Guneş sisteminde bulunan her bir gezegenin diğer gezegenlerden farklı, kendine yas bir yapısı ve oluşumu var. Yeni bir araştırma ise bu gezegenlerden birisinin elmaslarla kaplı olabileceğini one suruyor.
Araştırmaya gore Guneş ’e en yakın gezegen olan Merkur ’un oldukca yuklu miktarda elmasa ev sahipliği yapması muhtemel olabilir gibi duruyor. Simulasyonlara dayanan araştırmada yoğun kraterlere sahip Merkur ’de katrilyonlarca ton elmas olabileceği iddia ediliyor.
[h=2]Merkur'de 16 katrilyon ton elmas olabilir[/h]
Gectiğimiz hafta Teksas ’ta gercekleşen Ay ve Gezegen Bilimleri Konferansı'nda (LPSC) on izlemesi yapılan yeni bir araştırma, guneş sisteminin en kucuk gezegeni olan Merkur ’un şaşırtıcı bir şekilde devasa bir elmas madeni olabileceğini one suruyor.
Simulasyon modellerinin tum Merkur kabuğunun icinde 16 katrilyon ton elmas olabileceğini gosterdiğini belirten Colorado Maden Okulu ’nda Jeoloji ve Jeoloji Muhendisliği/Uzay Kaynakları'nda Yardımcı Docent olan Kevin Cannon, buna karşılık yuzeydeki malzemenin yalnızca kucuk bir kısmının, en fazla yuzde bir ya da ikisinin elmas olmasının muhtemel olduğunu belirtiyor.
Merkur ’un saf bir karbon formu olan grafitle kaplı olduğunun ifade edildiği araştırmada, grafitin goktaşları, asteroitler ve kuyruklu yıldızlar tarafından vurulduktan sonra elmasa donuşmuş olabileceği ifade ediliyor.

Bununla birlikte Merkur'un yaklaşık 4,1 ila 3,8 milyar yıl once , Ay'daki kraterlerin coğunun da oluştuğu Guneş Sistemi'nin erken donemleri olan Gec Donem Ağır Bombardımanı ’ndan ozellikle kotu etkilendiği de biliniyor. Ancak Merkur ’de Ay ’a oranla daha fazla krater olması, elmas yaratma etkisinin de daha fazla olabileceği anlamına geliyor.
”Merkur'un kuresel bir magma okyanusundan, soğuduktan sonra oluşan ince bir grafit kabuğundan var olduğunu duşunuyoruz" şeklinde kaydeden Cannon, asteroitler ve kuyruklu yıldızların saniyede onlarca mil hızla bu kabuğa carpmasıyla grafiti elmasa donuşturmeye yetecek derecede yuksek bir basınc oluşmuş olabileceğini ifade ediyor.
[h=2]Elmasların cıkarılması mumkun olabilir[/h]
Ote yandan yuzeye nispeten yakın olabilecek olan bu elmaslar, bizim bildiğimiz o berrak elmaslardan biraz farklı. "Muhtemelen kesip takı haline getirdiğimiz buyuk berrak değerli taşlara hic benzemiyorlar," ifadelerini kullanan Cannon, "Endustride aşındırıcı olarak kullanılan, muhtemelen grafit ve diğer karbon formlarıyla dağınık bir karışımda kullanılan kucuk bulanık elmaslar daha iyi bir karşılaştırmadır." şeklinde kaydediyor.
Tabii bu durum akıllara ilk olarak uzay madenciliği konseptini getiriyor; ancak bu noktada uzay madenciliğinin kulağa geldiğinden cok daha zor olduğunu belirtmek gerekiyor. Soz konusu Merkur olunca ise işler bir tık daha karmaşık bir hal alıyor. Konuya ilişkin olarak "Yorunge mekaniği nedeniyle Merkur'un etrafında yorungede dolaşmak ve karaya inmek oldukca zor" şeklinde belirten Cannon, yine de teoride Merkur'deki elmasların cıkarılabilmesinin mumkun olduğunu ifade ediyor.
Bununla birlikte, 5 Aralık 2025'te Merkur'e ulaşacak ve gezegeni farklı dalga boylarında haritalayacak olan Avrupa Uzay Ajansı'nın BepiColumbo gorevinin Merkur'un elmaslarını bulması mumkun olabilir. Cannon, misyonun belirli mineralleri keşfetmekte son derece iyi olduğunu belirtiyor.
Son olarak Cannon, Guneş Sistemi ’nde Dunya dışında elmas bulundurması muhtemel olan tek gezegeninin Merkur olmadığını ifade ediyor. Cannon, buz devleri Neptun ve Uranus ’un derinlerinde elmas olma ihtimalinin de oldukca yuksek olduğunu belirtiyor.