Muslumanlar arasında kardeşlik nasıl tesis edilir?CenĂ‚b-ı Hak buyuruyor:
“Onlar, kendi canları cektiği, kendileri de muhtac oldukları hĂ‚lde, yiyeceklerini yoksula, yetime ve esire yedirirler: «Biz sizi sadece Allah rızĂ‚sı icin yediriyoruz, sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkur bekliyoruz. Biz, cetin ve belĂ‚lı bir gunde Rabbimizʼden (O ’nun azĂ‚bına uğramaktan) korkarız.» (derler). İşte bu yuzden Allah, onları o gunun fenĂ‚lığından esirger; (yuzlerine) parlaklık, (gonullerine) sevinc verir.” (İnsĂ‚n, 8-11)
Resûlullah (s.a.v.) buyurdular:
“Musluman Muslumanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu duşmana teslim etmez. Kim bir kardeşinin ihtiyacını karşılarsa, Allah da onun ihtiyacını karşılar. Kim bir muslumanın herhangi bir sıkıntısını giderirse Allah da onun kıyĂ‚met gunundeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir muslumanın ayıbını orterse, Allah da kıyĂ‚met gununde onun ayıplarını orter.” (BuhĂ‚rî, MezĂ‚lim, 3; Muslim, Birr, 58)
MU'MİNLER NASIL KARDEŞ OLDU? Âyet-i kerîmede de CenĂ‚b-ı Hak, comertlikte îsar derecesine ulaşmış olan sĂ‚lih kullarının hĂ‚lini şoyle tĂ‚rif etmektedir:
“…Kendileri muhtac olsalar bile, başkasını daha cok duşunurler…” (Haşr, 9)
Âlemler SultĂ‚nı Efendimiz (sav) ’in teşrîfinden evvelki insanlığın vahim hĂ‚lini, şĂ‚ir bir mısrĂ‚ ile şoyle hulĂ‚sa ediyor:
“Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!”
LĂ‚kin Peygamber Efendimiz ’in mĂ‚nevî terbiyesinden sonra bu gonuller, vahşet ve cehĂ‚let bataklığından kurtularak apayrı bir derinlik, nezĂ‚ket ve hassĂ‚siyet kazandı. Butun mu ’minler kardeş oldu.
KARDEŞLİĞİN ONEMİ SahĂ‚beden CĂ‚bir (r.a.), İslĂ‚mʼın getirdiği bu kardeşlik ufkundan bir misali şoyle anlatmaktadır:
“EnsĂ‚r (Medîneli musluman sahĂ‚bîler), hurmalarını devşirdiklerinde bunları ikiye ayırır, bir tarafa cok, diğer tarafa da az hurma koyarlardı. Daha sonra, az olan tarafa hurma dallarını koyarak o tarafı cok gosterir, (îmanlarını korumak icin evlerini ve yurtlarını terk edip hicret eden Mekkeli) MuhĂ‚cirler ’e; «–Buyrun, bu hurmaların hangisini tercih ederseniz alın.» derlerdi. Onlar da cok gorunen hurma yığını EnsĂ‚r kardeşlerimizin olsun diye, az gorunen yığını alırlar ve boylece hurmanın coğu yine MuhĂ‚cirler ’e gelirdi. EnsĂ‚r da bu yolla az olan kısmın kendilerine kalmasını sağlamış olurlardı…” (Heysemî, X, 40)
Şu hĂ‚dise de, İslĂ‚m ’ın gonullere kazandırmış olduğu îsĂ‚r ahlĂ‚kının nasıl bir fazîlet toplumu inşĂ‚ ettiğinin muthiş bir misĂ‚lidir:
SahĂ‚be-i kirĂ‚mdan birine, bir koyun başı hediye edilmişti. O da: «Kardeşim falan ve Ă‚ilesi buna bizden daha muhtactır.» duşuncesiyle hediyeyi o kardeşine gonderdi. O da bir başkasına… Derken hediye bu sûretle tam yedi ev dolaştı ve nihĂ‚yet yine donup ilk sahĂ‚bîye geldi. Zira iclerinde en muhtac olanı, o sahĂ‚bî idi. (HĂ‚kim, II, 526.)
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Genc Dergisi
İslam ve İhsan