Guatr hastalığı, boynun on kısmında iki taraflı olarak yer alan tiroid (kalkan) bezinin iltihap ve tumore bağlı olmaksızın normalden fazla buyumesi olarak tanımlanır. Erişkinlerde tiroid bezinin ağırlığı normalde 20-25 gramdır.
Cok buyuk guatrlar el veya gozle muayene sırasında kolaylıkla tespit edilebilir. Ancak şupheli durumlarda ultrasonografi ile tanı konmalıdır. Tiroidin erişkinlerdeki normal boyutları 20x25x50 milimetredir. Ultrasonografide tiroidin derinlik capının 25mm uzerine cıkması buyume olarak değerlendirilir. Ayrıca, ultrasonografik olarak tiroid glandının volumu bulunduktan sonra bunun 0.52 ile carpımı sonucu gram cinsinden ağırlığı kolaylıkla hesaplanabilir. Ozellikle bazı kadınlarda boyun yapısı nedeni ile tiroit normal olarak ele gelebilir. Dolayısıyla her ele gelen tiroit guatr olarak değerlendirilmemeli ancak ultrasonografik olcumle kesin tanı konmalıdır.
Bir bolgede guatr hastalığı oranı %10’un uzerindeyse o bolgede “endemik guatr”dan soz edilir. Bu oran %10’un altındaysa burada gorulen guatr hastalığı “sporadik guatr”dır.
İC-DIŞ, ERKEK-DİŞİ GUATR NE ANLAMA GELİYOR?
İc-dış, erkek-dişi guatr ifadeleri tıbbi terimler değildir ve halk tarafından kullanılır. Kişinin boyun yapısına gore bezin buyumesi dışardan gorunuyorsa (zayıf ve boynu uzun olanlarda gorulur) halk arasında buna dış guatr denir. Bezin buyumesi gorunmuyorsa (şişman ve kısa boyunlularda gorulmez) buna da ic guatr denir.
Ameliyattan sonra tekrar eden yani nuks olanlara dişi guatr, tekrar etmeyenlere de erkek guatr denir. Oysa guatrın tekrarlaması, genellikle tedavisinin veya takibinin eksik yapılmasından kaynaklanır. Eğer bezin belli bir kısmı cıkarıldıktan sonra ihtiyac olan hormon dışarıdan verilmezse ic dengeler devreye girer ve hipofiz bezi tarafından tiroid bezinin buyumesine neden olan TSH salgılanır. Bu salgı da tiroid bezini uyararak yeniden buyumesine sebep olur.
GUATR NEDENLERİ NELERDİR?
İyot ve bazı minerallerin eksikliği veya fazlalığı, guatr yapıcı bazı yiyeceklerin fazla tuketilmesi, ayrıca tiroid bezinin iltihapları, nodulleri, tumor ve kanserleri de tiroid bezinde buyumeye, yani guatra sebep olur. Ancak en onemli sebeplerden birisi de ailesel faktorlerdir.
GUATR BELİRTİLERİ NELERDİR?
Tiroid bezi fonksiyonlarına bağlı belirtiler:
– Hormonlar fazla salgılanıyorsa (Hipertiroidi; zehirli guatr):
Carpıntı, sinirlilik, ellerde titreme, fazla terleme, ince ve nemli cilt, sıcağa tahammulsuzluk, cok yemek yeme, zayıflama, uykusuzluk.
– Hormonlar az salgılanıyorsa (Hipotiroidi):
Kabızlık, iştahsızlık, şişmanlık, kuru cilt ve sac, unutkanlık, depresyon, nabız yavaşlığı, tansiyon duşukluğu, kas krampları, soğuğa tahammulsuzluk, uykuya eğilim. Tiroid hormonlarının duşukluğu bebekte olursa; zeka geriliği, boy kısalığı vb. ile giden bir tablo gelişir.
Tiroid bezinin yapısına bağlı belirtiler:
– Genelde basit diffuz guatr herhangi bir şikayete neden olmaz.
– Buyuk ve nodullu guatrlar, soluk veya yemek borusu uzerine olan baskı nedeniyle nefes darlığına veya yutma gucluğune neden olabilir. Ancak bu durum norotik hastalarda gorulen ve globus histerikus denilen boğazdaki sıkışma hissi ile karıştırılmamalıdır.
– Buyuk guatrlar, ayrıca boyun toplardamarları uzerine baskı yaparak bu damarların genişlemesine neden olabilir.
– Tiroit glandı gunlerce veya haftalarca yavaşca buyuyup kuculmesi ve bazen ağrılı olması sessiz veya subakut tiroiditte (bir ceşit iltihaplanma) gorulur.
– Tiroidin ani olarak buyumesi, ağrılı ve hassas olması tiroit nodulu icine kanamada veya ani olarak buyuyen tiroit kanserlerinde gorulur.
– Otoimmun guatrlarda simetrik veya asimetrik buyume gorulmesi tiroit lenfomasını duşundurur.
GUATR TANISI NASIL KONUR?
Gunumuzde guatr tanısı konması cok kolaydır. Basit bir tiroid ultrasonu ile bezin yapısının gorulmesi ve kanda bakılacak olan tiroid bezinin salgıladığı ve tiroid beziyle ilgili olan hormon değerleriyle bir kişiye guatrı olup olmadığı soylenebilir.
GUATR TEDAVİSİ
Guatr tedavisi duruma gore temel olarak ilacla, ameliyatla veya radyoaktif iyot ile yapılabilir.
Erken saptanan ve doğru tedavi edilen guatr hastalığı, kişiye hicbir zarar vermeden omrunun sonuna kadar ilac ile tedavi edilerek belli aralıklarla takip edilebilir. Ancak hastalık ilac tedavisine rağmen ilerlerse veya kanser kuşkusu varsa ameliyat gerekir.
Ulkemizde guatr hastalığının takip ve tedavisinde belli bir standart ne yazık ki yoktur. Bazı merkezlerde cok onceden ameliyat olması gerektiği halde ameliyat onerilmediği icin kanserleşene kadar takip edilen guatrlar olduğu gibi, bazı merkezlerde de hic ameliyat gerekmediği halde erkenden ameliyat edilen olgulara cok sıklıkla rastlıyoruz.
Ulkemizdeki guatr hastalığına oranladığımızda guatr ameliyatı olanların sayısı, olması gerekenin 4 katına yaklaşmaktadır. Yani başka bir deyişle istatistiksel olarak guatr ameliyatı olan 4 kişiden yalnızca birinin gercekten ameliyata ihtiyacı vardır. Bunun yanında, ameliyat kriterleri taşıdığı halde takip eden doktor tarafından zamanında bir cerraha yonlendirilmediği icin kanserleşen veya tedavisi imkansız hale guatrlara da sıklıkla rastlanmaktadır.
Oysa guatr hastalığı teşhisi cok kolay ve takip kriterleri cok belirgin olan bir hastalıktır. Yani konuyu bilen bir doktor, birkac basit tetkikle hastanın ilacla veya ilacsız olarak ne kadar aralıklarla takip edilmesi gerektiğini, biyopsi veya ameliyat gerekip gerekmediğini kolaylıkla tespit edebilir. Ancak belki ulkemizde cok sayıda guatr hastası olduğundan, belki doktorların gerekli zamanı hastalarına ayıramadıklarından, belki her konuya yetişmeye calışırken guncel bilgi ve deneyimden uzak kaldıklarından, belki de başka sebeplerden bu sık gorulen ve kolay tedavi edilen hastalık, bazı hastalar icin kÂbus haline gelmektedir.
Takip ve Tedavi ilkelerini basitce şoyle sıralayabiliriz:
– Basit diffuz guatrlar, yani tiroid bezinin belirti vermeyen nodulsuz buyumeleri yalnızca takip edilir. Gerekirse ilac desteğiyle tiroid bezi istirahate alınır.
– Cok sayıda nodulu olan guatrlarda noduller buyumuyorsa, hastayı rahatsız etmiyorsa ve kanser kuşkusu yoksa takip edilir. Gerekirse ilac desteğiyle tiroid bezi istirahate alınır.
– Genc hastalarda ve yaşlılarda gorulen tek nodullu guatrlar daha fazla kanser riski taşıdığından biyopsilerle yakından takip edilmeli, kuşku olduğunda ameliyat edilmelidir.
– Tiroid fonksiyonlarında bir bozulma varsa buna yonelik ilac tedavisi yapılır, fonksiyonlar normale getirildikten sonra takip edilerek ameliyata gerek olup olmadığına karar verilir.
– Tiroid bezi nodullerinin yapısında kuşku ceken bir durum veya ısrarlı buyume varsa mutlaka iğne biyopsisi yapılır. İğne biyopsisi temiz gelirse hasta ameliyat edilmeden takip edilebilir.
– İğne biyopsisi sonucunda kanser kuşkusu varsa mutlaka kısa sure icerisinde ameliyat yapılır.
– Kanser kuşkusu yoksa bile tiroid bezi fazla buyuduğu icin hastada şikayete yol acıyor ise ameliyat edilebilir.
İlac tedavisi:
Guatr tedavisinde kullanılan ilaclar iki gruptur.
En cok kullanılanlar, tiroid hormon preparatları, yani tiroid bezinin urettiği hormonu iceren ilaclardır. Hipotiroidide, takip edilen guatrlarda veya tiroiditlerde tiroid bezini dinlendirmek icin, ameliyat sonrasında tiroid hormonu acığını karşılamak icin kullanılırlar. Her guatr hastası hayatının bir doneminde mutlaka bu ilaclardan kullanır. Omur boyu kullanılabilen ilaclardır.
Tiroid homonu miktarını azaltan ilaclar ise yalnızca hipertiroidi dediğimiz zehirli guatr durumunda kullanılırlar. Bu ilacların uzun sureli kullanımlarda yan etkileri olabildiğinden, hormonlar normale donduğunde diğer tedavi yontemlerine gecilmesi uygun olur.
Cerrahi tedavi (Ameliyat):
İlac tedavisine yanıt alınamadığında veya kanser kuşkusu olduğunda guatr hastaları ameliyatla tedavi edilir. Gunumuzde benimsenen cerrahi tedavi yontemi, tiroid bezinin ameliyatla tamamının alınmasıdır. Onceki yıllarda yapılan tiroid bezinin bir kısmının alındığı subtotal ameliyatlardan sonra hastalık nuksettiğinden veya patolojide kanser cıkması sonucunda yeniden ameliyat olma gerekliliği ortaya cıktığından, subtotal ameliyatlar artık terk edilmektedir. Tiroid bezinin tamamının alınmasıyla hem nuks etme olasılığı ortadan kalkmakta, hem de kanser cıkma olasılığı karşısında yeniden ameliyat olma gerekliliği ortadan kalkmaktadır.
Guatr ameliyatıyla ilgili en cok duyulan endişeler kalacak iz ve ses kısıklığıyla ilgilidir. Gunumuzde guatr ameliyatları 4-5 santimetrelik kesilerden yapılmakta ve estetik dikişlerle kapatılmaktadır. Bu nedenle geride belirgin bir iz kalmaz. Ses kısıklığı ise bir ameliyat komplikasyonu olup, %3-5 oranında gorulebilmektedir ancak ameliyat usulune uygun yapıldığında genellikle birkac gun icerisinde kendiliğinden gecer.
Tiroid ameliyatlarından sonra hastalar omurlerinin sonuna kadar uygun dozda tiroid hormon hapı almak zorundadırlar.
Radyoaktif İyot Tedavisi:
Ameliyat olamayacak hastalardaki hipertiroidi (zehirli guatr) durumlarında veya tiroid bezi kanserlerinde cerrahi sonrasında tedaviye ek olarak uygulanan bir tedavidir. Hasta bir kereye mahsus olmak uzere uygun dozda bir radyoaktif iyot preparatı yutar. Doza bağlı olarak bazen tedavi sırasında hastanın birkac gun cevreden izole edilmesi gerekebilir.
TAKİP
Guatr hastaları ne şekilde tedavi edilirlerse edilsinler, omurlerinin sonuna kadar takip edilmelidirler. Cunku son cozum olan ameliyattan sonra bile, nuks olasılığı olmamasına karşın, hastalar dışarıdan hormon preperatı aldıklarından, kandaki hormon duzeylerinin takip edilip, gereğinde ilac dozunun duzenlenmesi gerekir. Bu nedenle guatr hastaları yaşadıkları yerde, konuyla ilgili mumkunse tek bir doktorun kontrolune girerek takip ve tedavilerini ozenle surdurmelidirler.

[h=2]Bursa Genel Cerrahi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]