Guzelliğin Beş Para Etmez...
10.04.2016 / Hurriyet - Pazar
"Medikal estetikciler olmasa" diye tamamlıyorum başlığı. İşi daha da buyutmeye niyetliysek plastik cerrahları da bu gruba katabiliriz. Bu gun, canım karanlık gundeme girmek istemiyor. Onun yerine sizinle en delikanlı şekilde 'guzellik sırlarımı' ve estetik dunyasının bilinmeyen yonlerini paylaşmak istiyorum.
Beş altı yıl once inanılmaz guzellikte genc bir kadın, arkadaşımız oldu.
Yazın, kendisinin de icinde bulunduğu bir grup arkadaş, hep birlikte tekne tatiline cıkıldı.
Bir gece o afet arkadaşımızın yorulup yatmaya giderken, sırasıyla takma sac postişlerini, takma kirpiklerini ve takma tırnaklarını cıkardığını, biz şaşkınlık cığlıkları atarken, durust ve samimi biri olduğu icin, goğuslerinde silikon ve dudağında da dolgu olduğunu itiraf ettiğini hatırlıyorum.
Kanımca cirkin kadın yoktur, az bakım vardır.
Ya da, konu kadın guzelliğiyse, bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.
Artık 19 yaşındaki kızlar bile, belki ileride genclik fotoğrafları aleyhlerinde delil olarak kullanılmasın diye, tum mudahalelerden faydalanıyorlar.
Burun estetiği, dudak dolgusu, kaşlara kalıcı makyaj, zaten standart.
Ekstra aksesuvarlar istenirse bazen dişler yaptırılıyor, vucut şekillendiriliyor, kirpik protezi yapılıyor...
HARBİ ‘GUZELLİK SIRRI NEDİR?
Ben 19 ’ken, o yıllarda, bir tek burun yaptırılırdı.
Onu da ben tercih etmedim. Bu kararımı mantıklı bir sebeple acıklayamıyorum.
Ama bugun, ben dahil her unluye, cok guzel olup olmadığına bakılmadan ‘Guzellik sırlarının ’ sorulduğu bir donemdeyiz.
Merak ediliyor kardeşim.
Cunku dunyanın hicbir devresinde, guzelleşmek bu kadar mecburi olmamıştı!
Şahsen, ‘Guzellik sırlarım sorulduğunda ’, yıllarca ‘Bol su icmek, sigara icmemek, iyi genler, gulsuyu ’ filan dedim.
E bunun ‘sır ’ tarafı nerede? Kimden gizliyorsun da sır oluyor?
Kanımca esas guzellik ‘sırları ’ şunlardır: Lazer, botoks, dolgu, kok hucre enjeksiyonu, porselen diş, liposuction vs... Zira bunlar, hem (en azından coğunlukla) guzelleştirir, ve de kimseye soylenmediği, saklandığı icin, harbiden sırdır!
Şimdi burada, bakınız, delikanlı gibi acıklıyorum: Burnumda dolgu var, burnumun ucunda botoks var, arada yuzume lazerli cilt guzelleştirme uygulamaları yaptırıyorum, ara ara vitamin iğnesi, birkac kere de gozumun kenarına az miktarda botoks yapıldı, ayıp değil ya kardeşim?! Ha, bir de, uc hafta once omrumde ilk defa diyetisyene gittim, uc haftada 3 kilo verdim, mutlu ve gururluyum!
Yaa herşeyi soyledim bak.
Guzellik bende var mı yok mu sabaha kadar tartışırım.
Ama guzellik ‘sırrı ’m var, ve bunlar. Yurek yemiş gibi herşeyi anlattım, tum unluleri bu sosyal sorumluluk kampanyama beklerim!
Zira boyle acık konuşmak, bilgi vermek, guzelleşmek isteyen tum kadınlara “sosyal sorumluluğumuz”!
Ama benim bu ‘Estetik dunyasının Polat Alemdar ’ı ’ tavrım, bu konudaki gevezeliğim, pek yaygın değil.
Dolayısıyla estetik merkezlerinde, muhteşem bir koşe kapmaca yaşanıyor.
Unluler, sosyetikler, hicbiri olmayan ama sadece bir tanıdıkla karşılaşmaktan korkan hanımlar, hepsi bir arada bulunmalı, fakat birbirini gormemeli.
O yuzden, merkezler, labirent gibi yapılıyor.
Ne kadar cok oda, ne kadar cok bolme, o kadar iyi.
Paravanlar, seperasyonlar, cift kapılı odalar...
Girişte sizi beklettikleri odadan, bir kapıyla uygulama odasına geciliyor mesela.
O esnada uygulama odasının ikinci kapısından işi biten hasta gizlice cıkarılmış oluyor.
Siz lazerinizi yaptırmış, kızarmış bir yuzle cıkmadan once, bir asistan, koridoru, etrafı kolacan edip, sonra kapıyı acıp size “Evet, şimdi!” diyor ve boylece kimseye gorunmeden koşa koşa cıkabiliyorsunuz.
Benim gibi, bekleme salonuna uğrayıp, herkese gulucukler atıp selam vererek uzun uzun para odeyen avanaklardan değilseniz tabii.
GUZELLİK VE BAKIMIN GERCEK YUZU
Şimdi, unlu ve/veya sosyetik kadın dilinde, aşağıdaki resmi soylemlerin, hangi gercek guzellik sırrına tekabul ettiğini acıklıyorum.
- ‘Acıkhavada spor yapıyorum, oksijen cok onemli ’: Dolgu yaptırmış.
- ‘Sadece yeşil sabun ve gulsuyu kullanıyorum, doğalım ’: Lazer uygulamalarına girmiş.
- ‘Anneannemin cildi 90 yaşında hÂl pırıl pırıldı ’: Yuzunu gerdirmiş.
- ‘Bol sebze ve meyve yiyorum ’: Kok hucre enjeksiyonu yeni bitmiş.
- ‘Yuz yogası yapıyorum ’: Botoks var.
- ‘Pozitif bir insanım, yuzume vuruyor ’: Yukarıdakilerin hepsi!
Acı bir hakikati soylememe izin verin: yeşil sabun ve gulsuyuyla guzel kalabilen tek kadın Fatma Girik ’tir. Gerisine inanmayın.
Şimdi, hazırsanız, dergi editorluğunun, benden buyuk arkadaşlarımın ve hayatın bana oğrettiği diğer acı gercekleri ifşa edeceğim:
-Hicbir krem mucize yaratmayacak, ama faydası olacak. Paranızı sacmadan, iyi urunler kullanın.
-Her şeyden once akla yakın, zarif bir kiloda kalmaya ozen gosterin, zaten işin yarısı bitti demektir.
-Kendinizi kesseniz, estetik cerraha da kestirseniz olduğunuzdan maksimum 10- 15 yaş genc gorunebilirsiniz, kabullenin.
-Ne yaparsanız yapın, bir noktada annenize benzeyeceksiniz, bununla da barışın.
-Bir de... Gulsuyu kullanın, aman ha gulsuyunu ihmal etmeyin!
kaynak: sosyal. hurriyet. com