dua esma duası esma duası okunuşu suresi ya melik esması
Dua, Havas ve Esm Okurken Dikkat Edilecek Hususlar:
Duanın Edepleri
Duada elleri kaldırmak ve Allah-u Teala'ya hamd etmek ve Resulullah (S.A.V.)'a salavat getirmek, sonra dileğini soylemek dua ederken goğe bakmamak, dua bitince ellerini yuzune surmek dua,nın edeplerindendir. Zira Resulullah (S.A.V.); “Allah-u Teala'dan dileğinizi ellerinizin iciyle isteyiniz.” buyurmuştur.
KurĂ‚n-ı Kerîm ile Allah-u Teala'ya sığınmak cĂ‚izdir; zira Allah-u Teala, Nahl suresi 98. ayetinde; “Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah-u Teala'ya sığınınız.” ve “İnsanların Rabbine sığınırım soyle” buyuruyor ve kendine sığınmayı emrediyor. Resulullah (S.A.V.), mubĂ‚rek vucutlarından şikayetleri olsa veya bir şeyden incinseler uzerlerine Muavezeteyn'i yani Felak ve Nas surelerini Kul Euzu'leri okuyup uflerlerdi.
Resulullah (S.A.V.); “Eûzu billĂ‚hil kerîm ve kelimĂ‚tihit-tĂ‚mmati min şerri mĂ‚ (k)halak” deyip. Allah-u Teala'ya sığınırlardı. Bunun gibi KurĂ‚n-ı Kerîm ile Allah-u Teala hazretlerinin Esma-i Husna'sı ile hasta olmuş ve nazar değmiş kimse uzerine okumak cĂ‚izdir. Zira Allah-u Teala KurĂ‚n-ı Kerîm'de şifĂ‚ ayetlerini bildiriyor ve KurĂ‚n-ı Kerîm'in mu'minler icin şifa, rahmet ve bereket olduğunu beyĂ‚n ediyor.
Resulullah (S.A.V.); “Şifa ediniz bazı seckinleriniz muminler uzerine okuyup ufleyiniz. Zira kaderi gececek bir şey olsa idi ancak goz ve kotu nazar gecerdi.” buyurdu.
Resulullah (S.A.V.), bu hadis-i şerifleri hazret-i Hasan ve Huseyin hakkında buyrulmuştur.
Yalvararak ve sızlayarak dua etmek ibĂ‚detlerin cumlesindendir. Peygamberimiz, buyurur ki: "Dua, ibĂ‚detin ozudur." Bunu şunun icin buyurmuştur: İbĂ‚detten maksat kulluktur. Kulluk da, kulun kendi Ă‚cizlik ve zayıflığını, Allah'ın azametini duşunmekle olur. Duada bunların ikisi de vardır. Dua, ne kadar tazarruya yakın ise o kadar evlĂ‚ olur. Oyle ise duada sekiz edebe riĂ‚yet edilmelidir.
1.Kıymetli vakitlerde dua etmeye calışmalıdır. Arefe gunu, Ramazan ayı, cuma gunu, seher vakti ve gece yarısı gibi.
2.Kıymetli halleri gozetmelidir. Muharipler, saf bağlayıp savaştıkları, yağmur yağdığı, farz namazların kılınacağı haller gibi. Zira hadiste gelmiştir ki: "Bu hallerde rahmet kapılan acık olur." Ve yine ezan ve kamet arasında; oruclu olup iftar acarken; ve kalbinde incelik hissettiği hallerde. Zira kalpte hissedilen incelik, rahmet kapısının acık olduğuna delildir.
3.Dua ederken iki elini acmalı ve dua sonunda yuzune surmelidir. Zira hadiste gelmiştir ki: "Allah, kaldırılan eli boş cevirmekten kerimdir (yani boş cevirmez)." (Ebu Davud - Neseî

Peygamberimiz buyurur ki: "Dua eden, uc şeyden boş kalmaz; ya gunahı afvolur, ya o anda ona bir-şey (hayır) verilir, ya da gelecekte ona birşey verilir."
4.Duada tereddut etmemelidir. Belki yapılan duanın muhakkak kabul olacağı kanaatmda olmalıdır. Zira Peygamberimiz buyurur ki: "Yaptığınız duanın mutlaka kabul olacağına inanın." (Muslim - Buharî

.
5.Duayı sızlayarak tazarru ve kalp huzuru ile yapmalıdır. Zira hadiste gelmiştir ki: "Gafil kalbin duası asla dinlenmez."
6.Duada ısrar edip tekrar tekrar etmelidir, devam etmeli, terk etmemeli ve "Ne kadar dua ettim, kabul olmadı" dememelidir. Zira duanın kabul zamanını ve hayırlısını Allah bilir. Duası kabul olunca, bu duayı okumalıdır: "İyi nimetlerini tamamlayan Allah'a hamd olsun." kabul gec olursa, "Her hal-u kĂ‚rda Allah'a hamd olsun." demelidir.
7.Once teşbih edip ve sonra da salĂ‚vĂ‚t getirmelidir. Peygamber Efendimiz duadan once bu duayı okurdu: "Subhane Rabbiye aliyyil alĂ‚l-vehhĂ‚b." (Ahmed, Hakim). Peygamberimiz buyurur ki: "Dua etmek isteyen, once bana salĂ‚vat getirsin. Zira bu takdirde, sĂ‚lĂ‚vat sayesinde duası muhakkak kabul olur. Allah duanın bir miktarını kabul edip diğerini reddetmekten kerimdir." (HĂ‚kim).
8.Tevbe edip her turlu zulumden zimmetini kurtarmalıdır ve kalbini tamamen Allah'a bağlamalıdır. Zira reddolunan duaların coğu kalplerin gafletinden ve gunahların zulmetindendir.
Ka'bû'l-Ahbar diyor ki:
Benî israil zamanında cetin bir kıtlık oldu. Musa ummetiyle uc defa yağmur duasma cıktı. Kabul edilmedi. Bunun uzerine vahiy geldi ki:
"Ey Musa, sizin icinizde bir koğucu (soz taşıyan) vardır. O, sizin aranızda olduğu muddetce duanız kabul olmaz." Musa:
"Allahım! O soz taşıyan kimdir? Onu aramızdan cıkaralım." Allah buyurdu ki:
"Ben koğuculuğu yasakladığım halde kendim nasıl yaparım." Bunun uzerine Musa o cemaata,
"Hepiniz koğuculuktan tevbe edin." dedi. Hepsi tevbe edince, Allah'ın emriyle yağmur yağmaya başladı.
MÂlik bin Dinar diyor ki:
Benî israil'de bir yıl şiddetli kıtlık oldu. Cok defa yağmur duasına cıkıp hacet dilediler. Kabul olmadı. Sonra o zamanın peygamberine vahiy geldi de, onlara bildirdi: "Bu pis bedeninizle, haramdan dolmuş karınla, haksız kanlara bulaşmış ellerle dışarı cıktınız. Boyle dışarı cıkmakla size gazabım arttı, benden uzaklaştınız, duanızın kabul olması nerde kaldı?...
Kaynak:Ceşitli makalelerden derlemedir.