İslamiyet evrensel bir din midir?İslĂ‚m, butun insanları ve cinleri Hakk ’a dĂ‚vet etmektedir.
Her insan; ırkı, rengi, cinsiyeti, memleketi ne olursa olsun Musluman olabilir. İnsanlığı mukellefiyetler ve haklar itibĂ‚riyle tanzim eden İslĂ‚m ’da ancak ve ancak inananlar ve inanmayanlar diye iki “millet” kabul edilmiş, bunun dışında ucuncu bir grup mevzubahis edilmemiştir. İslĂ‚m bu iki grup arasında da hak ve vecîbeleri dengeleyerek adĂ‚leti gozetmiştir.
İslĂ‚m, butun insanların Hz. Âdem ’in neslinden geldiğini ve eşit haklara sahip olduğunu ifade icin zaman zaman hitaplarında “Ey Âdemoğlu” terkîbini kullanır. Herhangi bir ırkın veya milletin diğerinden ustun olmadığını devamlı hatırlatır.
Rahmeti butun mahlukĂ‚tı ihĂ‚ta etmiş olan Allah TeĂ‚lĂ‚ tarafından beşerin saĂ‚det ve selĂ‚meti icin gonderilen bir sistemin, bir kısım insanlara tahsis edilmesi ve onun dışındakilerin bu nimetten mahrûm bırakılması aslĂ‚ mantıkî değildir. Bu vaziyet Allah ’ın RahmĂ‚n ve Rahîm sıfatlarına da ters duşer. Resûlullah (s.a.v) şoyle buyurmuştur:
“Merhamet edenlere, CenĂ‚b-ı Hak merhamet eder. Siz yeryuzundekilere merhamet ediniz ki, goktekiler de size merhamet etsinler...” (Ebû DĂ‚vûd, Edeb, 58/4941; Tirmizî, Birr 16/1924; Ahmed, II, 160)
Bu hadîs-i şerifte muayyen bir cins kastedilmiyor. Hatta sadece Muslumanlar da kastedilmiyor. Yeryuzunde yaşayan butun insanlara ve hayvanlara merhamet edilmesi emrediliyor.
İSLAMİYET EVRENSEL BİR DİNDİR Kur ’Ă‚n-ı Kerîm ’de Peygamber Efendimiz ’in butun insanları Allah ’a dĂ‚vet etmek icin gonderildiği şoyle ifade edilir:
(Resûlum!) De ki: Ey insanlar! Gercekten ben, goklerin ve yerin sahibi olan Allah ’ın hepinize gonderdiği peygamberiyim...” (A‘rĂ‚f, 158)
“Biz seni butun insanlar icin bir mujdeci ve Allah ’ın azabıyla korkutucu olmak uzere gonderdik. LĂ‚kin insanların pek coğu bunu bilmezler.” (Sebe ’, 28)
(Ey Muhammed!) Biz seni Ă‚lemlere ancak rahmet olarak gonderdik.” (EnbiyĂ‚, 107)[1]
Bu sebeple Resûlullah (s.a.v), İslĂ‚m ’ı sadece Araplara tebliğ etmemiş, daha hayattayken imparator ve krallara gonderdiği elci ve mektuplarla Habeşistanlıları (Yani Afrika ’yı), Bizanslıları, İranlıları, Mısırlıları ve diğer milletleri İslĂ‚m ’a dĂ‚vet etmiştir.[2]
Diğer taraftan, Kur ’Ă‚n-ı Kerîm ’in uslûbu da Ă‚lemşumûl bir mĂ‚hiyet arzetmektedir. Kur ’Ă‚n, butun insanlara hitĂ‚b ettiği icin muhtelif usûl ve uslûplarla muhim mĂ‚nĂ‚ları tekrar etmiş ve esas mevzûları butun insanların anlayabileceği şekilde takdim etmiştir. (Bûtî, RavĂ‚i ’, s. 118-120)
Bu sebeple dunyanın her yerinde ve her milletten Muslumanları gormek mumkundur. Bilhassa hac mevsimlerinde bu insanlar, Allah ’ın emri uzere KĂ‚be ’nin etrĂ‚fında toplanıp tek olan Allah ’a ibadet ederek muhteşem bir İslĂ‚m birliği ve kardeşliği sergilemektedirler.
Dipnotlar:
[1] İbn-i AbbĂ‚s v bu Ă‚yet-i kerime hakkında şoyle buyurmuştur: “Allah ’a ve Resûlu ’ne îman edenler, dunyada ve Ă‚hirette tam olarak rahmete nĂ‚il olurlar. Allah ’a ve Resûlu ’ne îman etmeyenler de sırf Peygamber Efendimiz ’in devrinde yaşadıkları ve onun ummeti oldukları icin onceki kavimlerin dunyada uğradığı «yerin dibine gecme», «maymuna cevrilme», «uzerlerine taş yağdırılması» gibi ilĂ‚hî azaplardan korunurlar. Bu, onların, Allah Resûlu sĂ‚yesinde nĂ‚il oldukları dunyevî rahmettir.” (Beyhakî, DelĂ‚ilu ’n-nubuvve, V, 486; Heysemî, VII, 69) [2] Bu mektupların metinleri elimizde olduğu gibi bir kısmının bizzat orijinal hĂ‚li de İstanbul Topkapı Sarayı Muzesi ’nde ziyĂ‚ret edilebilmektedir. Mektupların fotoğrafları ve tahlilleri icin Prof. Dr. M. Hamidullah ’ın Six originaux des lettres diplomatiques du prophete de İslam, Paris 1985 / Hazret-i Peygamber ’in Altı Orijinal Diplomatik Mektubu, trc. Mehmet Yazgan, İstanbul 1998; İslĂ‚m Peygamberi; el-VesĂ‚iku ’s-siyĂ‚siyye isimli eserlerine bakılabilir.
Kaynak: Dr. Murat Kaya, Ebedi Yol Haritası İslam, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan