Dunya ’nın uzerimize uyguladığı
cekim gucu ve basınc gibi bircok faktor, vucut şeklimizin ve ağırlığımızın şekillenmesinde rol oynuyor. Bu da farklı karakteristiklere sahip olan ortamlarda, yani
farklı gezegenlerde, burada olduğumuzdan farklı ağırlıkta hatta ‘zorla ’ farklı şekillerde olabileceğimiz anlamına geliyor. Elbette bu şekil değişikliğinden sonra yaşar mıyız orası ayrı.
En basit ornek olarak
astronotların Dunya ’ya geri donduklerinde şartlar değiştiği icin
kemik sorunları yaşadıklarını duymuşsunuzdur. Neyse ki bu gibi değişiklikler gecici oluyor. Peki kalıcı olarak farklı bir ortamda, hatta farklı bir gezegende yaşamamız gerekseydi vucudumuz farklı şartlara nasıl ayak uydurmak zorunda kalırdı. Bright Side ’ın oluşturduğu gorsellere gelin birlikte bakalım.
[h=2]Elon Musk, Mars hayallerinde insanları boyle goruyor olabilir mi?[/h]

Mars ’ın şu anki hÂlimizle bize
misafirperver davranmayacağı ortada. Toz fırtınaları, yuksek radyasyon, zehirli gazlar ve daha niceleri bu gezegende insanlığı bekliyor. Peki evrim sureci burada gercekleşseydi
insanlar nasıl gorunurdu?

Mars ’ın yercekimi gezegenimizden daha az olduğundan muhtemelen
daha uzun ve guclu bir vucudumuz olurdu. Ayrıca Dunya ’ya nazaran daha az Guneş goren Mars ’ta, guneş ışığını alabilmek icin daha
buyuk gozlere ihtiyacımız olurdu. Son olarak gezegenin şartları gereği ten rengimiz
turuncuya daha yakın olurdu.

[h=2]Gaz devi olarak tanıdığımız devasa Jupiter ’de zemin yok:[/h]

Jupiter ’deki yuksek basınc, sıcaklık ve
katı olmayan zemin işleri baya zorlaştırıyor. Burada yaşasaydık bedenimizin okyanusların derinliğinde yaşayan coğu canlı gibi
yuksek basınca dayanıklı hÂle gelmesi gerekirdi.

Ayrıca burada yaşamımızı yuzerek gecireceğimizden yuzgeclere ve perdeli ellere/ayaklara ihtiyac duyardık. Son olarak Jupiter ’in
radyasyonundan korunmak icin kabuklara ihtiyacımız olurdu.
[h=2]Saturn ’deki insan modeli aynı anda hem dost canlısı hem de duşman gibi gorunuyor:[/h]

Ortalama yoğunluğu sudan duşuk olan
Saturn ’de hareket etmek Jupiter ’e gore biraz daha zor. Bu sebeple burada oldukca hafif olmak gerekirdi. Sonuc olarak
denizanasının yapısı bu gezegene uygun gorulmuş.

Bu bağlamda Saturn ’un icinde hareket edebilmek icin, denizanaları gibi kullanabileceğiniz
şemsiye şeklinde bir alt kısma ihtiyacınız olacak. Hafifliğimize katkıda bulunmak icin iskeletinizin de
olmaması gerekecek. Zira o basınc altında adeta ezilecektir.
[h=2]Karakterimizin havalı gorunuşu sizi yanıltmasın, Merkur ’un de diğerlerinden geri kalır yanı yok:[/h]

Merkur ’e uyum sağlamaktan bahsedeceksek once
sıcaklık konusunu aşmamız gerek. Zira bu gezegenin yuzeyinde ortalama sıcaklık gunduzleri
427 santigrat dereceye kadar yukselirken geceleri
-175 santigrat dereceye kadar duşebiliyor. Ayrıca surekli depremler ve meteor yağmurlarıyla karşı karşıya.

Bu sebeple de gezegende yaşayacak olsaydık et ve kemiklerimiz bu sıcaklıklara dayanamayacağından
titanyum gibi dayanıklı bir malzemeden oluşan bedenlerimiz olurdu. Hava olmadığı icin
burnumuz da olmayacak, gozlerimiz guneş ışığına karşı koyabilmek icin daha buyuk ve ışığı buyuk olcude engelleyici bir yapıda olacaktı.
[h=2]Yaşamak icin Merkur ’den zor yerler var: Karşınızda Venus[/h]

Maalesef Merkur ’den de zor şartlar sunan
Venus ’te insanın alacağı şekil konusunda pek seceneği yok. Gezegenin
450 dereceyi aşan yuzey sıcaklığı yetmezmiş gibi bir de nereden cıkacağı belirsiz volkanik patlamalar ve depremler endişe sebebi olacak.

Gezegenin bu denli yıkıcılığı sebebiyle Merkur ’deki
titanyum bedeniniz bile sizleri koruyamayacaktır. Bunun da otesinde, gezegenin atmosferinde bulunan
fosfin, hangi şekle girerseniz girin oksijen soluduğunuz surece sonunuzu getirecek demektir. Bu bağlamda gezegen sadece
mikroplara yaşama imkÂnı sunuyor.
[h=2]Dondurucu soğuk, guclu ruzgÂr ve sonsuz okyanus: Uranus ve Neptun ’e gidiyoruz[/h]

Uranus ve Neptun ’un yapısında
su, metan ve amonyak bulunuyor. Ayrıca yer cekimi de oldukca kuvvetli olan bu gezegenlerde hic katı zemin bulunmuyor. Burada yaşayacak olsaydınız bedeniniz yer cekimi sebebiyle
daha kısa ve dondurucu soğuk sebebiyle
daha kalın olurdu.

Sonsuz okyanusta hareket edebilmek icin de yuzmemizi kolaylaştıracak
yuzgeclere ihtiyac duyacaktınız.
[h=2]Sinema dunyasının uzaylı tasvirine en yakın olan bu diyebiliriz: Son durağımız Pluton[/h]

Guneş ’e en uzak konumda bulunan
Pluton; buzla kaplı, soğuk ve duşuk yer cekimine sahip. Bu bağlamda Pluton ’da yaşıyor olsaydınız zayıf yer cekimi sebebiyle kaslarınız ve kemikleriniz cekileceğinden boyunuz
daha uzun olacaktı. Bunun yanında buzda rahat hareket edebilmek icin de
pencelere ihtiyac duyacaktınız.

Farklı gezegenlerde
evrimsel baskının insan vucudunu nasıl durumlara getirebileceğini anlattığımız iceriğimizin sonuna geldik. Bright Side ’ın hazırladığı gorsellerin ve tanımların “gezegenlerin koşulları neyi gerektirirdi?” sorusuna yanıt olarak ortaya cıktığını belirtelim. Yani
spekulasyondan fazlası değil.
Secme şansınız olsa siz hangi gezegeni tercih ederdiniz? Duşuncelerinizi yorum kısmında paylaşabilirsiniz.