Bir seyyahla, onun colde karşılaştığı yırtıcı hayvanları anlatan o şark masallarını kim bilmez ki. Seyyah, hayvandan kurtulmak icin susuz bir kuyuya atar kendini. Orada, kuyunun dibinde bir ejderha gorur. Onu yutmak icin ağzını acmıştır. Yırtıcı hayvan tarafından parcalanmamak icin yukarıya cıkmaya cesaret edemezken ejderha tarafından da yutulmamak icin aşağıya atlayamayan bu zavallı, kuyunun duvar taşları arasındaki bir dalı yakalar ve ona sımsıkı tutunur. Elleri uyuşur ve az sonra, her iki tarafta bekleyen felaketin kucağına duşeceğini hisseder, ama hala sımsıkı yapışıp durmaktadır dala. O sırada biri beyaz biri kara iki farenin onun tutunduğu dalın cevrisinde dolaşıp dalı kemirmekte olduklarını gorur. Birkac dakikası vardır. Dal kopacak ve o da canavarın ağzının icine duşecektir. Seyyah bunu gorur ve kurtulma şansının olmadığını bilir. ama havada debelendiği surece, cevresine bakınmaktadır. Calının yapraklarından bal damlaları gorur. Dilini uzatıpbunu yakalamaya koyulur. işte ben de aynı, beni parcalamaya hazır olduğunu bildiğim halde, hayatın dallarına tutunuyorum ve bu azaba niye duştuğumu bir turlu aklım almıyor ve şimdiye kadar bana teselli vermiş olan balı emmeyi deniyorum. Ama bal bana tat vermez oldu artık; beyaz ve siyah fareler gece gunduz tutunduğum dalı kemirmekteler. (Alıntıdır)

Gizli İçerik:
Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.