Anal abseler, hemen her zaman anal kanal icinde yerleşik anal bez yapıların ağızlarının tıkanıp şişmeleri ve iltihap biriktirmeleri ile gelişen yaygın bir sorundur. Kesin bir nedensellik kurulmamış olmasına karşın kabızlık/duzensiz dışkılama, erkek cinsiyet, kotu hijyen, şişmanlık, şeker hastalığı vb. bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklar gibi ozelliklerden biri veya birkacına bu hasta grubunda sıklıkla raslarız. Kliniği, diğer abselere benzer. Makatta/anal bolgede şişlik, zonklayıcı tarzda kunt ağrı, oturamama tarzında hassasiyet, ileri vakalarda ateş ve halsizlik gibi sıkıntılar/semptomlar gelişecektir. Proktolojik muayenede tanınmaları kolaydır/bazı yuksek (supralevator) abseler dışında….
MR ile goruntuleme ve Crohn hastalığı ekartasyonu icin kolonoskopi gerekebilir. Her absenin akıbeti, dışa acılmak/patlamak şeklindedir. Ancak bunu beklemek yerine anestezi altında uzman bir cerrah tarafından uygun teknikle drene edilmesi, abseyle ilk olarak tanışan bazı hastalarda koruyucu tedbirlerle birlikte sorunun tekrar ortaya cıkmasını engelleyebilir/bu şansı iyi kullanmak gerekir. Ancak anal abselerin coğunlukla akıbeti ne yazık ki fistulize olmaları/anal fistule donuşmeleridir ki bu sorun halen bizleri cok uğraştıran bir başka problemdir/bunu ayrıca irdeleyelim.
Anal fistul (makatta apse) tedavisi sadece ameliyatla mı yapılır?
Sıklıkla bu bolgede gelişen abse sonrası ya da cerrahi olarak boşaltılmasını takiben ortaya akıntılı, kanamalı şikayetlerle ortaya cıkıyor. Fistul geliştiğinde kendiliğinden ya da konservatif yontemlerle iyileşmesi mumkun değil ve mutlaka cerrahi tedavi gerektiriyor. Anal fistul; cerrahide deneyimin, dikkatin ve teknolojinin maksimum kullanılmasını gerektiren ozel bir hastalıktır. Tedavide klasik ameliyat dışında yontemler (FİLAC lazer uygulmaları, fibrin yapıştırıcı, daha yeni ortaya atılan LIFT/traktın bağlanması, VAFT gibi yontemler) ne yazık ki ya başarısız olmuştur ya da henuz uzun donem sonucları belirsizdir.
Fistul tedavisi, Hipokrat’tan bu yana buyuk olcude halen fistulotomi (yani fistul kompleksinin uzerinin acılıp alttan dolarak sekonder iyileşmesinin sağlanması), fistulektomi (fistulun cıkartılması) ve seton uygulaması (yani ipliksi materyaller kullanarak fistulun kuruması ve/veya yavaşca kesilmesi) yontemlerine dayandırılmaktadır. Bunlar da aslında doğru uygulandıklarında sonucları en iyi bilinen yontemlerdir. Ancak, esas bilinmesi gereken şudur ki, tedavi başarısını, kullanılacak teknik değil, fistul olgusunun iyi anlaşılması, iyi haritalandırılması, tekniğin doğru kullanılması ve hastayla doğru iletişimin sağlanması belirlemektedir. Yoksa, herhangi bir tekniğin ismi one cıkıp tum sorunu halletseydi… bunu hekimler ve hastalar hepimiz bilir ve uygulardık zaten. İki ağız arasında yeralan fistul olgusu nasıl seyretmektedir, yan dalları var mıdır, ne kadar kası icine almaktadır, atnalı tarzında karşı tarafa uzanmakta mıdır, hastaya koruyucu onlemler anlatılmış mıdır, altta yatan bir Crohn hastalığı var mıdır?.. gibi cok yonlu bir tedavi stratejisinin oluşturulması gerekir ve tum bunlar yapıldığında dahi ben ya da hicbir cerrah bir fistulu tek seferde, sorunsuz ve yuzdeyuz halledeceğini ne yazık ki iddia edemez.
[h=2]Ankara Genel Cerrahi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]