SİVAS'ta yaşayan Oktay Pala (59), unutulmaya yuz tutan el sanatlarından sedef kakmacılığını surduruyor. Merak uzerine sedef kakma sanatını oğrenen Pala, amator olarak başladığı işinde kısa surede ustalaştı. Yaptığı calışmalarla dikkat ceken Pala, sanatının yeterli ilgiyi gormemesinden yakınıyor.
Kent merkezinde Gulyurt Mahallesi'nde oturan ve asıl mesleği kamyon şoforluğu olan, evli ve 2 cocuk babası Oktay Pala, sedef kakma işine merak saldı. Pala, kamyon şoforluğunden
emekli olduktan sonra da butun zamanını bu işe ayırmaya başladı. İlk once satın aldığı kolye ve kupelerdeki sedefleri cıkararak kutu, rahle ve şekerlik gibi malzemelerde kullanan Pala, daha sonra sedefleri nerede bulacağını araştırıp internet uzerinden getirtmeye başladı. Arkadaşının atolyesinde calışmalarını surduren Pala, sehpa, rahle, kutu, şekerlik gibi malzemeler uretiyor.
Sedef kakma sanatı hakkında bilgi veren Oktay Pala, "30 seneden fazla bir zamandır bu işle uğraşıyorum. Merak uzerine amator olarak başladım bu işe ve ilerletmeye calışıyorum. Yaptığım işlerden zevk alıyorum. Sedef, Malezya ve Singapur gibi ulkelerdeki denizlerden cıkan, icinden incinin cıktığı midyenin kabuklarından oluşan sert bir deniz taşı. Bu taşları keserek ve olculendirerek kullanıyoruz. Kullandığımız ağaclar genelde
ceviz ağacı oluyor. Ceviz ağacına yapılan iş hem harika hem de uzun omurlu bir iş oluyor. En guzelini de ceviz ağacı gosteriyor. Ne yapacağımızı kafamızda planlıyoruz. Tasarladıktan sonra ne yapacaksak, onun uzerine desenini ciziyoruz. Taşların geleceği yerlere oymalarını yapıyoruz. Kenarlarına da sarı veya bakır levhaları keserek uzerlerine yerleştiriyoruz. Sonra icerisine sedeflerimizi yapıştırıyoruz. Bu işlem bittikten sonra zımpara işlemi suruyor. En son cilalama işlemi yapıyoruz. Sedefin tum guzelliği burada" diye konuştu.'SERMAYESİ SABIR'Bu işin cok sabır gerektirdiğini soyleyen Pala, "Aceleyle yapılacak bir iş değil. Bu işin sermayesi sabır. Sabrı sevmeyen bu işi zaten surduremez. Sedef taşlarını kullanarak rahle, tavla, sehpa, saat gibi malzemeler yapıyorum. Zamanımı boyle şeylerle uğraşarak harcıyorum. Yaptığımız urunleri burada değerlendiremiyoruz. Belki yurt dışında veya turistik yerlerde değerlendirebiliriz. Bu unutulmuş bir sanat. Sedef kakmayı bir elin parmaklarını gecmeyecek kadar az insan yapıyor. Cunku tozlu bir iş ve rahatsız eden bir kokusu var. Bu yuzden cok kimse yapmak istemiyor. Artık unutulmuşluğundan dolayı kimse de bilmiyor. Bizlere hobi kursları acılsa bizler de genclere ders versek ve boş gecen zaman yerine bunlar yapılsa cok guzel şeyler cıkar. Ben buna inanıyorum. Bu sanat yurt dışında cok rağbet goruyor. El sanatı ve bir urun yaklaşık 3- 6 ayda yapılıyor. Kolay yapılan bir iş değil. Bir taşına bile uzun bir zaman harcıyorsunuz. Bir malzemede 300- 500 taş kullanıyoruz" dedi.












Kaynak: Demiroren Haber Ajansı / Arife Defne ARSLAN