Zaman zaman bazı arkadaşlarınızın sizden cok daha az ders calıştığı halde daha yuksek notlar aldığına şahit olmuşsunuzdur. Bunun icin kolay fakat doğru olmayan acıklama, doğuştan veya genetik ozelliklerden kaynaklanan "zeka farkı" olduğudur. İnsanlar coğunlukla kelimeleri dikkatsizce kullanırlar; "daha iyi beyin" veya "yuksek IQ" gibi. Fakat artık biliyoruz ki zeka oğreniliyor. Kendimizi oğrenmeye ne kadar zorlarsak, beynimizdeki belli moduller daha iyi iletişim kuruyor. IQ, okuma, yazma, ve aritmetik becerileri olcer. Fakat bu akademik zekanın duygusal yaşamla hicbir ilgisi yoktur. Zeki olan birisi, Daniel Goleman'ın(33,34) Duygusal Zeka kitabındaki bir karakter olan David Pologruto gibi rasyonel olmayan bir şey yapabilir. IQ kişinin işe girmesini kolaylaştırabilse de prestij, zenginlik ve mutluluğun garantisi değildir. Kişinin işe girdikten sonra terfi etmesi icin gereken ise IQ değil EQ yani duygusal zekadır.
Duygusal zeka nedir? Salovey ve John Mayer duygusal zekayı beş alan altında acıklarlar. Birincisi; duygularımızı bilmektir ki bu oz-farkındalık gerektirir. "Ruh halimizin ve ruh halimizle ilgili duşuncelerimizin farkında olmak" psikolog Mayer'e gore oz-farkındalığın ne anlama geldiğidir. Duygularımızı izleyebiliriz ki bu da bize duygularımızla ilgili kesin gerceği verir. Oz-farkındalık duygularımızla baş etmemize yardımcı olur. Duygularımızı farkedememek, nerede yaşayacağımız, kiminle evleneceğimiz gibi geleceğimize bağlı kararları vermekte yıkıcı olabilir. Boyle kararlar rasyonellikle yapılamaz. Aksine gecmiş deneyimlerle edinilen duygusal bir akıl gerektirir.
İkinci alan duyguları yonetmektir. Kendimizi sakinleştirebilir, stress, ofke gibi duygularımızı yonetebiliriz. Bazen insanlara bu duyguları yonetmek oğretilmiyor ve kendilerini yatıştıramıyorlar. Bu yuzden de silahı alıp birilerini kolayca oldurebiliyorlar. Cunku beyinde kendilerini sakinleştirme ile ilgili alanları kusurlu. Hayatta iniş ve cıkışlar dengede olmalı. Kaygı ve stresi azaltmak icin yoga, at binmek, egzersiz yapmak, yurumek, muzik aleti calmak, doğada gezinmek, dans etmek, sıcak duş almak gibi pek cok yontem vardır. Eğer travmatik bir ilişkiden cıkmışsanız televizyon seyretmek en iyisidir. Kendimizi yatıştırırken deneyimlediğimiz duygusal kendinden gecme de oldukca şaşırtıcı ve olağanustu bir durumdur. Zaman ve mekan kavramı kaybolur, kaygıdan arınırız ve "zor olan her şey kolay gelir." Kendimizi kontrol etmeyi bu şekilde geliştirebiliriz. Bu başkalaşma halini deneyimlemek icin ne yazık ki uyuşturucu kullananlar var ki bu en kotu yol. Bir aktiviteyi surekli ust uste uygulamak da bu başkalaşma haline gelmenin başka bir yolu. Yaptığımız şeyi seviyorsak, zevkin uc noktasına erişmek kolay.
Ucuncu alan kendimizi motive etmek yani oz motivasyondur ve kendine hakim olabilmenin gostergesidir. Durtuselliğimizi kontrol ederek ve hazzı erteleyerek kendimizi kontrol ederiz. Cezbedici olana direnenler sosyal olarak daha becerikli ve yeterlidir: kişisel olarak etkili, kendine guvenli ve yaşamın zorlukları ile baş etme becerileri yuksektir.
Dorduncu alan başkalarının duygularını fark edebilmektir ki empati olarak da bilinir. Empati becerisi yuksek olanlar, diğerlerinin ne hissettiğinin, ne istediğinin ve neye ihtiyacı olduğunun gostergesi olan sosyal sinyalleri alabilirler. Oz farkındalığımız ne kadar yuksekse, diğerlerinin duygularını da o denli okuruz. Duygularımızı yonetmeye başladığımızda başkalarının duygularını yonetmeye de başlarız. Aslında iki zihnimiz vardır: "biri duşunur, diğeri hisseder"(Goleman,97). Duygusal iletişimin %10'u sozel, %90'ı sozsuzdur. Birbirimizle her ne sebeple olursa olsun bir iletişime gectiğimizde bircok sozel olmayan işaretler gondeririz. Hissettiğimizden farklı davranmak veya konuşmak duygusal zihnin eylemidir. Duygularımız ve eylemlerimizdeki tutarlılık ise rasyonel zihnin eylemidir. Goz kontağının olmaması, birini kendimizden uzaklaştırmak veya herhangi bir sembolik engel koymak beden dilini oluşturan işaretlerdir.Tum hisleri ve duygusal ipuclarını okuyabilmek duygusal zekanın gostergesidir ve bilincsiz olarak yapılır. Bir ilişkide aynalama oldukca guclu bir geribildirimdir ve muhatabımızı anladığımızı gosterir. Bunu yaparken iceriği yeniden ozetleyerek muhatabın duygularını yansıtırız. Duvar ormeyi ise muhatabı duygusal olarak kapattığımızda kullanırız. Konuşmayı keser, iletişimi yok sayarız. Goleman'a gore bu, ilişkinin sağlığı icin oldukca yıkıcıdır.
Beşinci alan ilişkileri idare etmektir ki bir anlamda diğerlerinin duygularının ustesinden gelmektir. Başkaları ile yumuşak bir şekilde etkileşime girmeliyiz. Stres altında olduğumuzda veya duygusal ızdırap cektiğimizde kalp atışlarımız, kan sirkulasyonumuz ve vucut ısımız artar. Duygusal zekanın bir gosergesi de boyle bir durumda olduğumuzda bunu fark ederek kimse ile bir tartışma icine girmemektir. Doğru olan 20 dakika ortamdan uzaklaşmak en iyisidir. Erkeklerin sakinleşmesi biraz daha uzun surer; cunku daha duygusaldırlar. Goleman'a gore erkekler daha kolay incinir.
Aslında akademik zeka ve duygusal zekanın dışında başka zeka turleri de vardır. Harvard Universitesi'nde calışmalar yurutmuş Amerika'lı psikolog Gardner beyinleri hasar gormuş binlerce insan uzerinde yaptığı araştırmalar sonucu yedi tur zeka tanımlamıştır. Araştırmaya meraklı olanlar Coklu Zeka Kuramı altındaki kaynakları inceleyebilirler. Daniel Goleman'ın Turkce'ye cevrilmiş olan ve yukarıda bir ozetini vermeye calıştığım Duygusal Zeka Neden IQ dan Daha Onemli isimli kitabı okumanızı da mutlaka tavsiye ederim. Ozellikle ofke problemleri yaşayanlar icin de mesajlar ve oneriler icermektedir.
Kaynak
Goleman, D., (1995) Emotional Intelligence, New York, NY, England: Bantam Books, Inc.
Bahar Erden
Uzman Psikolog/Cift ve Aile Terapisti
[h=2]Muğla Pedagog uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]