Kur ’Ă‚n ’a muhĂ‚tap kılınan mu ’minlerin, onun ahlĂ‚kıyla ahlĂ‚klanması ve onun kelĂ‚mî guzelliklerine de yaklaşmaya gayret etmesi lĂ‚zımdır.
KĂ‚inatta butun varlıklar kendi dillerince Hakk ’ı zikir ve tesbîh ile meşgul olurlar. MahlûkĂ‚t icinde lisĂ‚nın en gelişmiş şekli ise, insan nesline lutfedilmiştir. Nitekim Kur ’Ă‚n-ı Kerîm ’de:
“RahmĂ‚n, Kur ’Ă‚n ’ı oğretti, insanı yarattı, ona beyĂ‚nı oğretti.” (er-RahmĂ‚n, 1-4) buyrulur.
Rabbimizin biz kullarına Kur ’Ă‚n ’ı oğrettiğini ve hemen akabinden de beyan kĂ‚biliyeti, yani konuşma, îzah ve ifĂ‚de istîdĂ‚dı bahşettiğini bildirmesinde, uzerinde duşunulmesi gereken nice hikmetler vardır.
En başta Rabbimiz, biz kullarından, insanlar arası munĂ‚sebetlerde
Kur ’Ă‚n olculeriyle terbiye edilerek şekillendirilmiş bir konuşma uslûbu istemektedir.
Ote yandan Kur ’Ă‚n-ı Kerîm ’in en muhim vasıflarından biri de, fesĂ‚hat ve belĂ‚gati, yani eşsiz edebî kıymetidir. Her fĂ‚nî eser birkac kez okununca bıkkınlık verir. Kur ’Ă‚n ise, okundukca lezzeti artar.
BIKMADAN OKUNAN KİTAP
Âyet-i kerîmede buyrulur:
“Allah sozun en guzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi...” (ez-Zumer, 23)
Nitekim edebiyat fuarlarında birinci gelen soz ustĂ‚dı Arap şĂ‚irler, Kur ’Ă‚n Ă‚yetlerinin eşsiz fesĂ‚hat ve belĂ‚gat kudretini gorduklerinde, KĂ‚be ’nin duvarlarına asılmış olan şiirlerini indirmek mecbûriyetinde kalmışlardır.
Dolayısıyla kelĂ‚mî bir mûcize olan Kur ’Ă‚n ’a muhĂ‚tap kılınan mu ’minlerin, onun ahlĂ‚kıyla ahlĂ‚klanması ve onun kelĂ‚mî guzelliklerine de yaklaşmaya gayret etmesi lĂ‚zımdır. Yani en mukemmel ifĂ‚de kudretine mĂ‚kes olan Kur ’Ă‚n-ı Kerîm, bizden de pırlanta ifĂ‚deler ister. Maksadı guzel ve tesirli bir şekilde ifĂ‚de edebilmek icin, berrak bir su gibi akıcı ve rûha huzur veren, duzgun bir lisan şarttır. Zira İslĂ‚m ’ın guzellik, nezĂ‚ket ve zarĂ‚feti, lisan guzelliği ile de sergilenmelidir.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Ornek AhlĂ‚kından 1, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan