Okul işleyişi bakımından bir sisteme benzetilirse bu sistemin onemli bir unitesi sınıf olur. Sınıf eğitim ve oğretim faaliyetleriyle beraber oğrenciler icin planlanan tum olumlu davranış modellerinin kazandırılabileceği bir ortamdır. Sınıf ortamının planlayıcısı,yoneticisi ise oğretmendir. Oğretmeni bir film yonetmenine benzetebiliriz.
Yonetmenin başarısı nasıl filme yansıyorsa,oğretmenin başarısı da sınıfa oradan da oğrencilerin başarısına yansır. Tum bunları dikkate alarak oğretmenin etkili bir sınıf yonetimini gercekleştirebilmesi icin bazı hususları dikkate alması gerekir. Bu makalede sınıf yonetimi 45 dakikalık bir ders suresi dikkate alınarak tasarlanmıştır. Dort bolum halinde ele alınan yonetim onerileri aşağıda verilen sıra ile irdelenmiştir.
1- Sınıftaki oğretmen oğrenci davranışlarının bicimlendirilmesi
2- Konu ve ders iceriğinin takdimi
3- Odul ve ceza kurallarının uygulanması
4- Muhtemel problemler karşısında takınılabilecek davranış modelleri.
1-Sınıftaki oğretmen oğrenci davranışlarının bicimlendirilmesi:
Oğretmenin sınıf icerisindeki davranışları bir bakıma oğrencilerin davranışlarını da belirler. Yani oğrenciler oğretmenin aynası gibidirler. Gorduklerini tekrarlarlar. Bu acıdan oğretmen her davranışının oğrenciler tarafından dikkatle takip edildiğini unutmamalıdır.Oğretmenin derse girişinden teneffuse cıkışına kadar ki ornek davranış modellerini sıralayalım.Oğretmen derse vaktinde girip yine vaktinde cıkmalıdır.Kılık kıyafeti duzgun olmalıdır.Sınıfa ilk girişte orta sıra hizasında tum oğrencileriyle goz goze gelebilecek bir konumda durmalıdır. Tum oğrencileri gozle suzmeli, eğer dikkati dağınık başkalarıyla konuşan veya oğretmeni fark etmemiş oğrenciler varsa asla komut vermemeli bir sessizlik icerisinde bekleyerek tum bakışları uzerinde topladıktan sonra sınıfı selamlamalı daha sonra oturmalarını istemelidir. Eğer buna onem vermezseniz daha sonraki derslerinizde de aynı davranışlar tekrar eder.Dokumanlarını masaya koyduktan sonra sınıfta kısa bir gezinti yapmalı hasta oğrenci varsa hatırını sormalı, gelmeyen varsa nerede olduğunu oğrenmeli yerlerde cop varsa nazikce alınmasını istemelidir. Eğer oğrenciler copu almakta tereddut ediyorlarsa emir vermemeli kendisi copu yerden alıp atmalı. Bunu yaparken de onemsiz bir olaymış gibi davranmalıdır.Sınıf yoklamasını almalı,yoklamayı alırken listeyi isim, isim okumalı gelmeyenleri yoklama fişine kaydetmelidir. Sınıf başkanlarına sorularak yapılan yoklamalarda sureklilik varsa suistimaller olabilir. Bu acıdan oğretmen yoklama olayını kendisi yapmalıdır.Sınıf yoklamaları cok onemlidir. Bazen sınıfta olmayan bir oğrencinin var gosterilmesi onemli sonuclar doğurabilir. Lise yıllarında yaşadığım bir hatıramı aktarmak istiyorum. 'Lise 3. sınıf oğrencisi iken oğleden sonraki turizm derslerinden birinde sınıfta olan bir arkadaşımız aynı dersin ikinci saatine katılmadığı halde oğretmenimiz dahil butun arkadaşlarımız bunu fark etmedik. Yoklama fişinde var gorunen arkadaşımız meğer okul dışında bir şebekeyle beraber hırsızlık sucu işlemiş. Emniyetin soruşturmaları neticesinde olay saatinde okulda gorunduğu icin oğretmen ve oğrenci desteğini kazanmıştı. Ancak başka delillerin ortaya cıkması sonucunda sucunu kabul etmişti. Boylece oğretmenimiz ve bizler onemli bir hatadan donmuş olduk.'Dersin işlenişi gunluk plan ve yıllık plana uygun yapılmalı, ders bitimine bir iki dakika kala sınıf defterindeki konu bolumu doldurulmalıdır. Boylece sonraki derslerde de konu sırası gercekci bir şekilde takip edilmiş olur.Oğretmen jest ve mimiklerini gerektiği olcude kullanmalıdır. Bu hareketler oğrencilerin dağılan dikkatlerini toplamada onemli rol oynar.
Ders sırasında oğrencilerle olculu şakalaşmalar olabilir. Duzeyli olduğunda oğrencilerin derse ilgilerini cektiğinden bir cok oğretmen bunu yapmaktadır. Ancak bir bayan oğretmenin erkek oğrenciye veya bir erkek oğretmenin de kız oğrenciye el ile temas ederek şakalaşması son derece hatalıdır, farklı yorumlamalar ve problemler oluşturabilir.
Oğrencilerin sıralara oturuş biciminde saygı boyutu her an korunmayabilir. Orneğin bir oğrenci bacak, bacak ustune atarken diğer oğrenci kollarını arkadaşının omuzlarına koyabilir. Bu ve benzeri durumlarda oğrencilere sert ikazların yapılması hatalıdır. Cunku 45 dakikalık ders sureci, ustelik bu ilerleyen derslerde ise, dikkatlerinin dağılmasına neden olur. Onlemek icin sadece o oğrencinin fark edebileceği bir şekilde goz ile sempatik bir uyarı veya jest mimiklerle yapılan bir uyarı ya da 'mm gibi sevecen bir ikaz oğrencinin mahcubiyet icerisinde toparlanmasını sağlayacaktır.Unutmayın bir sınıftaki oğrencilerin tumunun IQ'ı, psikolojik durumu, morali,ruh sağlığı aynı duzeyde değildir. Bu acıdan oğrenci davranışlarındaki her olumsuzluğu saygısızlık gibi algılamamak gerekir. Onlara karşı anlayışlı olmak, sevginizi hissettirmek, hatalarını affetmek, onların davranışlarını kontrol etmelerini sağlayacaktır. Hatta başka bir zaman yanınıza gelip ozur dileyeceklerdir.Altıncı his filmini bir coğunuz seyretmiştir. O filmden konumuzla ilgili hatırladığım bir bolumu aktarmak istiyorum. Filmdeki kahramanımız bir oğrencidir. İradesinin dışında olulerin ruhlarıyla konuşan oğrencinin sırrını ne annesi ne oğretmeni ne de arkadaşları bilmiyorlar. Ruhlarla konuşmaların dayanılmaz boyutlara ulaştığı bir donemde kahramanımız sınıfta aniden bağırmaya başlıyor. Aptal oğretmen ve bunun gibi ifadeler kullanıyor. Ancak oğretmen bunu saygısızlık gibi algılamıyor. İsmiyle uyarıda bulunuyor. Normal davranmadığını soyluyor. Ders dışında goruşmeleri gerektiğini hatırlatıyor. Kahramanımız normalleşiyor. Belki bircok oğretmenimiz oğrencinin davranış bozukluğunu cirkin bir saygısızlık olarak algılayabilir. Hatta filmdeki oğretmenin tersine sonuc bir karate sahnesiyle de noktalanabilir. Ancak boyle bir tavır zaten ruhsal bunalım halindeki oğrenciye bir ders olmaz, olay bir krizle de sonuclanabilir.
Sınıf yonetimi kapsamında otoritenin sağlanması onemli bir yer tutar. Otorite kavramı bir kısım oğretmen tarafından yanlış anlaşılmıştır. Oğrencilerin kıpırdamaması, sağa-sola donmemesi, yanındaki oğrenci ile konuşmaması,surekli oğretmene bakması,sanki havada sinek ucsa vızıltısının işitilebileceği sessiz bir ortam istenmiştir. Bu tarz bir duşunce otoriteyi yanlış anlama demektir. Eğitim oğretim metotları icersinde otorite; oğretmenin kontrolu elinde bulundurması, sınıf yonetmeninin oğretmen olması şeklin de anlaşılmalıdır.Oğrencilerin her davranışını bastırmak, konuşmalarını engellemek, korkutmayla oğrenciler uzerinde hÂkimiyet kurmak cağdaş eğitim metotları ile celişeceği gibi oğrencilerin gelecek hayatlarını ilgilendiren bir cok sosyal davranışın gelişmesine de ket vurur. Bu bakımdan oğrencilerin kendilerini ifade edebilmelerine imkan verilmeli, davranışlarına da olculu bir esneklik kazandırılmalıdır.Ders sonunda oğretmen dokumanlarını eline alıp tekrar orta sıra hizasında durarak tum sınıfı gozleriyle takip etmeli her oğrenci ile goz temasını sağladıktan sonra sessiz ama gozleriyle 'Arkadaşlar sizleri cok seviyorum kendinize dikkat edin.' Dedikten sonra bu kez sozle 'Arkadaşlar derslerinize iyi calışın iyi dersler' veya son ders ise 'iyi tatiller' demeli. Unutmayın onlar sozlerinizle yaptığınız selamlamadan daha cok gozlerinizle aktarmak istediğiniz mesajı daha iyi anlayacaklardır.
2-Konu ve ders iceriğinin takdimi:
Konuların oğretilmesinde oğretmenin mahareti planlı oluşu sempatikliği buyuk onem taşır. Bir ders saati icinde saydığımız bu vasıflarla beraber konu iceriğini takdim ederken aşağıda belirtilen onerilere uyulması da ayrıca oğretmenin verimini artıracaktır.Derse gunluk plan ile girilmelidir. Gunluk planınız yoksa derya olsanız kıymeti olmaz. Cunku hafızadan anlatılan bilgilerde konu atlamaları ve konu sıralarında kaymalar olur. Bazen kucuk ama onemli bir bilgiyi anlatmayı unutursunuz. Siz anlattığınızı zannedersiniz fakat bu bilgi eksikliği konunun butunluğu icersinde bir arıza meydana getirir. Bu tur arızalar oğrencilerimizin girecekleri sınavlarda soru veya soruların yapılamamasıyla neticelenir. Ayrıca plansızlık oğretmenlerin ozguvenlerinde azalmalara neden olur. Bir cok oğretmenin derse gec girmesinin arkasında bu gercek yatmaktadır.
Konunun işlenişine gecilmeden once gunluk plana uygun olarak belirlenen amacın daha iyi anlaşılması icin konunun gunluk yaşamla ilgisini kuran ornekler anlatılabilir. Yine konuyla ilgili hazırlık soruları sorulabilir. Boylece oğrencilerin zihinleri konuya hazırlanmış olur.Sınıf tahtasını sol ust koşesine mutlaka ders adını, unite ve konu adlarını yazınız. Oğrencileriniz sizin hangi konuyu oğretmek istediğinizi daha iyi anlarlar. Bir sinema filmini ismini oğrenmeden izlemek istemezsiniz veya filmlerin isimlerinin bilinmesi merakı ve isteği kamcılar. Orneğin, Matrix ve Gladyator gibi...
Konuyu takdim ederken onemli bulduğunuz formul ve benzeri bilgileri not aldırınız. Bu onemli bilgileri tahtaya yazarken de cerceve icerisine alınız. Vurgular oğrenciler tarafından daha iyi algılanır.Konunun takdimi sırasında kullanılacak yontem ve teknikler cok onemlidir. Oğrenmenin en yuksek verimle gercekleşmesi buna bağlıdır. Takrir (Duz anlatım), soru-cevap, gosteri, deney, tartışma, gezi-gozlem, senaryo ve test bilinen eğitim-oğretim metotlarının başlıcalarıdır. Oğretmen işleyeceği unitenin ozelliklerini dikkate alarak, bu metot ve tekniklerden yararlanmalıdır. Ancak hicbir unitenin işlenişinde duz anlatım metodu yalnız başına kullanılmamalıdır. Cunku duz anlatım da oğretmen aktif oğrenci pasif durumdadır. Boyle bir ders işlenişinde oğrenci ilgisinin surekli sağlanması mumkun değildir. Eğer konunun ozelliği acısından duz anlatım metodu zaruri ise bu metodu soru-cevap metoduyla desteklemek mumkundur. Ayrıca butun metotların uygulamaları sırasında oğrencilere 'Beyin fırtınası' yaptırılabilir. Beyin fırtınası,oğrencilerin konu hakkında goruşlerini dile getirmeleri,yorum yapmaları demektir. Oğretmen bunu kontrollu bir şekilde yapabilirse dersin işlenişi daha zevkli olur.Oğretmen sadece mevcut yontemlerle yetinmemelidir. Eğitim-oğretimdeki gelişmeleri yakından takip ederek yeni oğretim metotlarını oğrenerek dersine kazandırabilmelidir. Matematik oğretmeni bir arkadaşım problemleri oğrencilere derste oyun oynatarak cozdurduğunu soylemişti. Televizyon programlarındaki yarışmalara benzer şekilde her problem icin gonullu bir oğrenci tahtaya davet ediliyor. Mavi, kırmızı yada sarı renkli problem kartlarından birini secmesi isteniyor. Tercihindeki problemi cozebilirse cikolata veya sozlu notuyla odullendiriliyor. Cozemediği zaman orneğin bir hayvan taklidi yaparak yerine oturuyor. (Notla cezalandırılmıyor.) Arkadaşım derslerinin oğrenciler tarafından eğlenceli bulunduğunu soylemişti.Once basit sorular ve orneklerle alıştırmalar yapınız. Konuya zor sorularla başlamak dersi zayıf olan oğrencilerin ilgilerinin azalmasına neden olur.Konu anlatımını cok sorulu hale getirmek gerekir. Soru sayısının artması oğrencileri aktif hale getirir. Derse katılımı artırır. Zaten yeni eğitim modelleri de oğrenci merkezli olarak duşunulmektedir.Oğrencilerinizin de konuyla ilgili sorular sormasına izin verin. Bu durum onların konu uzerinde projeler geliştirmesini sağlar. Bir oğrenci konu ile ilgili sorular soruyorsa konuya motive olmuş demektir.Ses tonunuzun seviyesini sınıftaki her oğrencinin duyabileceği bir ayarda tutunuz. Ses seviyesinin yuksek olması sınıftaki ve hatta komşu sınıftaki oğrencileri rahatsız eder. Ses seviyesinin duşuk olması ise bir sure sonra oğrencilerin ilgilerinin azalmasına neden olur.Dağılan dikkatleri tekrar toplamak icin ses ayarınızda gecici duşurme veya yukselme yapabilirsiniz. Ama bu sık sık yapılırsa kıymetini yitirir.Dersin 15 dakikalık bolumunden sonra oğrencilerin dikkatleri giderek azalır. Bu durumda dikkatleri yeniden sağlayabilmek icin oğrencilerinizi 5 dakikalık bir sure icersinde dinlendirin. Bu zaman icersinde fıkra anlatabilirsiniz, espri yapabilirsiniz ya da konuyla ilgili gunluk hayattan ornekler uzerinde konuşabilirsiniz.Dersinizi aktarırken gunumuzun teknoloji imkanlarından yaralanmaya calışın. Bilgisayar ,tepegoz, slayt, tablolar veya modeller konuyu gorsel boyuta taşıyarak, bilgilerin daha kolay oğrenilmesini sağlarlar. Kullandığınız tum teknolojik aletler dersinizi sempatik hale getirirken sizin oğrencileriniz nazarındaki kredinizi de artırır.Tahtayı kullanırken renkli tebeşirler kullanın konu ile ilgili şema veya şekilleri cizmeyi ihmal etmeyin. Şemalar ,şekiller veya krokiler karmaşık gibi gorunen bilgileri anlaşılır hale getirirler. Orneğin bir başkasına adres tarif ederken sozlu tarif yerine, kroki cizmeyi tercih ederiz. Konu icersinde cizilecek krokilerde konunun daha kolay keşfedilmesini sağlar.Dersin son bolumunde kısa bir ozetle neler oğretildiğini hatırlatın.3,4 soru ile mini bir sınav (quiz) yapılması bilgilerin olculmesine yardımcı olur. Sonucta konunun ne kadar oğrenildiği hakkında bilgi sahibi olursunuz.
3-Odul ve ceza kurallarının uygulanması:
Odul teşvik edici , ceza ise caydırıcı olarak bilinir. Genellikle tum eğitim sistemlerinde bu ikili hep vardır. Dozu iyi ayarlandığı zaman oğrenmeyi olumlu yonde etkilerler. Peki ama dozu nasıl ayarlanmalıdır' Odul ve ceza nasıl uygulanmalıdırlar'Yuce Yaratıcı 'Benim rahmetim,gazabımı kuşatmıştır.' buyuruyor. Yani odul vermem, bağışlamam cezalarımdan daha fazladır diyor. Hal boyleyken oğretmenlerin cezayı daha cok tercih etmeleri ,dozun iyi ayarlanamaması anlamına gelmez mi' Bu acıdan odul sınıf yonetiminde de hep onde olmalıdır. Oğrencilerin derse katılmaları,sorulara verdikleri cevaplar,odevlerini zamanında yapmaları,derste orijinal acıklamalar yapmaları vb. tum davranışlar odullendirilmelidir.Odullendirmeler sozlu notu ile yapılabileceği gibi takdir ifade eden guzel sozlerle de yapılabilirler. Bu tur ifadeler onların ic dunyalarında olumlu değişmeler meydana getirir.Okuduğum lisede kimya oğretmenim basit bir soruya verdiğim cevap sonunda 'Aslında sen zeki bir oğrencisin' demişti. Bu sozler beni o kadar etkiledi ki vasat bir oğrenci olduğum halde kimya derslerine cok calışarak sınıf birincisi oldum. Lisenin edebiyat kolundan mezun olmama rağmen, universite sınavlarında kimya oğretmenliğini tercih ettim ve şu anda da kimya oğretmeni olarak hayatımı surduruyorum.Cezalandırmaya gelince,fiziksel şiddet kullanmak,dersten kovmak,ağır ve rencide edici soz soylemek,not ile cezalandırma yapmak zaten yanlıştır.Asla da kullanılmamalıdır. Her oğrencinin bir onuru vardır. Oğretmen olmak,bizlere onların onurlarını kırma hakkını vermez. Ancak az da olsa dersin ciddiyetini sağlama adına başvurulabilecek ceza yontemleri vardır. Bu yontemlerden bazılarını şoyle sıralayabiliriz.Dersi dinlemeyen ve cok konuşan oğrencinize 'Bu dersin sonunda konunun ozetini sen yapacaksın' denilebilir. Mahcup olmamak icin kalan kısmı iyi takip edecektir.Derse surekli hazırlıksız gelen defteri,kitabı yanında olmayan oğrenciler genellikle problemli oğrencilerdir. Bu oğrencilere derste ceza vermek yine hatalı olur. Onlara 'Sizinle dersten sonra ozel goruşmek istiyorum' deyin ve mutlaka ders cıkışında onlara sevgiyle yaklaşarak nicin boyle davrandıklarını sorun. Problemlerini dinleyin onlardan olumlu davranışlar beklediğinizi belirtin. Yine duzelme olmuyorsa oğrencilerin rehber danışman oğretmenle-rine problemi iletin.Oğrenci kendisine yoneltilen bir soruyu bilemeyebilir. Zaten bir oğrenciye istek dışı soru yoneltmek hatalıdır cezayı da gerektirmez. Fakat her soruya parmak kaldıran ancak her seferinde de hatalı cevap veren cok konuşan oğrencileri de rencide etmeden, atasozleri vb. hikmetli sozlerle uyarabilirsiniz. Duşunmek ve yerinde konuşmanın onemini anlatabilirsiniz. Bu tur oğrenciler belki de sizi cok sevdikleri icin boyle davranıyor olabilirler.
4-Muhtemel problemler karşısında takınılabilecek davranış modelleri:
Bu konuda onerilecek modeller şahsi onerilerden ibarettir. Tartışmaya acıktırlar. Sizler daha iyi modellerle de problem cozumune yaklaşabilirsiniz. Problem ceşitlerine gecmeden once bir nuansın iyi anlaşılması ve olaylara bu pencereden bakılması gerekir. Bu nuans şudur: Problem oğrenci yoktur, problemi olan oğrenci vardır. Bazen hatalı olarak problem oğrencilerden bahsederiz. Olaya bu şekilde yaklaşılması problemi cozumsuz hale getirir. Halbuki oğrencilerin problemlerinden bahsedilirse cozum icin bir cok oneri de geliştirebiliriz.1990'lı yıllarda calıştığım bir okulda kimya derslerine girdiğim Mehmet isimli bir oğrencim vardı. Zamanla oğretmenler arasında Mehmet hakkında 'problem oğrenci' şeklinde bir kanaat oluştu. Mehmet şoyle, Mehmet boyle diye şikayetler epeyce arttı. Benim Mehmet ile aramda herhangi bir anlaşmazlık yoktu. Ustelik sevdiğim bir oğrenciydi.Sonbaharın serin ruzgÂrlarının estiği bir gundu. Okul bahcesinde fazla oğrenci olmadığı halde, bahcenin okuldan epeyce uzak bir koşesinde cimlere uzanmış birini gordum. Bu soğuk havada cim keyfi yapmak pekte mantıklı bir şey değildi. Herhalde sıkıntısı olan bir oğrencidir diye duşundum. İyice yaklaştığım da cimlere uzanan oğrencinin Mehmet olduğunu fark ettim. Beni gorunce toparlandı. Yuzunu saklamaya calıştı. Ancak gozlerinden suzulen yaşları gormuştum. İcimde merhamet hisleri oluştu. Biraz rahatlatıcı sozden sonra 'Hayırdır, nicin ağlıyorsun'' dedim . O da 'Hocalarım benim icin, problem oğrenci diyorlarmış' dedi. Demek ki oğretmenler arasında konuşulan mevzular onun kulağına da gitmiş. Daha da kotusu kendisinden problem olarak bahsedilmesini duymuş olması. Kim bilir' Ona problem denilmesi, ic dunyasında ne gibi yıkıntılar yapmıştır. Belki boylesi hatalarla dışlanan oğrenciler, sevgiden mahrum kaldıkları icin zamanla suc işlemeye yoneliyorlar. Aslında Mehmet gibi oğrencilere problem denmesi, onlardaki problem sayısını azaltmıyor, bilakis arttırtıyor. Bu nedenle 'Problem oğrenci' nitelemesi yanlıştır.Sınıfta karşılaşılması en muhtemel bazı problem tipleri şunlar olabilir;Bir oğrenci ile sınıfın huzurunda tartışma yapmak(polemik yapmak)yanlıştır. Aslında oğretmen hicbir zaman boyle bir duruma duşmemelidir. Oğrenci ile polemik yapmak demek onun seviyesine inmek ve seviyeyi duşurmek demektir. Ama her nasılsa kontrolumuzu yitirmiş olalım ve kendimizi adsız bir tartışmada bulalım. Bundan sonra ne olacak' Elbette icine duşulen durum zor bir durumdur. Fakat bir tarafın fazilet gostererek tartışmayı noktalaması gerekir. Bunu yapan oğrenci değil oğretmen olmalıdır. Orneğin,'Biz ne yapıyoruz, birbirimizi incitmenin dışında faydalı bir şey olmadığı kesin,hem sonra bu tartışma yalnızca ikimizi ilgilendiriyor,sınıfı da rahatsız etmeye hakkımız yok. En iyisi bu tartışmaya şimdilik nokta koyalım. Ders dışında hem cayımızı iceriz hem de problemi daha serinkanlı bir şekilde cozmeye calışabiliriz. Hem dunya ikimize de yeter' gibi ifadelerle olay yumuşatılıp, tartışmaya nokta konur.Bir oğrencinizin dersinizde sakız ciğnediğini fark ettiğinizde olaya alaylı cumlelerle yaklaşmak da sakıncalıdır. Orneğin 'İyi geviş getiriyorsun' dediğinizi farz edelim. Etki tepki prensibine gore oğrencinin de anormal bir cevap vermesi muhtemeldir. Zaten sakız ciğniyorsa boyle bir cevaba da yatkın demektir. Cozume oğrencinin sınıf icerisinde onurunu kırmadan yaklaşabilirsiniz. Orneğin yakınına giderek sadece onun duyabileceği şekilde 'Sana yakışmıyor' veya 'Senden boyle bir davranış beklemiyordum' demeniz durumu duzeltecektir.Ara derslerin birine gec gelen oğrenci yok yazıldığını fark edip 'madem ki yok yazıldım derse girmek istemiyorum 'demiş olsun. Boyle durumlarda 'Sen bilirsin git oyleyse' demek oğrenciye prim vermek gibidir ve daha sonra da benzer davranışların yaşanmasına sebep olur. Ona guzel bir lisan ile nicin gec kaldığını teneffuste idarecilerden, problemini izah ederek,izin kağıdı alabileceğini,bundan sonra ise yerine oturarak dersi takip etmesini istemek gerekir. Ona derse kasten girmemesinin yanlış bir hareket olduğu da soylenebilir.Ders sırasında bir oğrencinin elinde cep telefonu, volkmen gibi bir cihaz gormuş olalım. Ozellikle cep telefonlarının mesaj bolumunde kayıtlı ozel mesajlar bulunabileceği icin telefonunu vermek istemeyecektir. Yasak olduğunu soyleyip elinden almaya calışmak yine hatalıdır. Vermediği taktirde prestijiniz zedelenebilir. Bu durumda olaya şoyle bir yaklaşımda bulunulabilir. 'Cihazını kapat ve cantana koy; sınıfa getirmen yanlış bir davranış. Bir daha gormek istemiyorum' denilebilir. Tekrar getirmesi durumunda ise ders cıkışında rehber oğretmenine veya idareye haber verilebilir. Olayla ders dışında ilgilenilmesi cozumu kolaylaştırır.Etkili bir sınıf yonetimini gercekleştirmek oğretmenin elindedir. Başarılı bir oğretmen, branş bilgisi,formasyon ve sevgi uclusunu bir butunluk icerisinde kullanabilen oğretmendir.