“Benim babam komunistti. Hep komunist olmamıştı tabii; olduğunde artık komunist değildi zaten.”

On ikinci doğum gununde, onun deyişiyle artık erkek olduğu gun, Karl'a, bu komunist babaya, bomboş sayfalardan ibaret, ciltli bir kitap verilir. Bu, “Beyaz Kitap”tır. Karl yaşadıklarını gunbegun aktararak bu bomboş sayfaları dolduracak, hayatının kitabını kendi yazacaktır.

İc dunyasında, sevgili yazarları Villon, Diderot, Stendhal'le yaşamaktadır. Onların Almanca'ya hic ya da iyi cevrilmemiş eserlerini, sağ elinin işaretparmağını kullanarak cılgın bir tempoyla tuşlarına bastığı daktilosunun başına oturup cevirirken kendinden gecer adeta. Gercek dunyada ise, karısı Clara, turlu isimler taktığı oğlu ve dostlarından oluşan antifaşist bir ressam grubu doldurmaktadır hayatını. Bu komunist, bu tutkulu, bu cevirmen babanın hayattaki belki de en buyuk yeteneği ise hem kendine hem de cevresindekilere coşku aşılamaktır.Ağrılarla gecen omru son bulup bu coşkulu, bu tutkulu, bu herkes kadar anlaşılan ya da anlaşılamayan baba olduğunde, “hayat kitabı” ortadan kaybolur ve oğlu babasının kitabını bir kez daha kaleme alırken bir yandan kendi hayatını da yazar… Babamın Kitabı, yirminci yuzyılın siyasi hayal kırıklıkları ve umutlarının yanı sıra, yaşam sevgisi ve kitap aşkıyla yoğrulmuş bir hayatın romanıdır.


Ceviri:Zehra Aksu Yılmazer
Yayınevi:Ayrıntı
Basım Yılı: 2011


Aranabilir PDF

Mediafire


Gizli İçerik:
Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.