Doktora eÄŸitimini tamamlayarak yükseköğretim kurumlarında görevlerine devam eden araÅŸtırma görevlileri derse girebilirler mi ? BilindiÄŸi üzere, hangi kadroda görev yaparsa yapsın 2547 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi kapsamında doçentlik unvanını alanların kadro unvanlarının gerektirdiÄŸi görev ve sorumlulukları yerine getirmek ÅŸartıyla doçentliÄŸin her türlü akademik haklarından yararlanmalarına YÖK Genel Kurulu tarafından 18 Mayıs 2016 tarihinde kararlaÅŸtırılmÄ&# 177;ÅŸtır.
Ayrıca söz konusu kararda; kadro unvanının gerektirdiÄŸi görev ve sorumlulukları yerine getirmeleri kaydıyla öğretim görevlisi, okutman, araÅŸtırma görevlisi, uzman, eÄŸitim öğretim planlamacısı ve çevirici kadrolarında bulunanların haftalık ders yüklerinin 10 saat olarak belirlenmesine, bu saat üzerindeki ders yükleri için doçent göstergesi üzerinden ek ders ücreti almaları uygun görülmüşt&# 195;¼r. Kararı görmek için TIKLAYINIZ.
Bu karar çerçevesinde, 2547 sayılı Kanuna göre yasal olarak ders vermek görevi olmayan öğretim yardımcıları sınıfındaki araştırma görevlisi, uzman, çevirici ve eğitim-öğretim planlamacısı kadrosunda bulunanlardan doçentlik unvanı alanların, doçentlik kadrosuna atamaları yapılıncaya kadar ders görevi almalarında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
DOKTORASI BİTEN ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ DERSE GİREBİLİR Mİ ?

YÖK'ün almış olduğu bu önemli karar sonrası, yükseköğretim kurumlarında doktora eğitimini tamamlayan araştırma görevlilerinin öğretim üyesi kadrolarına atamaları yapılıncaya kadar yasal olarak derse girmelerinin mümkün olup olmadığı, mümkün olduğu takdirde haftalık ders yüklerinin nasıl belirleneceği hususunda tereddütler oluşmuştur. Bunu mevzuat hükümleri ışığı nda açıklamaya çalışalı m.
BilindiÄŸi gibi, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun Tanımlar baÅŸlıklı 3 üncü maddesinin (m) fıkrasının 3 üncü bendinde; "Yardımcı Doçent: : Doktora çalışmaları nı baÅŸarı ile tamamlamış, tıpta uzmanlık veya belli sanat dallarında yeterlik belge ve yetkisini kazanmış, ilk kademedeki akademik unvana sahip kiÅŸidir." ÅŸeklinde tanımlanmıştÄ&#17 7;r.
DiÄŸer taraftan, aynı kanunun 36 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasında; "Öğretim üyesi, kadrosunun bulunduÄŸu yükseköğretim birimi ile sınırlı olmaksızın ve ihtiyaç bulunması halinde görevli olduÄŸu üniversitede haftada asgari on saat ders vermekle yükümlüdÃ&#1 88;r. Öğretim görevlisi ve okutmanlar ise, haftada asgari on iki saat ders vermekle yükümlüdÃ&#1 88;r." ifadesi bulunmaktadır.
Bununla birlikte, mezkur kanunun Yardımcı DoçentliÄŸe atama baÅŸlıklı 23 üncü maddesinin (a) fıkrasında; "Bir üniversite biriminde açık bulunan yardımcı doçentlik, isteklilerin baÅŸvurması için rektörlükçe ilan edilir. Fakültelerde ve fakültelere baÄŸlı kuruluÅŸlarda dekan, rektörlüğe baÄŸlı enstitü ve yüksekokullarda müdürler; biri o birimin yöneticisi, biri de o üniversite dışından olmak üzere üç profesör veya doçent tespit ederek bunlardan adayların her biri hakkında yazılı mütalaa isterler. Dekan veya ilgili müdür kendi yönetim kurullarının görüşün&#19 5;¼ de aldıktan sonra önerilerini rektöre sunar. Atama, rektör tarafından yapılır." hükmü yer almaktadır.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun bahsettiğimiz hükümleri doğrultusunda haberimize konu olan soru değerlendirildiğinde;

Yardımcı Doçentlik bir akademik unvan olmakla birlikte; öncelikle bu unvana sahip olabilmek için sırasıyla:
1-Doktora eğitiminin tamamlanması,
2-Yükseköğretim kurumu tarafından kadro ilan edilmesi,
3-Çeviri sınavları ile jürinin olumlu mütalaalarının alınması,
4-Dekan veya ilgili birim amirlerinin yönetim kurulu görüşlerinin Rektöre sunulması,

KAPAT [X]
5-Rektörün atama kararını vermesi gibi süreçleri içermektedir.
Bu açıdan, Yardımcı Doçent unvanı alabilmek, Doçentlikte olduğu gibi "Doçentlik Sınav Yönetmeliği" çerçevesinde tüm şartları taşıyan adayların bilim alanı bazında müracaat ettiği bir uygulama ile olmamaktadır.
Daha da açık bir şekilde ifade edersek Yardımcı Doçentlik bir KADRO, Doçentlik ise bir UNVANDIR.
Sonuç olarak, doktora eÄŸitimini tamamlayarak Yardımcı Doçentlik kadrosuna atanmayı bekleyen araÅŸtırma görevlilerinin mevcut mevzuat hükümlerine göre ne derse girebilmeleri ne de girdikleri ders karşılığÄ&# 177; ücret alabilmeleri mümkün deÄŸildir....
Yavuz Selim KAPLAN