Her turlu hareketimizi kas-iskelet sistemi sayesinde gercekleştiriyoruz. Bu sistemin onemli kısmını kemiklerimiz oluşturmaktadır. Anne rahmindeki gunlerimizden itibaren gelişimimizin temeli kemiklerimizde gercekleşir. İskeletimizi oluşturmak yanında, kanın temel yapısını oluşturan hucrelerin bulunduğu kemik iliğini de icerir.
Kemik kitlesi, cocukluk ve ergenlik doneminde artış gosterir, 30 ile 40 yaş arasında doruk noktasına ulaşır ve yaşlanmayla birlikte giderek azalır. Kadınlar erkeklere gore daha az kemik kitlesine sahiptir ve menopozu takiben beş yıl icinde hızlı bir şekilde kemik kaybederler. Yaşla ilgili kayıp yılda ortalama %1;dir. Yaşam boyu kadınlar kemik kitlesinin %30-40;ını, erkekler %20-30;unu kaybederler.
Osteoporoz, halk arasında bilinen ismi ile ;Kemik erimesi hastalığı; en sık gorulen kemik hastalığıdır. Yaşam suresinin artması nedeni ile onemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. İlk olarak 1829;da Jean Georges LOBSTEIN tarafından ;porous bone; (gozeli kemik) şeklinde tanımlanmıştır. Daha sonra 1948;de ALBRIGHT, ;too little bone in bone; (kemik icinde cok az kemik) şeklinde tanımlamıştır. Kelime anlamı, kemiğin delikleşmesidir.
Kemik kitlesinin azalması ve kemik yapısının bozulması sonucunda, kemik kırılganlığının artması ile karakterize, kemik kaybı ilerler ise kemik kırıkları ile sonuclanan kas-iskelet sistemi hastalığıdır. Osteoporozlu kemikler dışardan bakıldığında normal gorunse de icyapıda buyuk boşluklar vardır ve dolayısıyla kolayca kırılabilirler. Bu olay destek sutunları cıkartılmış bir binaya benzetilebilir.
Kemiklerimiz surekli yapım ve yıkım halindedir. Yaşlılık doneminde vucudumuzun yenilenme kabiliyeti azalır. Organların depolarında ve dengeleme kontrollerinde azalma soz konusudur. Osteoporoz yaşlanmanın sonucudur. Kişiye ozel risk faktorleri, cevresel ve genetik faktorler bu doğal surecin şiddetini belirlemektedir. Yaşlılığa bağlı gorulen osteoporoz (senil osteoporoz) dışında, bazı hastalıklar ve bazı ilacların kullanımı nedeni ile de her yaşta osteoporoz gorulebilir. Hormonal hastalıklar (troid hastalıkları [guatr], şeker hastalığı, ureme sisteminin hormonal hastalıkları

, sindirim sistemi hastalıkları (D vitamini ve kemiklerin temel yapısını oluşturan kalsiyumun emilimini etkileyen hastalıklar

, kemik iliği hastalıkları, organ nakli, genetik hastalıklar, romatizma hastalıkları ve bazı ilacların kullanımı (hormonlar, kortizonlu ilaclar, kanser ilacları

da osteoporoza neden olabilmektedir.
Genc ya da yaşlı, kadın ya da erkek, herkesin osteoporoz hakkında bilgi sahibi olması gereklidir. Bu hastalık kemiklerinizi o denli gozenekli hale getirir ki kolayca kırılırlar. Kemiklerin kırılganlaşması, boyda kısalma ve kırıklar yaşlanma surecinin bir parcası olarak duşunulse de asıl nedeni osteoporozdur. Gunumuzde osteoporozun etkili bir şekilde tedavi edilebilmesi ve insanların coğunun osteoporozdan korunabilmesi iyi bir haberdir. Bunu sağlayabilmek icin cocukluk doneminden yaşlılığa kadar kemiklerimizi korumamız gerekmektedir.
Başlangıcta genellikle sessiz seyreder veya onemsenmeyen ağrılar şeklinde yakınmalar gozlenir. Osteoporozun ilk belirtisi kucuk bir duşme veya burkulma sonucunda meydana gelen kalca, omurga ve el bileği kırığı da olabilir. Omurga zayıflarsa, travma olmaksızın omurlar ezilebilir ve bu durum boyda kısalmaya neden olabilir. Cok sayıda ezilme varsa omurgada eğilme ve kamburluk gorulebilir. Başlangıcta şiddetli sırt ağrısı ve daha sonra surekli sırt ağrısı gorulebilir. Biraz ağrı, ağrısız olarak boy kaybı veya sadece sırtta kamburluk fark edilebilir. Omurga iyice eğildiyse kaburgaların altındaki boşluk azaldığından soluk almada gucluk cekilebilir, baş one duşer, karın one cıkar. Boy kaybı diğer organların mesane uzerine baskı yapmasına yol acar ve bu nedenle idrar kacırma problemi oluşabilir.
Osteoporoz, kalca, omurga ve el bileği kırıkları nedeni ile yaşam kalitesini ve verimliliği duşuren, aynı zamanda yuksek ekonomik kayba neden olan bir hastalıktır. Onemli bir halk sağlığı sorunudur. Yaşam surecindeki risk faktorleri ve korunma yontemleri iyi bilinmelidir.
Yaşlılığa bağlı osteoporoz (senil osteoporoz); bir hastalık değil, yaşlanma surecinde meydana gelen diğer bedensel değişiklikler gibi, doğal bir sonuctur. Ancak, kişide risk faktorleri mevcut ise ve kontrol altına alınmaz ise, osteoporozun şiddeti artmakta, istenmeyen sonuclar meydana gelmektedir.
Osteoporoz icin bazı risk faktorleri belirlenmiştir.
Kadın olmak:
Kadınlar erkeklere gore daha az kemik dokusuna sahiptir. Ozellikle menopozu takiben 5 yıl icerisinde hızlı bir şekilde kemik kitlesi kaybederler. Yaşam boyu kadınlarda %30-40, erkeklerde ise %20-30 kemik kitlesi kaybı olur.
50 yaşın ustunde olmak:
Kemik kitlesi, cocukluk ve ergenlik doneminde artış gosterir, 30 ile 40 yaş arasında doruk noktasına ulaşır ve yaşlanmayla birlikte giderek azalır. Kemiklerimiz surekli yapım ve yıkım halindedir. Yaşlılık doneminde vucudumuzun yenilenme kabiliyeti azalır. Organların depolarında ve dengeleme kontrollerinde azalma soz konusudur. Osteoporoz yaşlanmanın sonuclarından birisidir.
Menopoza girmiş olmak:
Menopoz, kadınlarda ureme kabiliyetinin kaybolduğu donemdir. Bununla birlikte ureme hormonlarında da azalma gozlenir. Ureme sisteminden salgılanan ostrojen hormonu, kemik gelişimini ve kemiklerdeki yapımın devamlılığını sağlayan hormonlardan birisidir. Menopoz donemine girmiş kadınların ortalama ucte birinde osteoporoz gelişmektedir. Bunun sorumlusu ostrojen duzeyindeki azalmadır.
Erken menopoza girmek veya yumurtalıkların ameliyat ile alınmasını takiben cerrahi (yapay) menopoza girmek.
Erkeklerde...
Erkek cinsiyet hormonu olan testosterondaki azalma ile de kemik kitlesi azalabilmektedir. Erkeklerdeki cinsiyet hormonları da ostrojen gibi kemiklerin yapımını destekler.
Duşuk kalsiyum iceren yiyeceklerle beslenme ve D vitamini eksikliği:
Kemiklerimize sertliği sağlayan madde kalsiyumdur. Osteoporozlu kemiklerde, yapısal değişiklikler yanında kalsiyum eksikliği de olmaktadır. D vitamini; temel olarak, guneş ışığının direkt cildimize teması ile vucudumuzda yapılan bir hormondur. Kalsiyumun emilimini ve vucutta kullanımını duzenler. Guneş ışığının cilde direkt teması az olan kişilerde D vitamini eksikliği gorulebilir. D vitamini eksikliği kalsiyum eksikliğine neden olur.
Fiziksel aktivitenin ve hareketliliğin az olması, egzersiz yapılmaması (sedanter yaşam):
Egzersizin kemik kitlesini artırdığı ve kemiği kuvvetlendirdiği kanıtlanmıştır. Her yaşta, yaşa ve kişiye uygun bedensel aktivite, vucuttaki dengeyi korumakla birlikte kemiklerimizi sağlamlaştırır ve yaşlılık donemindeki osteoporozun şiddetini azaltır. Unutulmamalıdır ki, ''YAŞAM HAREKETTİR''...
Ailede osteoporozlu kimselerin bulunması:
Her hastalığın olduğu gibi osteoporozunda ailesel yonu bulunmaktadır. Annelerinde osteoporoza bağlı omurga kırığı oykusu olan genc kadınlarda kemik kitlesinde azalmaya rastlanmaktadır.
Kısa boylu, ince yapılı kişiler:
İri yapılı, kilolu kişilere gore daha fazla osteoporoz riski taşımaktadırlar.
Beyaz tenli, acık renk gozlu olanlar:
Osteoporoz daha sık gorulmektedir.
Sigara icmek:
Bircok hastalığa davetiye cıkarır ve osteoporoz riskini artırır.
Osteoporozda istenmeyen sonuc, kemik kırıklarıdır. Uzun kemiklerin uc kısımlarını ve omurgayı daha cok zayıflatır. Bu nedenle en sık omurga, kalca ve el bileği kırıkları meydana gelmektedir.
Omurga kırıkları:
Sıklıkla travma olmaksızın meydana gelir. Sessiz ve sinsice seyreder. Genellikle sırt bolgesindeki omurlarda, cokme veya kamalaşma şeklinde meydana gelir. Boyda kısalma ve kamburlaşmaya neden olur. Omurilik ve sinir koku hasarı (felc) cok nadir gozlenir. Sırt ve bel bolgesinde ağrıya neden olur. Genellikle ameliyat ile tedavi gerektirmemektedir.
El bileği kırıkları:
El uzerine duşme sonucunda oluşmaktadır. Kırığa neden olmayacağı duşunulen hafif bir travma sonucunda meydana gelir. Genellikle kırığın duzeltilmesi ve alcı ile tespit edilmesi gerekir. Bazı kırıklarda ameliyat ile tedavi gerekli olabilir. Kırık iyileşmesi sonrasında da sorunlar devam eder. El bileği ve elde osteoporoz gorulebilir. Eklemlerde sertlik meydana gelebilir. Hareket kısıtlılığı ve ağrı şikayeti olur. Hasta elini kullanmakta gucluk ceker.
Kalca bolgesi kırıkları:
Yaşlılık doneminin en onemli kırıklarıdır. Emboli (kan pıhtısı veya kırık bolgesindeki yağ dokusunun, akciğer, kalp, beyin veya vucudun herhangi bir yerindeki damarı tıkaması) riski yuksektir. Genellikle ayak burkulması veya hafif bir duşme sonrasında meydana gelir. Hastanın yurumesini engeller. Sıklıkla ameliyat ile tedavi gerektirir. Hastanın yuruyememesi (emboli riskini artırır), emboli riskinin yuksek olması ve genellikle kalca protezi (kalca ekleminin metal cisim -platin- ile değiştirilmesi) ameliyatı gerektirmesi nedeni ile yaşlılık doneminin en onemli kırığıdır.
Osteoporoz yaşlılık doneminin doğal bir sonucu olabilir. Ancak; bedenimizi yaşlılık donemine ne kadar iyi hazırlarsak, her yaşımızda sağlıklı yaşam icin ne kadar caba gosterirsek ve sağlığımız ile ilgili doktor onerilerini ne kadar yerine getirirsek, bu doğal surecin sonuclarından o kadar korunmuş oluruz. Bedenimiz icin; NE EKERSEK, ONU BİCERİZ;
Senil osteoporoz yaşlılığın bir getirisi olabilir, ancak; osteoporoz nedeni ile oluşan sakatlıklar alın yazısı olarak değerlendirilmemelidir. Anne rahmindeki gunlerimizden itibaren yaşamımızın her doneminde sağlığımız icin gosterilen caba, geleceğe yatırımdır. Sonraki zamanlarda bedenimizin daha guclu olmasını ve hastalıklara daha zor yakalanmamızı sağlayacaktır. Senil osteoporoz nedeni ile oluşan kırıklar, yaşlılık oncesindeki gunlerimizin faturası olarak değerlendirilmelidir.
Kemiklerimizin guclu olması icin temel faktorlerden birisi beslenmedir. Yaşamın her doneminde tum besinlerin duzenli ve belli miktarda alınması gereklidir. Kemiklerin temel yapısını oluşturan ve sertliğini sağlayan kalsiyum, en cok sut ve sut urunlerinde (yoğurt, ayran, peynir vb.) bulunur. Yeşil yapraklı sebzeler, pekmez, susam, kuru baklagiller ve kurutulmuş meyveler de kalsiyumdan zengin gıdalardır. Sağlıklı yetişkinlerin, gunde en az, yarım litre sutte bulunan kalsiyuma eşdeğer (~600 mg) kalsiyum almaları gereklidir. Doğumdan ergenlik donemine kadar, ergenlik doneminde, hamilelik ve emzirme donemlerinde kalsiyum alımı cok onemlidir.
Kemiklerin gelişimi icin gerekli diğer madde D vitaminidir. D vitamini, temel olarak, guneş ışığının direkt cildimize teması ile vucudumuzda yapılır. Kalsiyumun emilimini ve vucutta kullanımını duzenler. D vitamini eksikliği kalsiyum eksikliğine neden olmaktadır. Yaşamın her doneminde cildimizin guneş ışığı ile temasını sağlamamız gerekmektedir. Ozellikle bahar ve kış aylarındaki guneşli gunlerde uzun sureli yuruyuş yapılmalıdır.
Kemiklerimizin yapısını oluşturan diğer madde proteinlerdir. Yaşam boyu dengeli beslenme kemiklerimizin sağlığı icin de gereklidir. Yaşamın erken donemlerindeki beslenme yetersizliği veya dengesiz beslenme, erişkin ve yaşlılık doneminde kemiklerimizin sağlıksız olmasına neden olmakta ve osteoporoza zemin hazırlamaktadır.
Vucudumuzun ve kemiklerimizin gelişimi icin beslenme yanında egzersiz, yani duzenli sportif aktivite de gereklidir. Egzersizin kemik kitlesini artırdığı ve kemiği kuvvetlendirdiği kanıtlanmıştır. Her yaşta yapılan, yaşa ve kişiye uygun bedensel aktivite, vucuttaki dengeyi korumakla birlikte kemiklerimizi sağlamlaştırır ve yaşlılık donemindeki osteoporozun şiddetini azaltır. Unutulmamalıdır ki YAŞAM HAREKETTİR.
Her yaşa ve her kişiye en uygun egzersiz, yuruyuştur. Bedensel sağlığımız icin yaşam icerisindeki hareketliliğimizi artıran davranışlara yonelmemiz gerekmektedir. Motorlu araclar yerine yurumeyi veya bisiklete binmeyi, asansor yerine merdiveni tercih etmeliyiz. Gunluk, duzenli ve belli sure yuruyuş yaparak beden sağlığımızı korumalıyız. Yaşadığımız cevrenin şartlarına ve bedenimize uygun spor yapma alışkanlığını da kazanmalıyız. Unutmayınız; spor yapmanın yaşı yoktur. Size en uygun sportif aktivite icin bize danışınız.
Osteoporozdan korunmak icin yaşamın her doneminde dengeli beslenme, duzenli egzersiz yanında, duzenli doktor kontrolune gelmeli ve doktor onerilerini yerine getirmelisiniz. Osteoporoz icin; Ortopedi ve Travmatoloji, İc Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Kadın Hastalıkları ve Doğum polikliniklerinden yardım alabilirsiniz.
Doktorunuz, şikayetlerinizi ve osteoporoz hastalığı ile ilgili gecmişinizi sorgulayacaktır. Size en uygun tedavi şeklini belirlemek uzere ceşitli testler yapmak isteyebilir. Gunumuzde en sık yapılan ve en guvenilir test Kemik Dansitometrisi (kemik olcumu) dir.
Doktorunuz, osteoporoz tanısı konulduktan sonra, tedaviniz icin belli ilacları kullanmanızı ve duzenli aralıklar ile kontrole gelmenizi isteyecektir. Yaşam bicimi, diyet ve ağrıların giderilmesi konusunda size bilgiler verebilir. Tedaviniz icin onerilen ilacları kullanmak yanında korunma yontemlerinde anlattığımız, beslenme ve egzersiz onerilerini de uygulamanız gerekmektedir.
Osteoporozdan korunmanın en onemli yonu kemik kırıklarının onlenmesidir. Osteoporoza bağlı kemik kırıkları, genellikle normal kemiklerde kırığa neden olamayacak şiddetteki travmalar sonucunda oluşmaktadır. Hafif bir ayak burkulması veya el uzerine hafifce duşme, kalca ve el bileği kırıklarına neden olabilir. Kırıklardan korunmak icin almamız gereken onlemler ve yaşadığımız ortamda değiştirmemiz gereken ozellikler bulunmaktadır.
Egzersiz yaparak kas gucu ve denge kontrolunun sağlanması:
Duzenli egzersiz, kemiklerimizin gelişimini sağlamak yanında kas gucumuzu de artırarak dengeli yurumemize yardımcı olacaktır.
Duşme riski yaratan hastalıkların kontrol altına alınması:
Kalp hastalıkları, tansiyon hastalığı, gorme problemleri, denge bozukluğu yapan norolojik (sinirsel) hastalıklar ve ic kulak hastalıklarını duşme riski nedeni ile de ciddiye almanız gerekmektedir. Tedavi icin doktorunuzun onerilerine mutlaka uyunuz.
Denge bozukluğu yapan ilaclardan mumkun olduğunca kacınılması:
Bu turde ilacları kullanmanız gerekli ise doktorunuz bu konuda sizleri uyaracaktır. Dikkatli olunuz.
Yurume bozukluğu yapan hastalıklar...
Kas-iskelet sistemi veya norolojik hastalığı olan kişilerin, yurutec ya da baston gibi yardımcı cihazları kullanması, dengeli yurume ve travmadan korunmak icin gerekli olabilir.
Uygun giyim eşyalarının kullanılması:
Alcak topuklu ayakkabılar, bacaklara dolanmayan rahat giysiler, kayarak duşmemize engel olacak, tabanı kaygan olmayan, yere sıkıca tutunan ayakkabıların tercih edilmesi gerekmektedir.
Cevre koşullarının uygun bicimde duzenlenmesi:
Evlerimizdeki kaygan zeminlerin, kapı eşikleri ve halı yukseltilerinin ortadan kaldırılması, yeterli aydınlatmanın sağlanması, evcil hayvanların ve cocuk oyuncaklarının ayakaltında bulundurulmaması gerekmektedir.
Her yıl ulkemizde ve tum dunyada osteoporoza bağlı, cok sayıda kalca ve el bileği kırığı meydana gelmekte, bircok kişi bu sonuclardan etkilenmektedir. İnsanlar sakat kalmakta, hayatını bağımsız surdurememekte ve onemli bir kısmı emboli (kan pıhtısı veya kırık bolgesindeki yağ dokusunun, akciğer, kalp, beyin veya vucudun herhangi bir yerindeki damarı tıkaması) nedeni ile felce yakalanmakta, sakat kalmakta veya olmektedir. Pek cok insan kırıklara bağlı olarak anlamlı derecede ağrı ve sakatlık yaşamakta, başkalarına bağımlı hale gelmektedir. Bunun yanında tedavi giderleri ulke ekonomisini onemli derecede etkilemektedir. Osteoporoz, sadece kişileri değil tum toplumu ilgilendiren onemli bir sorundur. Toplumdaki her birey osteoporoz hakkında bilgilendirilmelidir.
[h=2]Aydın Ortopedi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]