Sevginin omru olur mu?
Muhabbet, sevenin sevdiğinde kendi ozelliklerini gormesinden kaynaklanır. CenĂ‚b-ı Hak, bir kulunda kendi cemĂ‚lî sıfatlarını gorduğu nisbette o kulunu sever. Yani bir mu ’min, Allah ve Resûlu ’nun emir ve tavsiye buyurduğu guzel ahlĂ‚k ile ahlĂ‚klandığı nisbette ilĂ‚hî muhabbete nĂ‚il olur.
Bu Ă‚lemde her şey zıddıyla kĂ‚imdir. Muhabbetin zıddı nefret olduğundan, AllĂ‚h ’ın sevmediklerinden nefret etmek de, O ’nu sevmenin en tabiî olcusudur.
Nitekim CenĂ‚b-ı Hak, Habîbim buyurduğu Sevgili Resûlu ’ne eziyet veren Ebû Leheb ’e lĂ‚net etmiş ve bu ilĂ‚hî gazabını Kur ’Ă‚n-ı Kerîm ’de bir sûre ile butun insanlığa beyan buyurmuştur. Dolayısıyla denilebilir ki, zıtlarına nefret edilmeden yaşanan bir muhabbet noksandır, ciddiyet ve samimiyetten uzaktır.
Muhabbetin HĂ‚lık ’ı, menbaı ve nihĂ‚î gĂ‚yesi Allah ’tır. Mu ’min, butun fĂ‚nî muhabbetleri, ilĂ‚hî muhabbete bir basamak bilmelidir. Zira hakîkî muhabbet, fĂ‚nî muhabbetlerin dar hudûdunu aştıktan sonra başlar. İlĂ‚hî muhabbetin lezzeti karşısında diğer muhabbetlerin gecici ve anlık lezzetleri, tıpkı guneş karşısındaki bir mum ışığı gibi sonuk kalır.
Hazret-i MevlÂn bunu ne guzel ifÂde eder:
“CenĂ‚b-ı Hak, bir yudumcuk ilĂ‚hî muhabbete oyle bir husûsiyet vermiştir ki, ondan nasîb alan, iki Ă‚lemin endişesinden kurtuluşa erer.”
SEVGİNİN OMRU OLUR MU?
Hak dostları, muhabbette zirveleşmenin muşahhas misalleridir. Allah muhabbetini lĂ‚yıkıyla tadan gercek mu ’minler; AllĂ‚h ’ı, Resûlu ’nu ve Onlar ’ın sevdiklerini de severler. Kalplerinde diğer butun sevgilerin omurleri tukenir.
Ana-baba, coluk-cocuk, mal, can, eş-dost, konu-komşu, millet, vatan, ezan, bayrak ve emsĂ‚li her şeyi, yani AllĂ‚h ’ın butun nîmetlerini yine Allah icin sevmek ise, muhabbetin hakîkatine vĂ‚kıf olmanın işaretleridir. Zira Allah ’tan gayrısına yonelmiş gibi gorunen bu nevî muhabbetler de, esĂ‚sen Allah icin olduğundan, kalbe huzur bahşeder.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Ornek Ahlakından 1, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan