Konu
:
'odul konusu raydan cıktı'
16-09-2019, 04:37:02
#0
Cengiz
Açık Profil bilgileri
Özel Mesaj Gönder
Cengiz tarafından gönderilen tüm mesajları bul
Cengiz'ı arkadaş olarak ekle
TURKİYE'DE ŞOHRET OLMANIN KOLAY OLDUĞUNU SOYLEYEN GENC OYUNCU, 'BAŞARILI GİBİ GOSTERİLEN İNSANLARIN SADECE UZERLERİNDEKİ HEDİYE PAKETLERİ GUZEL. ULKEMİZDE ACIK BİR YARA BU. BEN BU ULKEDE ŞU ANDA İŞİMİ YAPABİLİR HALDE DEĞİLİM. HERKES KENDİ İŞİNİ YAPSIN' DEDİ.
Unlu oyuncu Demet Evgar, D-Smart dergisine verdiği roportajda Turkiye’de şohret olmanın cok kolay olduğunu iddia etti. Evgar, 'Başarılı gibi gosterilen insanların sadece uzerlerindeki hediye paketleri guzel. Ulkemizde acık bir yara bu. Ben bu ulkede şu anda işimi yapabilir halde değilim. Herkes kendi işini yapsın' dedi.
Uzun zamandır ortalarda yoksunuz. Neler yapıyorsunuz?
- Bu aralar severek yuruttuğum iki sosyal sorumluluk projesi var. Şu an onlar icin cekimler yapıyoruz. Bir tanesi, Pozitif Yaşam Derneği’nin AIDS’le ilgili bir projesi. 2009 ajandası icin fotoğraf cekimi yapıyoruz. Bunun ayrıca sergileri de olacak. Bir diğeri de sosyal sorumluluk projesi adı altında, meme kanseriyle ilgili bir proje. Ben bu tip şeylerin icinde bulunmaktan buyuk keyif alıyorum.
Oyunculuk adına yeni projeler var mı?
- Gecen sezon, Kenter Tiyatrosu’nda Alfred Hitchcock’un uyarlaması '39 Basamak' adlı oyunda oynadım. Bu sezona da taze bir oyunla devam edeceğiz. Bilincli olarak iki bucuk yıldır ne sinemada ne de televizyonda herhangi bir şey yaptım. Tiyatroya yonelmeyi daha doğru buldum. Cunku, tiyatroyla seyircinin algısını genişletmeye ve farkındalığını yukseltmeye cabalıyorsunuz. Ayrıca, tiyatro yaparken 90 dakikalık bir dizide olma duşuncesi bana celişkili geldi.
Size bir rol geldiğinde neye gore karar veriyorsunuz?
- Yaptığımız iş aslında bir illuzyon. O yuzden hikáyenin once gerceklik ve inandırıcılığını değerlendiriyorum. İcinde bulunduğum projelerin insanların problemlerine parmak basan, cesur işler olmasına ozen gosteriyorum. Ayrıca, yeni mezunlarla, yeni yonetmenlerle calışmayı cok seviyorum ve gercekten guzel bir nesil yetişiyor. Bir yonetmenin ilk filminde yer almak bana daha cazip geliyor.
Demet Evgar deyince herkesin aklına 'Beyza’nın Kadınları' geliyor. Bu film neden bu kadar one cıktı?
- Performansla ilgili. Mesela, Turkan Şoray deyince 'Selvi Boylum Al Yazmalım' gelir akla. Ben bundan sonra ne iş yaparsam yapayım 'Beyza’nın Kadınları' etiketini ustumden atamayacağım! (Guluyor)
Film cok geniş bir kitleye ulaştı...
- Filmin izlenme payının bu kadar yuksek olmasının sebebi, Turkiye’nin acık bir yarasına parmak basması. Aslında insanlar hep korkarlar ya da geri cekilirler bu tip cesur işlerden. Ben iki bucuk yıldır sinema filmi yapmıyorum ama hálá bu filmin konuşulması guzel bir şey tabii ki. Dunya artık Turkiye’ye yoneldi. Cunku, ulkemizde işlenmemiş cok fazla hikáye var.
Turkiye’de şohret olmak cok mu kolay?
- Kesinlikle. Bu ulkede amacın şohret olmaksa, bundan daha kolay bir şey goremiyorum. Ajdar en buyuk orneğidir bunun. Turkiye’de, size başarılı gibi gosterilen insanların sadece uzerlerindeki hediye paketleri guzel. Ben bu ulkede şu anda işimi yapabilir halde değilim. Herkes kendi işini yapsın. Kendi işi derken, hicbir iş kimsenin tekelinde değildir elbette ama herkes kendine yalan soylemeden, gercekten yapabildiği işi yapsın demek istiyorum.
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde belgesel juri uyesisiniz, secimi nasıl yapacaksınız?
- Yapılan işlerin nereye dokunduğuna bakacağım. Cesareti, soylemek ve anlatmak istediğini nasıl vurguladığı benim icin cok onemli olacak. Belgesel, kısa film veya bir klip cekmiş olsa da benim icin onemli olan anlatmak istediği şeyi hissedebilmemdir. Kamerayla cekilmiş her şey yonetmenin ruyasıdır, ben onların ruyalarına not vereceğim.
Neler okur, neler izlersiniz? Mesela en cok seyrettiğiniz film hangisi?
- En cok seyrettiğim film, 'Selvi Boylum Al Yazmalım'. Hálá beni etkileyen bir film. 'Sekreter' ve 'Cingeneler Zamanı' filmleri donup donup baktığım filmlerdir. En son Tom Hanks’in oynadığı 'Philadelphia'yı izledim. Kısa filmler seyretmeyi cok seviyorum. Bunun yanında Almodovar tutkunuyum. Onun dışında şiir ve ozellikle Neyzen Tevfik okumayı cok seviyorum.
Turkiye’de oduller hak edene mi veriliyor sizce?
- Sadece Turkiye’de değil, dunyanın genelinde tartışılan bir şey bu. Bence, her şey raydan cıkmış durumda ama tekrar bir duzene girdiğini hissediyorum. 'Odul nedir?' diye sorarsanız; rahatlıktır. Beni en mutlu eden oduller universitelerden aldıklarım. Belki oralarda verilen odulleri kimse bilmiyor ama benim icin onemli. Cunku, o oduller objektif bakış acısını doğruluyor.
Peki oyunculukta eğitim icin ne duşunuyorsunuz?
- Oyunculuk bir keşiftir ve keşfin de sonu yoktur. Zaten keşfettikce kendinizi eğitirsiniz. Bir konservatuvar eğitiminden bahsediliyorsa, soz hakkı almak icin onemli bir şeydir. Aynı zamanda bu sadece universite ile olacak bir iş değil, yetenek enjekte edilemez. Oyunculuk, kişisel bir yolculuktur. Hem kendinle yuzleşiyorsun hem de kaldırıp kaldıramayacağını deneyerek farkındalığın zirvesine oturuyorsun.
İstanbul’da neler yapıyorsunuz?
- Evde ağacların yanında bir alan oluşturdum, balkonda oturuyorum, film seyrediyorum, kitap okuyorum. Arada da arkadaşlarımla vakit geciriyorum.
Son olarak hedeflerinizi, planlarınızı soralım...
- Hayatın ve yanımdaki insanların değerini bilerek guzel yaşayıp mutlu olmek istiyorum. Mutluluğu aradığın zaman, sana gelir. Yenilikci olup, mutluluğu muhafaza etmek lazım. Hatalarımı fark edebilmek icin dua ediyorum. Hata, yapılması şart birşeydir. Yolun doğruysa hata bir tecrube olarak geri doner sana. Kendinle barışık olmak ya da barışmak ve kabul etmek zorundasın. Hayat bir ruya gibidir. Yani bir uykudayız biz aslında. Oldukten sonra da iyi uyanmak istiyorum. Sanki bu yaşadığım hayat bilincaltıymış gibi, olduğumde, 'İyi bir ruyadan uyandım' diyebilmek tek isteğim.