Preeklampsi gebeliğin 20. Haftasından sonra ortaya cıkan hipertansiyon (kan basıncının 140/90 mm/Hg’nin uzerinde olması ve sistemik bazı belirtilerin (idrarda protein kaybı, karaciğer enzimlerinde etkilenme, kan tablosunda etkilenme, beyin fonksiyonlarında değişiklikler, gorme ile ilgili sorunlar ve nihayet anne rahmindeki bebeğin de etkilenmesi) ile ortaya cıkan bir durumdur.
Preeklampsi genellikle gebeliğin 20. Haftasından sonra ortaya cıkmakla birlikte coğul gebelikler ya da halk arasında uzum gebeliği denilen molar gebeliklerde daha erken haftalarda da ortaya cıkabilmektedir.
Preeklampsi tanısı nasıl konulur:
Gebelikten once tansiyonları normal olduğu bilinen bir gebede, gebeliğin 20. Haftasında sonra tansiyonun 140/90 mm/Hg’den yuksek olculmesi ile birlikte, idrarda protein kaybı, karaciğer enzimlerinde artma, solunum sıkıntısı (akciğer odemi nedeniyle), beyin ile ilgili sorunlar (başağrısı, kusma, gorme bulanıkları ve gozunun onunden ışıklı cisimler ucması vs gibi), idrar miktarında azalma varlığında preeklampsi tanısı konulmaktadır.
Preeklampsi Nasıl Yonetilir:
Preeklampsinin esas tedavisi doğumun gercekleştirilmesidir. Doğum anne icin he zaman iyi olmakla beraber bebek icin her zaman en iyi secenek olamamaktadır. Zira 37 haftanın altında doğumlara prematur doğum demekteyiz ve prematur doğan bebekler daha cok yeni doğan yoğun bakım unitesine gitmekte, orada uzun sureler kalmakta, beyin, akciğer ve diğer organ gelişimleri tam olmadığından pek cok sorunla karşılaşmaktadırlar. O nedenler miadından once ortaya cıkan preeklampsi olgularının yonetimi biraz daha karmaşık ve zor hale gelmektedir.
Preeklampsi, hastalığın şiddetine gore, ‘’Preeklampsi’’ ve ‘’Ağır Preeklampsi’’ olarak sınıflandırılmaktadır. Ağır preeklampsi, annenin hayatını tehdit eden bir durum olduğu icin prematur de olsa doğum planlanmaktadır. Bebeğin akciğer gelişimini hızlandırmak icin steroid uygulaması, annenin durumunun stabilize edilmesi, hayati fonksiyonlarının takip edilmesi gerekmektedir. Ayrıca annede konvulziyonların (havale gecirme) oluşmasını engellemek icin magnezyum sulfat uygulanmaktadır. Bu gun icin preeklampsi tablosuna eklenmiş konvulziyonlar (havale gecirme) ve yine preeklampsi tablosuna eklenmiş karaciğer enzim yuksekliği ve trombosit sayısında azalma (trombositopeni) da ‘’Ağır preeklampsi’’ olarak değerlendirilmekte ve yonetilmektedir.
Preeklampsi gelişmeden once ongorulebilir mi? Onlenebilir mi?
Uterusa (rahim) giden kan damarlarındaki direncin doppler ile olculmesi uzunca bir sure preeklampsi gelişmesi muhtemel gebelerin tahmini icin calışıldı. Ancak testin tahmin gucu yeterli bulunmadı. Bu gun preeklampsi gelişecek gebeleri tahmin amacıyla plasentanın yerleşiminde gorev alan damarlanma ve buyume sağlayıcı faktorler ile bunların etkilerini sınırlayan faktorler arasındaki dengeyi araştıran calışmalar on plandadır ve umit vericidir. Ancak pahalı testler olduğu icin guncel pratikte henuz yer alamamışlardır.
Bu laboratuar testlerinden başka bu gun icin riskli gruplar uzerinde yapılan calışmalarda hikayelerinde onceki gebeliklerinde preeklampsi geciren gebeler, gebelikten once diyabet, hipertansiyon, bobrek hastalığı ve kollajen doku hastalığı (lupus vb) olan gebelerde preeklampsi gelişme riski normal topluma gore cok neredeyse 5-10 kat arttığından bu gruplara duşuk doz asetil salisilik asit (aspirin 100-150) mg verilmesinin işe yaradığına dair bildiriler mevcuttur. Bu gruplara gebeliğin 16. haftasından once başlanan aspirin hem tum hipertansif hastalıkların oluşmasını hem de ağıt formaların oluşmasını anlamlı olarak azaltmaktadır.
Gebelere gebe kalmadan once kan basıncı olcumu dÂhil bir muayeneden gecmelerinin onerilmesi, gebe kaldıktan sonra da kan basıncı olcumleri ile birlikte diğer gerekli testlerin yaptırılması hem hastalığın gelişimi, hem de gelişecek olursa en az sıkıntı ile geciştirilmesinde yardımcı olacaktır.
Konu ile ilgili yurt ici ve dışında yayımlanmış calışmalarıma ve kongre konuşmalarıma aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
Comparison of serum copper, zinc, calcium, and magnesium levels in preeclamptic and healthy pregnant women.
Kumru S, Aydin S, Simsek M, Sahin K, Yaman M, Ay G.
Biol Trace Elem Res. 2003 Aug;94(2):105-12.
Changes of serum paraoxonase (an HDL-cholesterol-associated lipophilic antioxidant) and arylesterase activities in severe preeclamptic women.
Kumru S, Aydin S, Gursu MF, Ozcan Z.
Eur J Obstet Gynecol Reprod Biol. 2004 Jun 15;114(2):177-81.
Correlation of maternal serum high-sensitive C-reactive protein levels with biochemical and clinical parameters in preeclampsia.
Kumru S, Godekmerdan A, Kutlu S, Ozcan Z.
Eur J Obstet Gynecol Reprod Biol. 2006 Feb 1;124(2):164-7. Epub 2005 Jul 28.
PMID:16054746
Serum leptin and ghrelin concentrations of maternal serum, arterial and venous cord blood in healthy and preeclamptic pregnant women.
Aydin S, Guzel SP, Kumru S, Aydin S, Akin O, Kavak E, Sahin I, Bozkurt M, Halifeoglu I.
J Physiol Biochem. 2008 Mar;64(1):51-9.
PMID:18663995
Mean platelet volume, neutrophil-lymphocyte ratio and platelet-lymphocyte ratio in severe preeclampsia.
Yavuzcan A, Cağlar M, Ustun Y, Dilbaz S, Ozdemir I, Yildiz E, Ozbilgec S, Kumru S.
Ginekol Pol. 2014 Mar;85(3):197-203.
PMID:24783431
Selahattin Kumru - TJOD
www.tjod.org/.../Proteinuri-Agir-preeklampsi-tanisi-icin-gercekten-gereksiz-midir.ppt
SELAHATTUN KUMRU 9-14
www.perinataldergi.com/Files/Archive/tr-TR/Articles/PD-2005013101.pdf
Hafif ve ağır preeklampsi olgularında plazma homosistein duzeylerinin ...
www.perinataldergi.com/Archive/Article/20040121004



[h=2]Antalya Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]