KİŞİLİK NEDİR?
Kişilik, bireyin ic ve dış cevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici, tutarlı ve yapılaşmış bir ilişki bicimidir. Burda “diğerlerinden ayırt edici” kavramıyla bireyi başkalarından farklı kılan ozellikleri vurgulanmaktadır. “Tutarlı” kavramıyla anlatılmak istenen, zaman icinde o bireyin benzer durumlarda davranışının pek değişmemesidir. “Yapılaşmış” kavramı ise kişiliğin cok sayıda birimlerden oluşan bir sistem olduğunu ve bu birimlerin birbiriyle bağlantılı olarak geliştiğini anlatmak isteriz. Orneğin; Bir insan iyi kalpli, yardımsever, sakin, uysal, ailesine bağlı, vazifesine duşkun olarak tanımlandığında bir celişki gormeyiz ancak bir insanı “iyi kalpli, huysuz, uysal, gecimsiz, saygılı ve saldırgan olarak tanımlamak bir celişkiye işaret eder ve bu durumda o bu bireyin kişilik yapısını anlamamız gucleşir. (1)
Kişilik tanımı yapılırken “mizac ve karakter” kavramlarını da beraberinde getirir. Mizac, bireylerin doğuştan getirdikleri kişilik ozellikleri, karakter ise bireylerin ailelerinden,arkadaşlarından gorerek, izleyerek oğrendikleri kişilik ozellikleridir. Bu karakteri oluşturan ozelliklerin ne kadar ustunden gecilir, ne kadar cok kullanılırsa o kadar kalıcı olur. Kişilik; karakter ve mizac ozelliklerini kapsar.(2)
KİŞİLİK GELİŞİMİ NEDEN ONEMLİDİR?(2)
Kendinizi nasıl tanımlarsınız? Başkaları sizi nasıl tanımlar? Sizi siz yapan, sizi başkalarından ayıran ozellikleriniz neler? Ofkelendiğinizde, aşık olduğunuzda, uzulduğunuzde, zor durumda kaldığınızda nasıl davranırsınız? İşte butun bu soruların cevapları, kişiliğimizde saklıdır.,dolayısıyla kişilik, bireyin kim olduğunu acıklar; yani belirli durumlarda neyi, nasıl yapacağını, cevresinde olup bitenleri nasıl değerlendireceğini, hayatında karşılaşacağı değişik olaylara nasıl tepkiler vereceğini ve değişik insanlarla kuracağı ilişkilerin doğasını acıklayabilir.
KİŞİLİK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI (3)
Kişilik gelişiminin basamaklarına gecmeden once, kişilik gelişiminin doğumdan başlayıp yaşam boyu suren bir surec olduğunu,cocuğun algılaması,hafızası,duşunme yeteneği geliştikce kişiliğin de geliştiği ve ayrıca kulture gore bu ozelliklerin farklılık gosterebileceğini goz onunde bulundurmak gerekir. Kulture gore farklılık gostermesi ne ornek verirsek; Amerikan toplumunda kişilerin daha bireysel davranmaları teşvik edilirken Turk toplumunda kişiler toplu olarak davranmaya teşvik ediliyorlar.
Kişilik gelişiminde belirli yaşlarda cocuğun edinmesi beklenen bazı ozellikler vardır. Bu ozelliklerin kazanılmasında cocuğun ailesi ile olan ilişkisi cok onemlidir. Hatırlarsak; karakter kavramından bahsederken karakteri kişinin ailesinden, arkadaşlarından oğrendiği kişilik ozelliklerinin oluşturduğunu soylemiştim. Dolayısıyla aile ile cocuğun kurduğu ilişki, kişilik ozelliklerini belirlemede etkili olacağından bu ilişkiyi sağlıklı kurmak, sağlıklı cocuklar yetişmesi acısından onemli olmaktadır. Bunun icin şimdi; bu ilişkilerin nasıl oluştuğunu ve bu ilişkiler geliştiğinde tam olarak gelişemediğinde neler olduğuna bir goz atalım.
TEMEL GUVEN *(4 )
DOĞUM -1.5 YAŞ (bebeklik)
İlk olarak bebeğin temel guven duygusunu kazanmasını beklediğimiz bu donemde, bebeğin annesiyle ya da ona bakım veren kişiyle olan ilişkisine bakalım. Bebek ilk doğduğunda bakıma muhtac durumdadır, dışardan verilecek besinler, uyaranlar ve uygun bakım olmazsa yaşamını surduremez; yani bebek dışardan verilenleri almak durumundadır. Buna karşılık anne / bakıcının da bebeğe bu bakımı vermeye hazır olduğunu ve bunu istediğini goruyoruz. Bebeğin bakıma ihtiyacının olması, annenin bu bakımı vermeye hazır olması karşılıklı ve duzenli bir ilişkiyi oluşturur, Ancak tabi ki anne; her zaman bebeğin bu ihtiyaclarını anında karşılayabilecek durumda olmayacaktır. Annenin kendine ayırdığı zaman,yemek yaptığı, zamanlar olacaktır. Peki o zaman bu ilişkinin dengesinin bozulmaması nelere bağlıdır? Bebek ve anne arasındaki ilişkinin surekli, tutarlı ve aynı olması bu dengeyi sağlar. Sureklidir; bu ilişki sık sık değişmemektedir. Tutarlıdır; toplumun gelenekleri ve olanaklarıyla celişmemektedir ve aynıdır; bakımı veren kişi değişmemektedir. İşte anne-cocukilişkisindeki bu sureklilik, tutarlılık ve aynılık cocukta “TEMEL GUVEN DUYGUSU” nun ozunu oluşturur. Bu duygu bir yandan cevrenin guvenirliğini yansıttığı gibi bir yandan da kendi benliğinin sureklilik ve aynılık taşıyan ve bakılmaya değer bir varlık olduğunu gostererek kendine guveni de sağlar. Cocuk kendisine ve cevresine guvenini sağlarken, annenin de aslında cocuğa bu bakımı verirken, buna ne denli hazır ve istekli olduğu, bize, annenin de kendisine ve annelik rolune guvenini geliştirdiğini gosterir. Yani bu donemde hem cocuk hem anne tarafında “guven” soz konusudur.
Cocuğa geri donersek; bu donemde herşeyin yolunda gitmesi cocuğun temel guven duygusunu geliştirmesini sağlar. Tabi ki butun yaşlarda kişinin keendisini koruması, tehlikeyi sezmesi acısından biraz da guvenmeme gereklidir. Ancak olumlu yonun yani guvenmenin – olumsuzdan yani guvenmemeden ustun olması gerekir. Bu olmadığı takdirde cocuk herşeye şupheyle yaklaşarak ‘şupheci’ olabilir. Temel guven duygusu kazanılmazsa “ay beni istemezler” , “ ben yapamam” “ben başaramam” gibi cumlelerine tanık olacağımız kendine guvensiz yetişkinler olabilirler.
OZERKLİK (3,4)
1.5 - 3 YAŞ (ERKEN COCUKLUK)
Bu doneme gecmeden once ozerklik kelimesini burda şu anlamda kullanacağım: cocuğun bu donemde kazandığı ozellikler sayesinde, kendi başına varolabilme yeteneği.
Birinci yaşın sonuna doğru cocuğun kas, hareket ve zihinsel yetenekleri gelişir. Bu gelişim cocuğun konuşmasını, isteklerini ifade edebilmesini, kendi kendine yurumesini, koşmasını, tuvalet kontrolunu sağlamasını da beraberinde getirir. Tuvalet kontrolunu sağlaması, cocuğun cişini ve kakasını artık isteğe bağlı olarak yapabilmesi demektir. Yani cocuk isterse kakasını tutabilir, isterse bırakabilir. Boylece birbirine karşıt iki eğilim ortaya cıkar; istemek istememek- yapmak yapmamak. İşte birbirine karşıt iki eğilim karşısında secim yapabilme gucu ozerklik duygusunun temelini oluşturur.
Cocuk bu yaşlarda; annesi ile ilk kez mucadeleye girer. Cocuğunuzun bu yaşlarını hatırlarsanız; siz cocuğunuzun tuvalete gitmesini isterken cocuğunuz kendi istediği yere tuvaletini yapmak icin sizle mucadele ediyor ve adeta “senin istediğini yapmayacağım” diyerek kendi ozerkliğini ilan etmeye calışıyordu. Anneyle olan bu ilk mucadele, ozerklik icin verilen ilk mucadeledir.
Bu donemde verilen tuvalet eğitimi cocuğun ilerki yaşları icin cok onemlidir. Guven verici bir tuvalet eğitimi cocuğun rahat bir şekilde tuvaletini nereye yapması gerektiğini, bulduğu yerlere yapıp yapmama arasından secim yapmayı oğrenir, bu da cocuğun secim yapma yeteneğini etkiler, geliştirir ve ozerklik kazanmasını sağlar. Bu ozerklik kazanımı cocuğun ilerde kendi başının caresine bakması ve kendine yetmesi icin onem taşır.
Bunun tersine, cok katı, ağır cezalandırmalarla verilen eğitim cocuğun kakasını yapmak istememesine, bir turlu bırakmamasına yol acabileceği gibi tam tersine istediği yere kakasını yapma gibi davranışlar da gosterebilir. Ve bu davranışlar cocuğun ilerki yaşlarda duygularını ifade ediş bicimini de etkiler. Kakasını inatla tutmayı secen cocuk ilerde duygularını nesneleri parayı tutma gibi davranışlarda bulunabilir, cimrilik, inatcılık gosterebilir. Kakasını umursamadan bırakan cocuk da ilerde duygularını, nesnelerei de bırakabilir; dağınık, sorumsuz olabilir.
Bu donemde diğer bir onemli nokta da cocuğun altının kontrol ediliş bicimiyle ilgilidir. Bu donemde cocuğun altını ulu orta acmak; utanc- kendi goremediği arkasını bir anda ıslaklığını kontrol etmek icin ellemek cocuk da “orda , ne oluyor, arkamda ne var” gibi bir hisse yol acarak kuşkuculuk duygularının yerleşmesine de sebep olabilir.
GİRİŞİM (3,4)
3 YAŞ – 6 YAŞ (OYUN CAĞI)
Cocuk uc dort yaşlarında beden ve kişilik bakımından hızla gelişmeye devam etmektedir. Cocuk gelişirken cevresinde bircok nesne ile karşılaşmakta ve bunları merak etmektedir. Cocuk nesnelerin isimlerini, renklerini, insanların nasıl varolduğunu,dini konuları ve cinselliği merak eder. Tum bu merak etmeler, cocuğu yetişkinlerin dunyasına sokar. Cocuk bu donemde anne babasına ozenir, onlar gibi davranmaya ,onların yerine gecmeye calışır. İşte cocuğun gelişiminin bu donemindeki merakları,oğrenme tutkusunun ortaya cıkması, anne baba yerine gecmeye ozenmesi girişim duygularını onculerindendir. Girişim, her eylemin başlatıcı oğesi, zorunlu bir parcasıdır.
Cocuğun bu donemdeki meraklarını, atılmalarını, soru sormalarını, cinsel ilgilerini anlayışla karşılayıp soru sorması icin yureklendirip anlayabileceği cevaplar vermek girişim duygusunu kazandırırken ; ceza, korkutma ile karşılamak cocukta girişimciliğin engellenmesine, sucluluk duygusunun oluşmasına sebep olabilir. Bu da cocuğun ilerde bir kenarda oturup kalmış, herşeye evet diyen, bir işe başlamaktan korkan yetişkinler olmalarına yol acabilir.
CALIŞMA VE YAPICILIK (3,4)
6 YAŞ- 11 YAŞ ( OKUL CAĞI )
6-7 yaşlarındaki cocuk, ruhsal dunyası ile,artık gercek yaşama girmeye hazırlanmaktadır. Yani cocuk artık yetişkinler gibi calışma cağına girre ve ona uygun olan calışma alanı olan okula başlar. Burda kitaplar, carpım tablosu,haritalar,mikroskoplar gibi arac gereclerle karşılaşır. Oğrenme sadece okulda değil aynı zamanda sokakta, arkadaşlarının evinde, kendi evinde de olur. (3)
Başarılı deneyimler, arac gerecleri benimsemesi cocuğa calışkanlık , yeterlilik, hakimiyet duygusu kazandırırken; başarısızlık, arac gerecleri benimsememe, okulu sevmeme; cocuğa yetersizlik, aşağılık duygusu verir. (3)
Bu donemde onemli bir nokta da; cocuğun oğrendiklerini olduğu gibi alması, bunların dışına cıkamaması ve sonunda oğrendiği teknolojinin kolesi olmaması icin oğrendiklerinin cocuğun zihninde anlam kazanması gerekir.
1) Cuceloğlu, D., "İnsan ve Davranışı" Remzi Kitabevi, 2002
2) http://www.dbe.com.tr/
3) *Şendil.,G, Gelişim Psikolojisi Teorileri, Cantay Kitabevi, 2004*
4) Ozturk., Orhan, Ruh Sağlığı Ve Bozuklukları, Nobel Tıp Kitabevi,
2004
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]