Edebiyatımızda son birkac ayda yeni bir tartışmaya sahne oldu. Ozellikle sosyal medyada buyuk tartışmalara sahne olan konu ise; Turkce edebiyatı mı yoksa Turk edebiyatı mı demeliyiz. Bu bağlamda kitapseverler iki ayrıldı ve tartışmalar kısa sureliğine olsa da durdu. Ozellikle Turkiye'de her etnik kokenden yaşayan insanların olduğunu duşunen bir kesim bunun Turk edebiyatı değil, Turkce edebiyat olması yonunde goruş belirtiyorlar. Turk edebiyatı diyen kesim ise; diğer ulkeler de kendi adlarını kullanarak edebiyat vurgusu yapıyolar. Dolayısyla Turk edebiyatı demekten herhangi bir sakınca olmadığını soyluyorlar. Yazarlar bu konu hakkında konuştu. işte unlu edebiyatcıların o goruşleri... Yatılı Okul romanının yazarı Furuzan konuya şoyle yaklaşıyor;
"Dunyadaki edebiyat tasnifleri İngiliz edebiyatı, Rus edebiyatı, Fransız edebiyatı Macar edebiyatı, Turk edebiyatı diye duzenlenir. Macarca, Turkce edebiyat falan diye bir şey yok. Bunun icin uğraşmak muthiş bir ayrıştırma getirir." 
Furuzan Ataol Behramoğlu:
"Fransa'dakinin Fransız edebiyatı olması gibi Turkiye'deki edebiyatın ismi de Turk edebiyatıdır. Yazarların etnik kimliğine gore edebiyatı belirlemek kadar sacma bir şey olmaz. Akıl dışı bir yaklaşımdır bu. Bakın mesela Fransız şiirinin kurucularından Apollinaire'nin babası İtalyan annesi Polonyalı. Şimdi ona ne diyeceğiz melez edebiyat mı? Yazılan dil edebiyatı belirler. Bunu bir tartışma konusu dahi yapmaya gerek yok. Ceşitli ulkelerde Turkce yazılmış edebiyatın toplamına belki Turkce edebiyat diyebiliriz ama Turkiye'deki edebiyatın adı Turk edebiyatıdır." 
Ataol Behramoğlu "BU TARTIŞMAYI GEREKSİZ GORUYORUM" Hidayet Karakuş:
"Bunu tartışmayı gereksiz buluyorum. Yerleşik kavramları tartışmayı, kulturel boyutta bir ayrımcılık peşinde olmak, diye algılıyorum. Dikkat ederseniz bu kavramları tartışmaya calışanlar Cumhuriyet ’i de tartışmaya acanlardır. İkinci, ucuncu… numaracı cumhuriyetcilerdir. Akıllarınca farklılık yaratma derdindedirler." 
Faruk Duman Faruk Duman: "
Turkce edebiyat zaten bir dil yanlışı. Turk Edebiyatı cok buyuk, bin yıllık bir edebiyat, Turk dilinin bir yaratısı. Yani kavram kimsenin değiştirmeyi duşunemeyeceği kadar buyuk. Burada yapılacak tek şey iyi eserler yazıp Turk edebiyatına dahil olabilmeye calışmaktır. " 
Hakan Bıcakcı Hakan Bıcakcı:
"Turkce edebiyat mı Turk edebiyatı mı? Bu tartışmanın sinema versiyonu da var: Turk sineması mı, Turkiye sineması mı? Bana kalırsa bu doğrudur, şu yanlıştır denecek bir durum yok ortada. Dilimizde bunun bir standardı yok cunku. Mesela Brezilya, Portekiz, İran sineması diyoruz, sonra Fransız, İngiliz, Japon filmi diyoruz. Bazı ifadeler kalıplaşıyor ve sorgulanmaz oluyor. Dolayısıyla Turk sineması da Turkiye sineması da doğru. Ben ekstradan bir ulusal kimlik vurgusuna gerek gormediğim icin Turkiye sinemasını tercih ediyorum. Daha coğulcu geliyor kulağıma."