Kaygı bozukluğu nedir? Cocuğu nasıl etkiler? Ve nasıl giderilir..?
Secici Konuşmamazlık bir tur “cocukluk kaygı bozukluğu” olarak tanımlanıyor. ELELE Cocuk ve Aile Psikolojik Danışmanlık Gelişim ve Eğitim Merkezi Psikolog ve Ozel Eğtim Uzmanı Bihter Mutlu Gencer, “Cocuğun ev, aile veya akrabalarının yanı gibi kendini rahat ve guvende hissettiği ortamlarda konuşup, okul, arkadaş cevresi, oyun ortamı gibi konuşmasının beklendiği sosyal ortamlarda konuşmaması durumudur.” diyor.
Selective Mutizm ne anlamak gelmemektedir?
Secici Konuşmamazlık bir tur cocukluk kaygı bozukluğudur. Bu cocuklar “konuşmamayı sectikleri” ortamlarda genellikle goz kontağı kurmaz, kendisine bir iletişim yoneltildiğinde hic duymamışcasına tamamen hareketsiz kalabilirler. Bu durum elbetteki anne babalar icin olduğu kadar oğretmenler ve hatta bu cocuklarla calışan terapistler icin bile oldukca zor bir durumdur.
Tanı kriterleri nelerdir?
DSM-IV’e gore secici konuşmamazlığın tanı kriterleri şoyledir:
● Cocuk, başka durumlarda konuşurken, birtakım toplumsal durumlarda surekli bir konuşmamazlık gosterir.
● Cocuğun konuşmaması, onun eğitimini, mesleki başarısını ve sosyal iletişimini bozar.
● Bu sorunun suresi en az 1 aydır (okula başladıktan sonraki ilk ay haric)
● Konuşamama konuşulan dili bilmeme veya o dili rahat konuşamamaya bağlı değildir.
● Bu sorun bir iletişim bozukluğu (orneğin kekemelik), yaygın gelişimsel bozukluk veya psikotik bir surecle acıklanamaz.
Hangi sıklıkla gorulur?
Secici konuşmamazlık (SK) toplumda %1’den az yani oldukca ender rastlanan bir durumdur. Genellikle 3-8 yaşları arasında tanı konur. Problem bir kac ay surebileceği gibi bir kac yıl da surebilir. Toplumda ender rastlanması ve pek bilinmiyor olması bu cocukların utangac ve ice kapanık olarak nitelendirilmesine ve problemin okul cağına kadar tam olarak anlaşılamamasına bu nedenle tedavinin gecikmesine sebep olabilir.
Nedenleri nedir?
Nedenleri henuz tam olarak saptanamamıştır. Eskiden SK durumunun bir travmaya veya anne baba tutumlarına bağlı olduğu sanıldığı halde son araştırmalar bunun doğru olmadığını gostermiştir. SK’a sahip olan cocukların genellikle kaygıya karşı genetik olarak bir yatkınlığı olduğu duşunulmektedir.
Bu cocuklar bebekliklerinden itibaren bazı kaygı işaretleri gosterebilirler. Anneden ayrılmada gucluk, sese karşı aşırı duyarlılık, uyku sorunları, aşırı ağlama, yeni durumlara karşı zor adapte olma gibi problemler yaşayabilirler.
Biraz buyuyup aile dışında sosyal ortamlara katılmaya başladıklarında konuşmaya karşı bir korku ve beraberinde donup kalma, ice kapanık vucut duruşu, donuk yuz ifadesi gibi davranışlar geliştirirler.
Biyolojik olarak ele alırsak, beyinde amigdala denilen bolum kişiyi tehlikeye karşı uyarır ve ne yapması gerektiği konusunda emir verir. Kaygı bozukuğu olan kişilerde amigdala’nın fazladan calışarak kişi gercekten tehlikede olmadığında bile tehlike uyarısı gonderdiği duşunulmektedir. SK’a sahip olan cocuklarda beyinden tehlike sinyalleri sosyal ortamlarda gelmektedir.
Tehlike karşısında hissettikleri korku nedeniyle cocuklar bu korkuyla başa cıkabilmek icin konuşmaktan kacınma davranışı geliştirirler ve bu davranış zaman icinde yerleşir. Tedaviye başlama ne kadar gecikirse olumlu sonuc alabilme şansı o derece azalır. Ne de olsa belli bir yaşa kadar sosyal ortamda hic konuşmamış bir cocuğun ya da gencin bu davranışı iyice yerleşmiş olur.
Tedavisi nasıl planlanır?
SK bir kaygı bozukluğu olarak duşunulduğune gore tedavinin hedefleri de oncelikle kaygıyı azaltmak, ozguven ve benlik saygısını yukseltmek ve sosyal durumlarda rahatlamayı sağlamaya calışmak olmalıdır.
Tedavi aile terapisi, cocuğun davranışlarının iyi okunduğu bir oyun terapisi, bilişsel davranışcı yontemler ve ek olarak belki ilac tedavisinin birlikte harmanlandığı bir sureci icermelidir. Bu konuda tecrubeli uzman bir terapist eşliğinde, aile ve okul işbirliği icinde calışarak sorunun ustesinden gelmeye calışmalıdırlar.
Tedavi olunmaması ne gibi sorunlara yol acabilir?
Secici konuşmamazlık sorununa sahip olan cocuklar tedavi edilmedikleri takdirde yetişkinlik cağına kadar sosyal gelişimleri ciddi şekilde zarar gormuş, akademik olarak başarısız, ozguven problemleri olan, sosyal olarak izole ve ice kapanık devam edip; yetişkinlikte sosyal ve mesleki bakımdan yetersiz, kaygı bozukluğu veya depresyona yatkınlığı olan kişiler haline gelmeleri muhtemeldir.
Bu nedenle anne babaların cocuklarında bir veya bir kac ortamda konuşmama durumu farkettiklerinde zaman kaybetmeden mutlaka secici konuşmamazlık konusunda tecrubeli bir uzmana başvurup tedavi surecine başlamalıdırlar.
Kaynak:internethaber