Freedom House Basın Ozgurluğu raporunun başındaki isim Karin Deutsch Karlekar: Avrupa Komisyonu, Birleşmiş Milletler de dahil pek cok kuruluş Turkiyenin basın ozgurluğu konusunda duşuş olduğunu soyluyor. Bu o kadar belirgin ki hukumet sozculeri bile bizi itibarsızlaştırma eğilimindeler
ABD merkezli duşunce kuruluşu Freedon Houseın Basın Ozgurluğu raporunu acıklamasıyla başlayan tartışma devam ediyor. Listede altı puan duşen Turkiye, bir yıl onceye gore 17 sıra geriledi, 197 ulke arasında 137nci oldu. Turkiyenin kısmen ozgur kategorisinden ozgur değil kategorisine duşurulduğu rapor icin Hukumet kanadından sert eleştiriler gelirken, raporu itibarsızlaştırmak uzerine kurulu haber ve demecler hız kesmiyor.
2013 yılı verileri baz alınarak oluşturulan raporun başındaki isim Dr. Karin Deutsch Karlekarla raporu ve gelen tepkileri konuştuk.
» Sadece 2013te değil, onceki yıllarda da basına yonelik benzer baskılar uygulanıyordu. 2012de yaklaşık 50 gazeteci tutukluydu. Ama raporlarınızda Turkiye kısmen ozgurdu. Peki Turkiye neden şimdi kategori duştu?
Her sene bir oncekinin koşullarıyla ilgili bir rapor hazırlıyoruz. Bu rapor 2013un resmi cekilerek hazırlandı. Turkiyede cezaevindeki gazetecilerin sayısı hic de az değil, gecen yıl da az değildi. Bu, 2012 raporumuza da yuksek bir sayı olarak yansımıştı. Ancak bu raporu gecen yıllardan farklı kılan, basına uygulanan karartmalar ve yasal kısıtlamaların seviyesi oldu. Gazetecilere uygulanan baskılar, medyanın itibarsızlaştırılması, kovulan ve işten ayrılmak zorunda bırakılan gazeteciler de Turkiyenin seviye duşmesinin nedenleriydi. Raporun altını cizmeye calıştığı şey Turkiyede gazetecilerin Gezi Parkı protestolarında haber yapma zorluklarıydı. Hem alanda hem de ofislerinde calışan gazeteciler, yaşananlar ile ilgili doğru haberler gecmeye calışırken, saldırı ve tacizlerle karşı karşıya kaldılar...
SOROSTAN PARA ALMADIK
» Gezi Direnişi aynı zamanda Batının Turkiyeye bakışını da değiştirdi. Freedom House raporlarının ABDnin dış politikalarına gore şekillendiği sıkca konuşuluyor. Bunu nasıl yorumlarsınız?
Bu kesinlikle doğru değil. Bizim raporlarımız her yıl aynı zamanda, aynı yaklaşımla ve dunyanın her yerine aynı metodoloji uygulanarak yapılıyor. Bizim yaklaşımımız değişmedi ama sanırım Turkiyedeki koşullar değişti. Bunlar da seviye duşurmeye neden oldu. ABD de dahil hic bir Hukumetle iletişimde değiliz ve hicbirinden talimat almıyoruz. Basın Ozguluğu Raporu, ABD ve Avrupadaki vakıfların fonladıkları ozel vakıflarca ortaya konur. Bize hangi ulkelerin seviyelerini duşurup yukselteceğimizi soylemiyorlar.
» Sorosun ve bir takım kuruluşların sizi desteklediği soylendi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Vakıflar her ne kadar bazen şirketlerden destek alsalar da giderlerinin buyuk kısmını kÂr amacı gutmeyen kurumlardan karşılarlar. Bizi de destekleyen kÂr amacı gutmeyen kurumlardır, şirketler kucuk bağışlar yaparlar. Bunların bircoğu basın ozgurluğuyle ilgili grupları desteklerler. İnsan hakları odaklı, medya ozgurluğunu savunan organizasyonlara maddi destek sağlarlar. Orneğin bize destek olan kurumlardan biri Hollandalı Press Unlimited adlı kuruluş. Tum dunyada medyanın gelişmesi icin calışıyorlar. Bu tip konuşmalarda ozel olarak Sorosu işaret ettiklerini biliyorum ancak bu projede Sorostan hic para almadık. Bu iddialar tamamen gercekdışı.
Biz bu raporları ulkeleri kotulemek ya da onları rencide etmek icin yapmıyoruz. Bazı aksaklıkları vurgulayarak, duzeltmeler yapmaları gereken konuları işaret ediyoruz.
» Rapora ilişkin tepkiler sonrası birkac gunluğune Turkiye medyasıyla aynı kaderi paylaştığınızı hissettiniz mi?
Evet, basın ve ifade ozgurluğu konusunda dikkat cektiğimiz noktalarla ilgilenmektense bizi itibarsızlaştırmaya calıştılar. Ancak bize saldırmak yerine, bu raporu ciddiye alsalar daha iyi olurdu. Biz bunları ortaya koyan tek organizasyon da değiliz. Avrupa Komisyonu, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu gibi kuruluşlar da benzer şeyler soyluyor. Tum bu kuruluşlar Turkiyenin olumsuz bir ivmesi olduğunu soyluyor. Bu ivme o kadar belirgin ki bircok kişi, grup, organizasyon hatta hukumet sozculeri bile bizi itibarsızlaştırma eğilimindeler. Bu acıklamalara şaşırmıyorum.
Bu sene cok daha endişe verici şeyler yaşandı. İnternet sansuru, medya uzerindeki yasaklamalar... Hatta bu yıl, bir onceki yıla gore olumlu olan tek şey bazı gazetecilerin serbest bırakılmasıydı. Konuştuğum Turkiyeli gazetecilerin coğu sansurden, uzerlerindeki baskıdan ya da işlerini kaybetmemek icin otosansur uygulamak zorunda kalmaktan şikÂyetci...
EN BUYUK TEPKİ TURKİYEDEN
» Dışişleri Bakanının gazetecilere raporu reddetmeleri gerektiğini soylemesi dahi sansure girmez mi?
Evet kesinlikle oyle. Hukumet sozcusu ve başka Hukumet gorevlilerinin tepkisi boyleydi. Neredeyse Başbakan bile bir şeyler soyleyecekti. (Guluyor) Ancak bu minvalde yazı yazan cok fazla gazeteci gormedim. Buna karşılık raporu destekleyen pek cok makale de gorduk. Turkiyeden pek cok gazeteci benimle irtibata gecti. Ozellikle gazeteciler arasında raporun olumlu etkileri olacağı fikri hÂkim.
» Diken.com.trye verdiğiniz roportajda, raporun Turkiye uzmanının adını sakladığını soylemiştiniz...
Evet, doğru. Raporda isimlerinin verilmemesini isteyen kişiler var cunku gelecek tepkiler konusunda endişe duyuyorlar. Bu cok uzucu. Raporumuza katkıda bulundular ancak kutuplaşmanın bu kadar ileri gittiği bir noktada, isimlerini acıklamak istemiyorlar. Cunku kendilerini guvende hissetmiyorlar. Bu sadece sizin ulkenizde olmuyor. Dunyada boyle belki 10 ulke var...
» Diğer ulkelerden de benzer tepkiler alıyor musunuz?
Evet, ama şunu da belirtmeden gecmeyelim, bu sene en buyuk tepkiyi Turkiye verdi. Her yıl eleştirilerimiz hukumetler tarafından konu edilir ama bu cok fazlaydı. Hem Hukumetten buyuk tepki aldık hem de medyada pek cok haber cıktı. Sanıyorum bu onemli bir ulke olan Turkiyede onemli bir konuydu. Aslında demokratik olan bir ulkede basın uzerindeki baskıların bu şekilde konu edilmesi tepki cekmiş olabilir. Bircok insan icin bu denli acık bir ulkenin bu kategoride yer alması şaşırtıcı olmuş olabilir. Ancak sadece tek konuya bakmak bu ulkeyle ilgili fikirlerinizde yanıltıcı olur. Basın uzerinde gercekten cok buyuk bir baskı var. Ve bu bircok ulkedekinden cok daha buyuk bir konu.
MUHALİFLER BEDEL ODUYOR
» Kongo, Libya, Urdun, Mısır gibi ulkelerle aynı grupta olmak insanları şaşırtıyor. Bunun nedeni nedir?
Pek cok insan bunu soruyor. Turkiye bu kategoriye duşmeden once 62 puanla bir ust kategorideydi. Meksika, Pakistan gibi ulkelerde gazetecilere yonelen baskı daha cok fiziksel şiddet ve cinayetler şeklinde kendini gosterirken, Turkiyede baskı gazetecileri hapsetmek, hukuki kısıtlamalar koymak ya da işlerini bıraktırmak şeklinde oluyor. Baskılar farklı şekillerde kendini gosteriyor. Bu Turkiyede insanların istediğini yazamadığı ya da hic muhalif basın olmadığı anlamına gelmiyor. Kesinlikle var. Fakat gazeteciler sınırları zorladıkları zaman ciddi tepki alıyorlar, kendilerini cezaevinde buluyorlar ya da işten atılıyorlar.
***
Yasalar değişmeli
» ABD, Turkiyenin muttefiki olarak arkanızda durdu. Yine de Turkiyenin ileride uzerinizde baskı kurmak icin bu ilişkilerini kullanabileceğinden endişe duyuyor musunuz?
Turkiye Hukumeti yorumlarını yaptı ama bu gune kadar uzerimizde herhangi bir baskı hissetmedik. Bazen muttefiklerin birbirlerinin hatalı davranışlarını dile getirmeleri iyi bir şeydir. Bizim raporumuzu destekleyen ABD ondan once sansur ve Twitter yasağıyla ilgili de fikir beyan etmişti.
» Turkiyedeki basın ozgurluğunun geleceğiyle ilgili tahmininiz var mı?
Umarım raporumuzdaki Turkiyenin kategori duşmesine neden olan noktalar azalır. Turkiye bu kategoride olmak istemiyorsa, bu durumu duzeltmeli. Bu yıl bazı olumlu gelişmeler de oldu, bazı gazeteciler hapisten cıkarıldı. Destekliyoruz, devamını diliyoruz. Aynı gelişmeler gazetecilerin uzerindeki baskıların azaltılmasında da etkili olmalı. İnternet sansuru de onemli. YouTube ve Twitterın engellenmesi bu devirde sacmalık. Bunlar Turkiyeyi cok daha baskıcı sınırlayıcı bir ulke gibi gosteriyor. Buna benzer baskıların gorulduğu, Cin, Vietnam ya da İran gibi ulkelerle aynı kategoride olmak istemiyorsa bize saldırmak yerine olumlu reformlar yapmalı.
» Raporların otesinde neler yapılabilir?
Gazetecilerin aleyhine kullanılan pek cok kısıtlayıcı yasa var, davalarında ağır ceza yasaları uygulanıyor. Teror yasasının tamamen değişmesi gerekli. Bunlar bizim icin bir suredir devam eden endişeler. Sosyal medya ve internet iceriklerinin engellenmesi de cok endişe verici. Eğer Hukumet gercekten reform yapmak istiyorsa bunlar dikkat cekebileceğim iki nokta olur.
» Samimi olarak bunu hedeflediklerine inanıyor musunuz?
İnsan haklarıyla ilgili başka alanlar gelişti, diyebilirim ama medya ozgurluğu gibi bazı alanların yanlış yone gittiği doğru. Bu raporun bu olumsuz yonelimi duzeltmekte faydası olacağını duşunuyorum.
» İnsan haklarıyla ilgili gelişmelerden kastınız nedir? Basın ozgurluğu bu haklarla birlikte ilerlemez mi?
Aslında kesinlikle birlikte gidiyor. Medya uzerindeki baskıya karşı mucadeleyi diğer insan hakları mucadelelerinden ayıramazsınız. Bireyler, organizasyonlar, vakıflar, kurumlar, sivil toplum kuruluşları hepsi baskı altında olabilirler. Bu olumsuz ivme tum bunları etkisi altına alabilir. O bakımdan buyuk resimde hepsi bir arada dururlar ve birbirinden ayırmak olanaklı değildir.
http://birgun.net/haber/biraz-sorunlarla-mi-ilgilenseniz-14176.html