Olum yok oluş mudur? Hz. Mevlana olum gecesini ne olarak tanımlamaktadır? Hz. Mevlana ’ya gore olum.Her hayat sahibinin mutlakĂ‚ başından gececek olan olum, insanın şahsına munhasır yaşayacağı husûsî bir kıyĂ‚met gibidir. Nasıl ki AllĂ‚h ’a îman edip istikĂ‚met uzere bir kulluk hayatı yaşayanlara kıyĂ‚met gunu korku ve huzun olmayacaksa, kişinin husûsî kıyĂ‚meti demek olan olum Ă‚nında da aynı durum yaşanacaktır. Bu itibarla olum, kişinin mĂ‚nevî derecesine gore tecellî edecektir.
OLUMUN RENGİ Hazret-i MevlĂ‚nĂ‚ bu hakîkati ne guzel îzah eder:
“Oğul! Herkesin olumu kendi rengindedir. AllĂ‚h ’a vuslat olduğunu duşunmeden olumden nefret edenlere ve olume duşman olanlara, olum korkunc bir duşman gibi gorunur. Olume dost olanların karşısına da dost gibi cıkar.”
“Ey olumden korkup kacan can! İşin aslını, sozun doğrusunu istersen, sen aslında olumden korkmuyorsun; sen kendi gunah ve gafletlerinden korkuyorsun.”
“Cunku olum aynasında gorup urktuğun, korktuğun; olumun cehresi değil, kendi cirkin yuzundur. Senin rûhun bir ağaca benzer. Olum ise o ağacın yaprağıdır. Her yaprak, ağacın cinsine gore tezĂ‚hur eder…”
“KıyĂ‚met gunu, alacalı okuzler, yani kotu duşunceli kĂ‚firler ve fĂ‚sıklar icin korkunc bir kurban bayramıdır. O gun, okuzlere olum, muʼminlere ise bayram gunudur.”
Nasıl ki kurban bayramında mu ’minler bayram eder, hayvanat ise bıcak altına yatar; kıyĂ‚met gununde de insanların hĂ‚li, dunyadaki tercih, temĂ‚yul ve istikĂ‚metlerine gore, bu iki durumdan birine benzeyecektir. Ya bayram edenlerden olacaklardır, ya da azĂ‚ba mustahak olanlardan…
Bu hakîkat dolayısıyla bir kul, hayatını sırf dunyaya îmĂ‚n etmiş gibi nefsinin esiri olarak yaşarsa, kabir onu karanlık bir mahzen ve kĂ‚buslarla dolu bir zindan hĂ‚linde karşılar. Olumun dehşeti hicbir şeyle mukĂ‚yese edilemeyecek derecede onu muzdarip kılar.
Fakat kul, İslĂ‚mî esaslara riĂ‚yetle nefsĂ‚nî arzularını aşar ve rûhunda meknuz olan ulvî vasıflar istikĂ‚metinde merhaleler katederse, olum, hayal otesi muazzam ve muteĂ‚l olan Rabbe vuslatın mecburî bir şartı olarak gorulur. Boylece ekseri insanlarda soğuk urpertilere sebep olan olum, gonullerde “En Yuce Dost”a kavuşma heyecanına donuşur.
HZ. MEVLANA OLUM GECESİNİ NE OLARAK TANIMLAMAKTADIR? Nitekim MevlĂ‚nĂ‚ Hazretleri, kendi olum gecesini de “Şeb-i Arûs: duğun gecesi”, yani dunya gurbetinden kurtulup sılaya vuslat şeklinde telĂ‚kkî etmiş ve şoyle buyurmuştur:
“Olduğum gun, tabutumu gotururlerken, bende bu dunya derdi var sanma! Dunyadan ayrıldığıma uzuluyorum zannetme! Sakın ola ki olduğum icin ağlama; «Yazık, vah-vah!» deme! Eğer ben yaşarken nefse uyup şeytanın tuzağına duşersem, işte hayıflanmanın sırası o zamandır!
Beni toprağa verdiklerinde de; «VedĂ‚, vedĂ‚!» deme! Bilesin ki o vakit, benim ayrılık vaktim değil, (Rabbimle) buluşma, yani vuslat vaktimdir!
Mezar bir perdedir ki, onun arkasında Cennet ’in huzuru vardır! Batmayı gordun değil mi? Doğmayı da seyret! Guneş ’le Ay ’a, ufukta kaybolmaktan dolayı hicbir ziyan gelir mi?
Bu hĂ‚l, sana; batmak, kaybolmak gibi gorunse de, aslında doğmaktır, yeniden hayata kavuşmaktır!
Tohum toprağa duşse onun icin «oldu» denebilir mi?..
Bil ki olum, rûhun bir başka Ă‚leme doğmasının sancısıdır. Yani bu fĂ‚nî Ă‚lem icin adı olumdur, ama bĂ‚kī ve ebedî olan Ă‚lem icin adı doğumdur!..
Hem değil mi ki, canı Allah almaktadır; bil ki olum, has kullar icin şeker gibi tatlıdır. KezĂ‚ olum, ateş bile olsa, AllĂ‚h ’a halîl/dost olana gulluk gulistanlıktır; Ă‚b-ı hayattır...”
OLUM YOK OLUŞ MUDUR? VelhĂ‚sıl olum, bir yok oluş değil, ebedî hayata doğuştur. Nasıl ki bir bebeğe gore dunyaya geliş bir doğum oluyorsa, rûhun bedenden cıkıp Ă‚lem-i berzaha gitmesi de bir başka Ă‚leme doğuştur. Oradan da ebediyet yurdu olan Ă‚hirete bir doğum olacaktır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları


İslam ve İhsan