Katil Nietzche-Asker Kant, deyim yerindeyse, felsefi bir otopsi kitabı. Anlatı ile masalsılık arasında salınan bir kurgu-metin. Anlatıya ironi ile dolu ofkeli bir soylem eşlik ederken, tum nedensellikler “neşeli” bir tarihsellikle buluşuyor. Hamza CelÂleddin, carpıcı uslubuyla okurları mizahi bir felsefi anlatıya davet ediyor.
Uzunca bir masanın etrafında, tarihin tum antikahramanları toplanmıştı; gokte tastamam kamer, yerde sozu gereksiz uzatan purtelaş bir nehir, şarap kadehleri hızla dolup boşalıyordu. Masanın gorunen egemeni, gur sesi ve dolgun govdesiyle katil Nietzsche, ballandıra ballandıra (bir yandan da bıyık altından asker Kant’a mustehzi gulumseyerek) 1872 baharında Basel’de işlediği kusursuz cinayeti anlatıyordu. Hemen yanında gece bekcisi Schopenhauer onu kolundan cekiştiriyor, goz ucuyla da Kant’ı işaret ederek Nietzsche’yi (en azından bir sureliğine) sukûnete davet ediyordu. Nitekim Kant da, Nietzsche’nin bu tehditkÂr hitabeti karşısında iyiden iyiye sinirlenmeye, purosunu eskisine nazaran daha az incelikli bir tavırla ağzına goturmeye başlamıştı. Ama yine de tam bir asker nezaketiyle (bu, kulağa tuhaf gelebilir; asker nezaketi bir oksimoron olarak da bilinir) Nietzsche’ye kesilmiş olan kulağını Sartre, Camus ve Heidegger arasında donen futbol muhabbetine cevirerek olası bir kavgadan kacınmıştı.
Yayın Tarihi: 2017
Yayınevi: Edebi Şeyler
Aranabilir PDF
Mediafire