Turkiye Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, "Kıbrıs'ta 1963'te silah zoruyla bozulan, 1974'te ise Yunan cuntasının duzenlediği darbeyle tamamen ortadan kalkan ortaklığı Rumlarla birlikte yeniden tesis etmek mumkun değildir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Turk Cumhuriyeti'nin (KKTC) 37'nci kuruluş yıl donumu dolayısıyla Lefkoşa'daki Dr. Fazıl Kucuk Bulvarı'nda gercekleştirilen gecit torenine katıldı.
Burada yaptığı konuşmaya vatandaşları selamlayarak başlayan Erdoğan, Kıbrıs'ın şehit şairi Suleyman Ulucamgil'in, "Sevdiğim bir mektup yollar, belki Ankara'dan, belki Bursa, belki İzmir'den, Ağrı-Meric arası buğu buğu, gonul memleketinden" dizelerini aktararak, "Biz de bugun sizlere gonul memleketiniz Turkiye'den selam getirdik. Sizlerin bu gurur gununde Anavatan'daki 83 milyon kardeşinizin sevgisini, coşkusunu buraya taşıdık." diye konuştu.
"KKTC hepimiz icin iftihar kaynağıdır"
Kıbrıs Adası'nın eşit sahibi Kıbrıs Turklerinin sevinc ve heyecanını yurekten paylaştıklarını dile getiren Erdoğan, "Turk milletinin Turkiye Cumhuriyeti'nden sonraki ikinci bağımsız devleti Kuzey Kıbrıs Turk Cumhuriyeti hepimiz icin iftihar kaynağıdır. Anadolu'dan Akdeniz'deki ufka, buradan Anadolu'ya bakarak nazlı nazlı dalgalanan ay yıldızlı bayraklarımız milli davamızın ulaştığı noktayı gosteriyor." ifadesini kullandı.
Erdoğan, "Varlıklarına yonelik sayısız saldırıya rağmen Kıbrıs Turkleri hamdolsun kendi topraklarında başı dik, onurlu ve ozgur bir şekilde yaşıyor. Kıbrıs Turku kardeşlerimiz geleceklerine daha buyuk bir umutla, guvenle bakıyor. Elbette bugunlere kolay gelmedik, bu topraklardaki her bir başarımızı cetin mucadeleler sonucunda ağır bedeller odeyerek elde ettik. Şair Suleyman Ulucamgil gibi nice gencecik evlatlarımızı, Yuzbaşı Cengiz Topel gibi nice kahramanlarımızı şehit vererek istiklalimizi kazandık. Onca zulme, işkenceye, ihanete rağmen mucadele sancağımızı asla yere duşurmedik. Mucahitlerimizin ve Mehmetciğin destansı mucadeleleri sayesinde hamdolsun zafere ulaştık." değerlendirmesinde bulundu.
"Barış dolu bir geleceği hep beraber inşa edeceğiz"
Kıbrıs Turku'nun ozgurluk mucadelesinin lideri Dr. Fazıl Kucuk ve kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş başta olmak uzere Kıbrıs Turk halkının kıyamında emeği gecen herkese Allah'tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kıbrıs semalarını ezansız, hilali mahzun, vatanı esir bırakmamak icin toprağa duşen aziz şehitlerimizi minnetle, rahmetle yad ediyorum. Bugune kadar olduğu gibi bundan sonra da onların kutlu mirasına sahip cıkarak ruhlarını şad edeceğiz. Gecmişi unutmadan bağımsızlık uğruna cektiğimiz acıları asla aklımızdan cıkarmadan inşallah barış dolu bir geleceği hep beraber inşa edeceğiz." şeklinde konuştu.
Erdoğan, Kıbrıs'ın tarihin her doneminde cazibesini korumuş, her toplumun ruyalarını suslemiş kadim bir coğrafya olduğuna işaret ederek, sozlerini şoyle surdurdu:
"Medeniyetimizin 1400 yıla, Osmanlı'nın 450 yıla yakındır muhrunu taşıyan Kıbrıs maalesef son 1,5 asırdır belirsizliğin hakim olduğu, calkantılı bir surec yaşamıştır. Rumların artan katliam ve saldırılarının ardından gercekleştirdiğimiz 1974 Barış Harekatı ile fiilen istikrara kavuşan Kıbrıs'la ilgili siyasi sorunlar hala devam ediyor. Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Turk halkının meşru haklarını ve guvenliğini temin edecek şekilde adil, kalıcı, surdurulebilir bir cozume kavuşturulması onceliğimizdir. Turk tarafı olarak en başından beri bu doğrultuda cok guclu irade ortaya koyduk, yapıcı fikirler sunduk, iyi niyetle caba gosterdik ancak sadece bir tarafın cabası cozumun kilidini acmaya yetmiyor.
Kıbrıs Turku 2004 yılında cozum icin barış ve demokrasi uğruna dunya ile butunleşmek adına Annan Planı'na 'evet' dedi. Rum tarafı ise masada planı kabul eden liderlerinin bizzat yuruttuğu 'hayır' kampanyası sonucunda Kıbrıs Turku ile ortak bir gelecek kurmayı reddetti. 2017'de İsvicre'de Rum tarafı 'Kıbrıs Turku ile bırakın siyasi gucu, refahı, hastaneleri bile paylaşmam' diyerek yine masadan kactı. Burgenstock'ta bizzat gerek Kofi Annan gerekse buradan katılanlar, Yunanistan'dan katılanlar hep beraber masada oturduk, konuştuk ama butun bu goruşmelerin sonucunda ne yazık ki referanduma gelince iş değişti."
"Bugun de yalan soyluyorlar"
Referandumda KKTC'nin "evet", Guney'in ise "hayır" dediğini hatırlatan Erdoğan, "Butun bunlar yaşanan gercekler fakat Avrupa Birliği atılan bu adımlara rağmen verilen sozleri yerine getirdi mi? Hayır. Onlar da verilen sozleri yerine getirmedi. İdari ve mali noktada vermeleri gereken destekleri Kuzey Kıbrıs'a vermediler. O gun nasıl yalan soylediyseler maalesef bugun de yalan soyluyorlar. Ozellikle son 50 yıldır suren goruşmelerin neticesinde şu gerceği artık cok iyi biliyoruz; Kıbrıs'ta 1963'te silah zoruyla bozulan, 1974'te ise Yunan cuntasının duzenlediği darbeyle tamamen ortadan kalkan ortaklığı Rumlarla birlikte yeniden tesis etmek mumkun değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dunun guneşiyle bugunun camaşırı kurutulmaz" sozunu anımsatarak, şunları kaydetti:
"Bugun Kıbrıs'ta iki ayrı halk, iki ayrı demokratik duzen ve iki ayrı devlet vardır. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar'ın da belirttiği uzere egemen eşitlik temelinde iki devletli bir cozumun konuşulması ve muzakere edilmesi gerekiyor. Esasen Kuzey Kıbrıs Turk Cumhuriyeti halkının iradesi de son secimlerde bu yonde tecelli etmiştir. Rumlar iktidarı ve refahı adanın ortak sahibi Kıbrıs Turkleri ile eşit olarak paylaşmak istemiyor, bunu da acıkca soyluyor. Hidrokarbon kaynakları konusunda Kıbrıs Turkleri ile masaya oturmaktan surekli kacmalarının sebebi de budur.
Garantor ulke olarak bizim de Kuzey Kıbrıs Turk Cumhuriyeti'nin de bu diploması oyunlarına artık tahammulumuz kalmamıştır. Şunu da cok acık, net soylemem gerekiyor; Kuzey Kıbrıs'ta yaşayıp da kendi Cumhurbaşkanını Guney Kıbrıs'ın başındaki sozde yoneticilere şikayet edenlerle Guney Kıbrıs guc devşireceğini zannediyorsa aldandığını ve aldanacağını bilmelidir. Evet, bu sozde pacavralar maalesef kendi Cumhurbaşkanını kalkıp da Guney Kıbrıs'ın sozde cumhurbaşkanına şikayet ederse bunun akıbeti nereye varır benim sevgili kardeşlerim bunu gayet iyi biliyorlar."
(Surecek)
Kaynak: Anadolu Ajansı / Enes Kaplan