Değişti bir cok şey. Eskiden mahallede, zillere basıp kacmalar bile yuzumuzu tebessume boğarken, artık acılarımızın tasvirlerini nasıl yaparız diye duşunen arkadaşlarımız oldu hepimizin ve en onemlisi herkes, dunyalarında kendilerini kral ilan ettiler. Sonrada buyuk savaşlar acıldı ve boylece en saf duygular sandıklara saklandı.
Kilitlendi. İşin ilginc yanı her birey; ellerinde pasiflora duşlerle, cıktı cocukluklarından ve ilk kaybettikleri de mutlulukları oldu. Cunku global zeminde dunya, acıların ve mutlulukların yozlaşması icin elinden geleni yaptı. İnsanlarda buna fırsat tanıdı. İşlenişi buydu omur denen dongunun. Her şey kurallara burundu, kurallar kralları da yarattı sonunda.
-Kim kaldı geriye en taze duşler kuran ? Ve kim vardı kendi bodrumlarının rutubetli duvar diplerinde aşk ekip buyuten, saygıyı doğuran ve kendi kalesinin duvarlarını kendi tırnaklarıyla oren ?-
Sen mi yoksa ? Eminim senin de vardır boyle bir ic dunyan ve cok zarar gormuşsundur. Ve eminim benim bile vardır zikretmeye takatimin kalmadığı yazıklarım, yarattıklarım ve yazdıklarım nihayetinde.
Olsun. Bu kadar buyuk bir savaşın icinde bile azınlık kesimde kalmayı başaran tum kalp yandaşı. Kandaşım olan ve kendi oz duygu tapınağına sahip her insana doğru -sizlere- sesleniyorum. Dunya o kadar buyuk tuzak ve bir o kadar akıl kaymalarıyla doluyken. Geleceğinizdeki sevgileri ve duşleri sıkılmadan ve yorulmadan yeniden yaşayın. Herkes olecek. Ve kalan yaşanmışlıklar olacaksa. Bencil olun ve paylaşın bu bencilliği.
Dediğim o dur ki; yarın guneş doğacakmış, ya da geride sadece huzun kalacakmış diye korkularınızı salmayın diyarlarınıza. Not tutun kendinizi ve birazda ozleyin herkesi.
Duygularınızı ekip oyle bir besleyin ki sunduğunuz insan dahi ezemesin o cicekleri. O mor cicekleri.
07.04.2006
Raziel Nisroc
__________________