Bir Mavi Yolculuk Oykusu ...

Halikarnas Balıkcısının Mavi Yolculuğuna Merhaba :

Mavi Yolculuk aslında tamamlanmamış bir oykudur.. Oykumuzun baş kahramanı
Cevat Şakir !! ... Bu oykuye başlamadan evvel kendisinin ilginc hayat hikayesini kısaca okuyalım. Abdulhamit donemi devlet adamlarından Şakir Paşanın oğludur.
1886'da Girit'te doğar.

Cocukluğunun bir bolumunu babasının buyukelci olarak bulunduğu Atina'da daha sonra İstanbul'da Buyukada Mahalle Mektebi ile Robert Kolejde okumuştur (1904)

Universiteyi İngiltere Oxford Universitesi'nde "Yeni Cağlar Tarihi" okumuştur (1904). Daha sonra yurda dondukten sonra ceşitli dergilerde tercume, karikatur, oyku ve ceşitli yazılar yazmıştır.

Cevat Şakir'in Resimli Hayat dergisinde yayımlanan "Hapishane İdama Mahkum Olanlar Bile Bile Asılmağa Nasıl Giderler?" başlıklı yazısı "Asker kacaklarının yargılanmadan kurşuna dizildiklerini" one surduğu gerekcesiyle İstiklÂl Mahkemesi'nce sakıncalı gorulmuş ve Cevat Şakir uc yıl Bodrum'da "kalebentliğe" mahkum edilmiştir (1925).

Oldukca uzun ve maceralı bir yolculuktan sonra jandarma onu Bodrum'a getirir. İstiklal Mahkemesi'nin elinden idam edilmeden kurtulmak her kula nasip olmadığı icin, Cevat Şakir burada ilgiyle karşılanır. Kaymakam onu ilce sınırları icinde serbest bıraktığı gibi, ev tutmasına bile yardımcı olur. Cevat Şakir arkadaşlık kurduğu halkın arasındaki balıkcılar, sungerciler ve bodrumlulara cok kısa bir sure icinde uyum sağlar ve kendisini o andan itibaren Halikarnas Balıkcısı diye tanımlar ...

Yazmış olduğu yazıların tamamında doğayı-yeşili- temizliği, maviyi-denizi- berraklığı, insanları-balıkcıları-saflığı konu almıştır.

Ufacık teknesi " Yatağan " ile koy koy Gokova'yı dolaşmış, gorduğu doğa guzelliklerini, tarihi zenginlikleri, denizin berraklığını cevresine anlatmaya başlar.

Halikarnas Balıkcısından kısa acıklamalar :

" Bodrum doğusunda Gokova Korfezi 45 deniz mili icerlere doğru uzanır. Orası Nis'ine, Monte Karlo'suna, Dalmacya kıyılarına taş cıkartır. Her ufak koyu Mersin ve başka kokulu ağaclarla cevrili erimiş bir zumrut parcasıdır. Denizlerinde ucan balıklar ucar. Dağlarında her biri 18 bin portakal veren portakal ağacları yukselir. Dunyanın hicbir yerinde rastlanmayan Buhur ( Liquid Amber Styraxiflua ) ormanları buradadır. "

" 1100 metreden denize tepe takla inen ucurumlar mı istersiniz, irili ufaklı ada kumeleri mi istersiniz, altın renkli plajlar mı istersiniz ? Ne isterseniz vardır burada. "

" < İtalya'yı gor de ol > derler. Yok a canım; Bodrum'la kıyılarını gor ve yaşa ... "

" Kıyı boyu zumrut fıskiyeler gibi hurmaların arasındaki kucuk lokantalarla noktalanmıştır. Bura aşcıları mitolojik suratlı Orfoz balıkları,renk renk Skaros ve başka balıkları pişirmekte ustalar ustasıdırlar. Hele bir ahtapot pilavı pişirsinler, pilavı goren midye dolmaları utanctan kıpkırmızı kesilirler. "

Boylelikle ilk " Mavi Yolculuk " gezisi şekillenmeye başlar.

Mavi Yolculuk Tarihi :

Bilinenin aksine ilk olarak 1945 yılında Kuşadası'ndan başlayıp Bodrum'da sona erdi. Bu geziye Eyuboğlu kardeşler yani Sabahattin Eyuboğlu, Bedri Rahmi Eyuboğlu, Sabahattin Ali, Fuat Omer Keskinoğlu gibi aydın ve sanatcılar katıldı. Bu ilk gezi " Macera " isimli kucucuk bir tekne ile her turlu konfordan yoksun idi. Teknenin ust guvertesinde yatılıyor, yemek ve bulaşıklar sıraya gore pişirilip sonrada yıkanıyordu. Tuvalet ihtiyacı doğada gideriliyordu.

Kuşadası'ndan guneye seyir edilirken ozellikle Samos Adası ile Samsun dağları arasındaki ruzgarlar ve dalgalar yuzunden katılımcıların coğunu deniz tuttuğu icin bundan sonraki Mavi Yolculuğun Bodrum'dan yapılmasını kararlaştırıyorlar.

1950'li yıllarda Bodrum'dan cıkan bu geziler daha cok Gokova Korfezine yapıldı. Bu korfezin ruzgardan ve dalgalardan daha korunaklı olması, bitki ortusunun yeşile bol ve gur olması, yuksek dağlarla cevrilmiş olması ve Sedir Adasının kumu yani soylenceye gore Mısır kralicesi Kleopatra'nın bu adayı cok sevmesinden dolayı Romalı Mark Antonius Mısır'dan gemiler dolusu ozel Mısır kumunu buraya getirtmiş ve boşaltmış.

1960'lı yıllarda Sabahattin Eyuboğlu onderliğinde " Hurriyet " isimli tekne ile mavi yolculuk seruveni devam etmiş.

Yapılan tum mavi yolculukların hedefi eğlenceden cok, Ege kıyılarını ve kıyılardaki ilkcağ uygarlıklarını tanıtmak, doğadan kopan insanı doğaya geri dondurmek, doğayla yeniden buluşturmak idi. Ayrıca doğanın sunmuş olduğu comert coğrafyaya bu kıyıların yuzyıllar icinde yoğurduğu tarihsel ve kultursel hazineleri birlikte ozumsemekti.

Tatil gecirmek uzere denizi secmenin pek cok nedeni vardır. Bir kere, deniz zevkin ta kendisidir… Dalgaların, ruzgÂrın ve yelken acmanın yarattığı ic rahatlığının birbirlerine karışımı bir başkadır; tekbaşınalık ve kendine yeterlilik duyguları, doğayla başbaşa iletişim, arkadaşlarla bir arada olmak ve kişinin kendi kendineliği, deniz ustunde doruğa ulaşır. Tekneyle gezinmek icin, taptaze esen ruzgÂrın, pırıl pırıl suların ve bol guneşin olduğu pek cok guzel yer vardır. Peki, oyleyse neden ille de Turkiye'nin Ege kıyıları secilir? Nedeni, yalnızca tekneyle gezmek değildir, cunku dunyanın pek cok kıyısında bu zevk tadılabilir; ancak, demir atıldıktan sonra yaşanılanlar onemlidir. Ege kıyıları boyunca koyların ıssızlığı, koylulerin samimiyeti, gorulmesi gereken tarihsel yerler… Tum bunlar Turkiye'yi deniz yoluyla dolaşmayı cok ozelleştirir.
ntik kalıntıların anayurdu ve en eski cağlarda en unlu kişilere tanık olmuş Ege'nin Turkiye kıyılarındaki denizinin dunyada eşi benzeri yoktur. Bilindiği gibi, tarih boyunca eski Yunanlılar bu kıyılarda bir cok medeniyet kurmuşlardır. İskender ve lejyonları, dunyanın bu en zengin şehirlerini yağlamak uzere buralarda durakladılar. Bodrum yakınlarında, bir yanda Sezar donanmasını toparlarken, diğer yanda da Antonyo ve Kleopatra, ait kıyılarda keyif surmekteydiler. Aziz Pol (St. Paul) sık sık buraya gelerek, Asya'nın yedi kilisesini kurdu. Bu arada John da Hz. Meryem'i ıslah olmak uzere Kuşadası'nın yukarısındaki dağlarda bulunan son barınağına gonderdi. Kanuni Sultan Suleyman, orduların Marmaris'te duzene sokarak, guclu Rodos kalesindeki Haclı şovalyelerine saldırdı. Aynı sularda, General Nelson, Mısır'dan geri cekilen Napolyon'u kovaladı.

Deniz taşımacılığından yararlanılarak; ticaret, ticari ilişkiler ve medeniyet gelişti, kultur arttı ve bu topraklar tarih boyu orduların uğrak yeri oldular. Bir zamanlar, kara yolculukları kervancılıktan biraz daha geliştiğinde, denizaşırı ticaretin boyutları, tarihi Ege kıyılarındaki bir cok şehrin kurulmasını ve korunmasını gerektirdi.

O zamanlar yuk gemileri, bugunku keyfi gemi yolculuklarının rotalarında, kıyıya iyice yakın seyrediyorlardı ve ruzgÂr cıktığında, rahatlıkla koylara sığınabiliyorlardı. Bu yorede tarih boyunca şehirler kurularak, denizciler barındı. Ozellikle de Knidos, bugunun Datca'sının yakınlarından, Lorima Yarımadası'nın ucunda bulunan gecen gemilerin mecburen ikmal yaptıkları ve kıyıdan yukarılara doğru yelken acmadan once, şiddetli kuzey ruzgÂrının dinmesini bekledikleri bir noktaya taşındı. Zamanla, yaşamlarını deniz ticaretinden sağlayan sayısız Helenistik şehrin butun direnmelerine karşın, kıyılar dolarak sığlaştı, bu sitelerin onemleri ve deniz ticaretleri giderek azaldı.

15-25 metrelik ticaret gemilerinin cağı yakın zamanlarda sona ermiştir. 25 yıl kadar once ticari taşımacılığın coğu boyle yerli yapı ahşap teknelerle surdurmekteydi. Yol boyunca zevkle seyredilen manzaralardan dolayı, bu deniz yolculuğunun adına modern bir Turk deyişle "Mavi Yolculuk" denilmektedir.

Bugun, yerel kıyı trafiğini yalnızca gezinti tekneleri oluşturur. Buyuk yuk gemileriyse, acık denizlerde seyreder. Ara sıra inşa edilen balıkcı teknelerinin dışında, yuzlerce tersanede, gezinti tekneleri inşa edilmektedir. İdeal iklim koşulları, davet edici sular ve her biri kendine ozgu guzellikte bircok sayıda eski liman, koy ve kıyılar, başka bircok hoş ve cekici ozellikler, modern Turkiye'nin misafirperverliği ile Ege'nin Turkiye kıyıları, Akdeniz uzerindeki deniz yolculuğunu cok cekici hale getirmekte ve bu seyir cennetine ozel bir isim verdirmektedir: Turkuvaz kıyılar.

Turkuvaz kıyılar, kuzeyde Kuşadası'ndan guneyde Antalya'ya kadar yaklaşık 350 deniz milidir. Birbirine karışmış kıvrım kıvrım kıyılar, uzunluğu iki kez artırır. Hem korfezin karşısında ve her burnun etrafında ya yeni bir koy uzanır veya kucuk bir koy, ya da antik bir site yer alır.

Bodrum'dan cevreye kalkan gezi amaclı tarifeler cok ceşitlidir. Bodrum yarımadasının kuzey ucundaki ıssız Gulluk Korfezi'nde, duzinelerde metruk koy boyunca gumrah ormanlar kayalık kıyılara doğru alcalır. Ziyaretciler, sayısız metruk koyun ağaclıklı yamaclarında otlayan keci surulerinin boyunlarındaki canların seslerini duyar. Gulluk Korfezi'nden yalnızca bir kac kilometre icerilerde antik Didim harabeleri ve Iasos yer alır. Doğuştan denizci konuklar buralardaki harabelerin arasında demir atar, yerel denizcilerin yakaladığı balıkları birer birer tadarlar.

Bodrum'dan guneydoğuya doğru, Gullukten daha cok tanınan Gokova Korfezi yeralır. Gokova'nın sayısız koyları, birer birer, kendilerine has keyiflerin turlerini sunarlar. Deniz kenarındaki koy ve tavernalar daha kalabalık ve canlı birer atmosfere sahiptirler. Gokova'nın icindeki bir ada uzerinde kurulu antik Keramos şehri kalıntıları da ayrıca unludur. Kleopatra kumsalının, Kleopatra ve sevgilisi Antonyus icin Mısır'dan getirtildiği rivayet edilir. Gokova'nın guneybatı ucunda, bir zamanların en buyuk şehri ve antik cağın en buyuk heykeltıraşı Preksiteles'in vatanı olan Knidos'un kalıntıları yer alır. Bugun Knidos'a ancak deniz yoluyla ulaşılır; binlerce yıl oncesinde de olduğu gibi, bu tarihi liman yatları barındırır.

Gokova Korfezi'nin ardında guneyde Antalya'ya doğru kıyı 200 mil uzanır. Datca Yarımadası'nın uzun burnunun altındaki Hisaronu Korfezi'nde, doğuştan denizci konukların keşfedebilecekleri yuzlerce koy ve ada bulunmaktadır. Hisaronu'nun ardında yer alan unlu Marmaris'in geniş koyunda, Turkiye Ege'sinin en buyuk otelleri ve marinası yer alır.

Marmaris'ten Antalya'ya kadar uzanan kıyı, olağanustu guzellikleri gozler onune serer. Karetta Kaplumbağaları'nın son yuvalandıkları yer olan İztuzu kumsalı yemyeşil Dalyan'ı korur. Nehrin ağzındaki kumsalın karşısında bulunan kucuk teknelerin getirdikleri konuklar unlu Kaunos harabelerini ziyaret ederler. Korfeze iyice sokulmuş Gocek Koyu ile gurultulu Fethiye Limanı, Fethiye Korfezi'nin icindedirler. Fethiye'nin guneyindeki Olu Deniz'in cakıllı kumsalı, benzeri gorulmemiş guzellikteki kucuk limanı korur. Kucuk birer koy olan Kalkan ve Kaş'I ziyaret edenler, batık şehri ve Osmanlı Kalesi'ni gorme şansını elde ederler. Mavi yolculuğun son durağı Antalya'dır. Konuk tekne burada eski kasabanın golgesine demir atar. İcindeki ziyaretciler de Turkiye'nin en buyuk ve en unlu yazlık şehirlerinden birinin gece yaşamından ve eğlence turlerinden ornekler yaşarlar. Bir cok uğrak limanının buyuleyici ve pırıl pırıl guzelliğinin yanı sıra, Mavi Yolculuk sırasında, gulet tipi ozel yapıdaki tekne ile pek cok yer gezilip gorulebilir. İtalyanca'daki "Gouletta" sozcuğunden gelen "Gulet"ler, geleneksel Akdeniz yelkenli teknelerinin cağdaş uyarlamalarıdır. Ege camından yerel olarak inşa edilen guletin, geniş kaburgalı bir guvertesi ve geniş hacimli kabinleri vardır. Kaptan, aşcı ve tayfadan oluşan murettebatı ve doğaya uyumlu goruntusuyle guletler, turkuvaz kıyıların keyfini cıkartmak icin idealdir.

Denizi yuzlerinde hissetmek icin yaratılmış deneyimli veya acemi denizciler, bu turkuvaz suların keyfini cıkartabilmek icin, kıyılardaki Kuşadası, Bodrum, Marmaris veya Antalya gibi belli başlı limanlardan; yat, ustu acık tekne, filotilla ve gulet gibi ceşitli turde tekneler kiralayabilirler.

Ege'nin Turk kıyıları, doğası, tarihi ve konukseverliği ile, benzer yorelerden farklıdır. Buralara kolayca gelinebilir. Geldikten sonra da, modern dunyanın dert ve kederlerinden uzaklaşılır. Antik tarih, tenha koylar ve zamanın dışında kalmış koyler… Şehirlerin itiş kakışından ve telaşlı sayfiyelerden yalnızca kısa bir mesafedeki bu yerler, en yorgun konukların bile, biraları gelerek keşfetmelerine fırsat verir. Mavi Yolculuk, bir başka yerde asla gorulemeyecek keşifler yapılacağını garanti eder.

mavi-yolculuk.com