Önder Yýlmaz / ANKARA - Suyun profesörü olarak bilinen, eski Orman ve Su Ýþleri Bakaný ve eski DSÝ Genel Müdürü Prof. Dr. Veysel Eroðlu, kuraklýðýn artýk tabii afetler sýnýfýna girdiðini, iyi bir iþletme ve su kaynaklarýnýn planlý yönetimi ile kuraklýklarýn yönetilebileceðini söyledi.

Milliyet’e konuþan Eroðlu, Türkiye’deki yaðýþlarýn hidrolojik takvimine göre, 1 Ekim 2022 ile 30 Eylül 2023 tarihleri arasýnýn bir yaðýþ yýlý olarak kabul edildiðini, bu dönemde yaðýþlarýn yüzde 3,7 oranýnda azaldýðýný, bunun büyük bir azalma oraný olarak görülemeyeceðini belirtti. Eroðlu, “Bölge bölge deðerlendirecek olursak; yaðýþlarýn en fazla azaldýðý bölgeler Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoðu Anadolu. Uzun yýllar ortalamasýna göre Marmara’da yüzde 21,8 azalma, Ege’de yüzde 5, Akdeniz’de yüzde 14,7, Güneydoðu Anadolu’da ise yüzde 12’lik bir azalma olmuþ. Karadeniz’de ise yüzde 14,7’lik artýþ söz konusu” bilgisini verdi.

Kiþi baþýna yýllýk bin 300 metreküp su miktarý düþtüðünü, Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadýðýný vurgulayan Eroðlu, “Her damlasýný akýllýca kullanmamýz gerekir” ifadesini kullandý.

‘Kuraklýk yönetilebilir’

“Kuraklýk artýk tabi afetler sýnýfýna girmektedir” diyen Eroðlu, Türkiye’nin 1989, 1994, 2001, 2007, 2014 yýllarýnda kuraklýk yaþadýðýný, her yedi yýlda bir orta þiddet, 19 yýlda bir de büyük þiddette kuraklýk gerçekleþtiðini, burada asýl önemli noktanýn kuraklýðýn nasýl yönetildiði meselesi olduðunu söyledi.

Su kayýplarýný azaltmak için alt yapý tesisleri ve boru þebekelerinin yenilemesi gerektiðini ancak belediyelerin bu konuda gayret göstermediklerini savunan Eroðlu, “Geçmiþte söylediðim bir sözü yineliyorum: Festival yapacaklarý yerde su þebekelerini yenilesinler” dedi.



Buharlaþmaya önlem

Sýcak mevsimlerde barajlarda yaþanan en büyük sorunlarýn buharlaþma ve alg (yosun) patlamasý olduðunu belirten Eroðlu, “Sýð ve yüzey alaný büyük barajlarda buharlaþma daha fazla, derin ve yüzey alaný küçük olanlarda daha azdýr. Uygun iþletme ile buharlaþmanýn az olduðu kýþ aylarýnda mümkün mertebe sýð ve yüzeyi geniþ olan barajlar kullanýlýrsa buharlaþan sudan tasarruf edilir” dedi. Buharlaþmaya; yüzey alaný, sýðlýk, rüzgâr hýzý, sýcaklýk ve havadaki nem oranýnýn etki ettiðini söyleyen Eroðlu, buharlaþmayý önlemek için öngörülen fiziki metotlarý þöyle sýraladý:

Etkili ama pahalý

“Fiziki tedbirler; yüzeyin örtülmesi, bunun için toplar veya baþka plastik maddeler kullanýlabilir. En uygunu fiziki metotlar olup; bunlarýn yüzde 70 hatta yüzde 90 nispetinde buharlaþmayý azalttýðý ama pahalý olduðu bilinmektedir. Rüzgâr tesirini azaltmak için hâkim rüzgar yönüne rüzgar perdeleri de düþünülebilir. Hatta aðaçlandýrma da kýsmen rüzgârý kesmek açýsýndan faydalý olabilir. Alttaki soðuk suyun üst tabakaya yönlendirilmesi. Yani 18 metreden daha derin barajlarda alttaki soðuk suyun hava basýlarak üst kýsma yönlendirilmesidir.”

Güneþ panelleri

Fiziki tedbirler içinde güneþ enerji panellerinin önemli bir uygulama olduðuna iþaret eden Eroðlu, “Bakanlýðým döneminde hem buharlaþmayý önlemek hem de panel kullanýmý dolayýsýyla arazi talebini azaltmak için bir genelge yayýnlayarak baraj ve göletler ile büyük açýk su kanallarýnda DSÝ iznini almak þartýyla güneþ enerji sistemlerinin kurulmasýna imkân saðlamýþtýk. Hatta kendim de bu maksatla ekonomik yüzer güneþ enerji sistemleri geliþtirmiþtim. Bu sistemin hem temiz enerji üretimi saðlamasý hem de buharlaþmayý azaltmasý açýsýndan çifte faydasý var” dedi.

Bitki kaplama

Eroðlu, buharlaþmayý önlemenin “yüzeyin içme suyunun kalitesini bozmayacak bitkilerle kaplanmasý” gibi biyolojik metotlarýnýn da bulunduðunu söyledi. Kimyevi metotlara da dikkat çeken Eroðlu, aktif karbon kullanarak yüzeyin karartýlmasýnýn da sýklýkla kullanýlan bir yöntem olduðunu belirtti. Eroðlu, “su yüzeyinde ince bir tabaka oluþturan bazý kimyevi maddeler Avustralya’da denenmiþtir. Ancak rüzgâr bu ince tabakayý parçaladýðýndan iyi netice alýnamamýþtýr. Ayrýca içme suyu barajlarýnda kullanýlan maddelerin saðlýða zararlý olmamasý gerekir. Bu kimyevi maddeleri kullanmadan önce baraj gölündeki balýk gibi canlý hayat da dikkate alýnmalýdýr” diye konuþtu.