Tarama : Darkmalt (ustaya saygılar)

Ertuğrul Firkateyni ile ilgili calışmalarımda şahsıma her turlu desteği veren Turk Deniz Kuvvetleri Komutanı Sayın Oramiral M.Metin ATAC'a sonsuz şukranlarımı arz ederim...

Bu romanı; İkizlerin (Fuat Mert ve Suat Berk) annesi, sevgili eşim Funda Hanım'a, İlkoğretmenim Cemil Bey'e (ruhu şad olsun), 1889 yılında İstanbul'dan Japonya'ya gonderilen ve gurbetin son demlerinde, donuş yolunda vuslata beş kala,Japon sularında yakalandığı fırtınada kayalıklara carparak batan Ertuğrul Fırkateyni'nde şehit olan 527 fedakÂr ve cefakÂr denizcimize (ruhları şad olsun), İthaf ediyorum.

1887 yılında Japon İmparatoru'nun yeğeni Sultan II. Abdulhamid'i ziyaret eder. II. Abdulhamid, siyasi bir manevrayla bu ziyarete iade-i ziyaretle karşılık vererek hem Japonya ile iyi ilişkiler tesis etmek hem de dosta duşmana kendini gostererek ozellikle de İngiltere'ye bir ceşit gozdağı vermek ister. O zamanın şartlarında gemi yolculuğu munasiptir ve Ertuğrul adlı fırkateyn, tum itirazlara rağmen elden gecirilip bu yolculuk icin hazırlanır. Takvimler 1889'u gosterdiğinde Ertuğrul Japonya'ya gitmek uzere demir alır. Ancak korkular gerceğe donuşur ve gemi, donuş yolculuğunda tayfuna yakalanarak batar. Kurtulan cok az kişi olur.

Bu roman, işte bu tarihsel olayı konu ediyor; cıktıkları seferden donemeyen denizcilerin, geride bıraktıkları sevdiklerinin hazin hikÂyesini... Yarım kalan sevdaları, vuslatın bir başka diyara kalışıyla geride kalanları derin bir keder, dinmeyen bir hasret ve gozyaşına gark eden... Bilinmeyen bir yerlerden bir kanun sesi bir ud taksimi duyuluyor sanki belli belirsiz... Hani denir ya, gidip de donememek, donup de bulamamak var... Varmış!


Gizli İçerik:
Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.