-ı kirĂ‚m,
“Malım, canım, butun varlığım seve seve sana kurban olsun” diyerek teslimiyet ve bağlılıklarını beyĂ‚n etmişlerdir. Ucu kıyĂ‚mete kadar uzayan aşk kĂ‚fileleri, O ’nun sevgi ve heyecĂ‚nı ile akmaktadır. CihĂ‚n, O ’nun guneşten daha parlak olan nûru ile aydınlanmıştır. Îmanın lezzetine O ’nunla erişilmiştir. O ’nu fĂ‚nîler tariften Ă‚ciz kalmıştır. Cunku O, ahlĂ‚k ve yaratılışı ile kĂ‚inĂ‚tın en nĂ‚dide cevheridir. Âşıklar, edîbler ve şĂ‚irler O ’nu senĂ‚ etmeye doyamadılar. O hak Ă‚şıklarının muhrik nağmelerinden muhabbet terennumleri hĂ‚linde mısralara akseden birkac inci tanesi şoyledir.
YAMAN DEDE ’NİN PEYGAMBER ŞİİRİ Aslen Hıristiyan olduğu hĂ‚lde, hakîkat-i Muhammediyye ’yi idrĂ‚kin hazzına ulaşınca, gozu yaşlı bir mu ’min ve yanık bir Peygamber Ă‚şığı hĂ‚line gelerek
Yaman Dede adını alan, yakın zamanların icli şĂ‚irinin şu mısrĂ‚ları ne guzeldir:
Susuz kalsam, yanan collerde cÂn versem elem duymam
Yanardağlar yanar bağrımda, ummĂ‚nlarda nem duymam
Alevler yağsa goklerden ve ben messeylesem duymam
CemĂ‚linle ferĂ‚h-nĂ‚k et ki yandım yĂ‚ RasûlallĂ‚h
***
Ne devlettir yumup aşkınla goz, rĂ‚hında cĂ‚n vermek
Nasîb olmaz mı SultĂ‚nım haremgĂ‚hında cĂ‚n vermek
Sonerken gozlerim Ă‚sĂ‚n olur Ă‚hında cĂ‚n vermek
CemĂ‚linle ferĂ‚h-nĂ‚k et ki yandım yĂ‚ RasûlallĂ‚h
ESAD ERBİLİ HAZRETLERİ
’NİN NAAT-I ŞERİFİ Son devrin buyuk Hak dostlarından
Muhammed Es ’ad Erbilî Hazretleri, ResûlullĂ‚h ’a duyduğu aşkın kavurucu ateşi icinde yanışını ne guzel ifĂ‚de eder:
TecellĂ‚-yı cemĂ‚linden habîbim nev-bahĂ‚r Ă‚teş!
Gul Ă‚teş, bulbul Ă‚teş, sunbul Ă‚teş, hĂ‚k u hĂ‚r Ă‚teş!
(Habîbim, Senin guzelliğinin tecellî ederek ortaya cıkmasından (dolayı, sana Ă‚şık olan) ilkbahar ateş, gul ateş, bulbul ateş, sunbul ateş, toprak ve diken ateş!..)
ŞuĂ‚ ’-ı Ă‚fitĂ‚bındır yakan bil-cumle uşşĂ‚kı;
Dil Ă‚teş, sîne Ă‚teş, hem du ceşm-i eşk-bĂ‚r Ă‚teş!
(Butun Ă‚şıkları yakan, (o mubĂ‚rek yuzunun) guneş (gibi parlak) nûrudur… (Bu sebeple) gonul ateş, kalp ateş, (aşkınla) ağlayan (şu) iki goz ateş!..)
Ne mumkun bunca Ă‚teşle şehîd-i ışkı gasl etmek?
Cesed Ă‚teş, kefen Ă‚teş, hem Ă‚b-ı hoş-guvĂ‚r Ă‚teş
(Bu kadar ateşle aşk şehîdini yıkamak mumkun mu? Cesed Ă‚teş, kefen Ă‚teş, şehidi yıkayacak tatlı su dahî Ă‚teş!..)
Her guzellik, Ă‚detĂ‚ O ’nun guzelliğinden bir akis almış gibidir. Bu hilkat (yaratılış) bahcesi, O ’nun yuzu gibi bir gul gormemiştir.
ŞAİR FUZULİ
’DEN PEYGAMBERE ŞİİR
Fuzûlî ise, meşhûr
Su Kasîdesi ’nde bu hakîkati şoyle ifĂ‚de eder:
Sacma ey goz eşkden gonlumdeki odlĂ‚re su
Kim bu denlû dûtuşan odlĂ‚re kılmaz cĂ‚re su
(Ey goz (AllĂ‚h ’ın yuce Rasûlu ’nun muhabbetiyle) gonlumde (tutuşup alevlenmiş) ateşlere gozyaşından su dokme! Cunku bu (son) derece (aşk harĂ‚retiyle) tutuşmuş olan ateşlere su (dokmek) cĂ‚re değildir. (Bu aşk ateşi sonmez! Yanan ateşe dokulen su damlası, onun alevini arttırır.)
Suya virsun bağbĂ‚n gulzĂ‚rı zahmet cekmesun
Bir gul acılmaz yuzun tek virse bin gulzĂ‚re su
(Bahcıvan gul bahcesini sulamak icin (boş yere) zahmet cekmesin! (ZîrĂ‚), bin tane gul bahcesi sulasa, (YĂ‚ RasûlallĂ‚h, yine de) Sen ’in yuzun gibi bir gul (hicbir zaman) acılmaz!..)
ŞAİR FUZULİ
’NİN PEYGAMBER HASRETİ Yine
Fuzûlî, bu dĂ‚sitĂ‚nî hasreti tek beyte şu şekilde sığdırmaktadır:
Gul-i ruhsĂ‚rına karşı gozumden kanlı Ă‚kar sû
Habîbim, fasl-ı guldur bû akan sûlar bulanmaz mı
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ab-ı Hayat Katreleri, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan
NAAT-I ŞERİF - ESAD ERBİLİ HZ.