.
.
.
.
.

.
.
.
.
.
.
.
.
.







Hani elimden gelse de sana gokten yıldızları indirip, sersem yuruduğun yollara... Gozlerin gibi, bastığın yollar ışıldasa…

Hani bir yolu olsa da gecelerini de aydınlatabilsem gunduzler gibi… Kavuşma ihtimali guneş gibi ışıl ışılken, geceni gunduz edip cağırabilsem seni, gel diyebilsem…

Seni sevmek bir cocuğu sevindirmek kadar kutsal icimde... Huzurlu uzun bir yolculuk gibisin. Hani yolu bilirsin de sonunu unutasın gelir. Hic gormemişsin, daha once hic gitmemiş gibi… Keşke sana bu yolun sonunu unutturabilsem…

Hani imkÂnım olsa da seni benden ayrı tutan bu yazgıya isyanların en buyuğuyle başkaldırabilsem… Asiye cıkan adımla gunahların en buyuğune batsam…

İcimdeki hissin bir tarifi olabilse, sana ozel kelimeler turetsem hic bilinmedik… Kimse soylemese ikimizden başka, sana seni anlatabilmenin bir yolu olsa…



Hani kalabilse her şey yerli yerince… Sen kalabilsen beni sever halinle, ben kalabilsem hep aynı… Ne mesafelerin adı gecse aramızda, ne ayrılığın sozu edilse… Unutabilsen her şeyi, unutturabilsem… Silip yeniden yazabilsem hikÂyenin sonunu...


alintidir