Cocuklarımız icin bizden başlayalımEvlerimizin neşesi, hayat enerjimizin kaynağı, bugunumuz, yarınımız cocuklarımız…
Nasıl da kıymetliler bizim icin, nasıl da uzerlerine titriyoruz. Severken dahi korkuyoruz incitmekten. Pamuklara sarıp sarmalayıp koruyoruz. Ailemize minicik bir nefes olarak dahil olan kuzularımızı bu ozenle buyutuyoruz. Peki korunaklı kanatlarımız da daima kalacak mı yavrularımız? Dışardaki dunya aynı hassasiyeti gosterecek mi bizimle?
O cok kıymetli yavrularımızı, pamuklara sarıp sarmalayarak sakındığımız, korunaklı yuvalarımızdan dışarıya gondermek zorundayız ve dışardaki dunya sizin kadar ozen gostermeyecek cocuğunuza. Bu nedenle sizin guclu kollarınızdayken guclenmeli cocuğunuz. Sizinle birlikte kendini tanımalı. Farklılıklarını kabullenmeyi sizin ona yonelik davranışlarınızla oğrenmeli. Cocuğunuzu sadece sevmek ve korumak yeterli değil. Aksine aşırı sevgi ve korumacı tutum cocuğunuzun ailenizin dışındaki ortama, insanlara uyumunu gucleştirecektir. Dışardaki insanlardan da sizin onun icin yaptıklarınızı bekleyecek, isteyecek ve sonunda reddedilecektir. Cunku anne baba olarak sizin cocuğunuza gosterdiğiniz ozveriyi dışardaki kimse yapamayacak ya da yapmak istemeyecektir. Bırakın bu nedenle cocuklarınız duşsun. Yaralarını kendisi sarsın. Arkadaşlarıyla tartıştıklarında kendinizi tutun ve mudahale etmeyin problemlerini kendisi cozsun. Cocuğunuz talep etmeden surekli ona bir şeyler almayın. Bekleyin ve once cocuğunuz kendisi farkına varsın ihtiyaclarının. Kastettiğim bırakın cocuğunuz kendi kendisine buyusun değil. Cocuğunuz buyurken kendini tanımasına, icine doğduğu dunyayı keşfetmesine siz eşlik edin. Onun yanında olun. Ama cocuğunuzun bir birey olduğunu yaşamının sonuna kadar her an yanında olamayacağınızı bilin.
Hepimizin bildiği klasik bir hikaye vardır; “Kartal ve Yavrusu” Anne kartal yumurtadan yeni cıkmış yavrusunu oyle sever ki onu surekli kanatlarının altında korumak ister. Fakat gun gectikce yavru kartal buyumeye başlar. Annesinin kanatlarının altına sığamaz olur. Yavru kartalın bedenindeki değişiklikler anne kartalı heyecanlandırmakla beraber kaygılandırır da. Uzayan guzel tuylerinin yanı sıra tırnakları da uzayıp keskinleşmektedir. Zarar verir kaygısı ile anne kartal yavru kartalın tırnaklarını keser ve bu boyle devam edip gider. Gun gelir anne kartal yavru kartalın avlanmayı oğrenmesi gerektiğini duşunur. Cunku kendisi olmadan yavru kartalın yaşayabilmesi icin avlanabilmesi gereklidir. Fakat surekli kesilen tırnakları avını yakalayıp kavrayacak gucte değildir. Bu nedenle yavru kartal hicbir zaman kendi başına avlanabilecek beceriyi kazanamayacaktır.
Bugun iyilikleri icin peşinde koştuğumuz cocuklarımızın yarın yanında olamayabiliriz. Aynı tırnakları gelişmemiş bir kartal yavrusu gibi cocuğunuz hep cevresine bağımlı halde yaşayacaktır. Cocuklarınız sizin yanınızda guclensin, izin verin. Ona oğrenebilmesi icin ortam verin. Cocuklarınıza “BALIKLARI” değil; bunu başarabileceklerine dair inancı ve balıkları yakalayabilmelerini sağlayacak beceriyi verin…

[h=2]Osmaniye Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]