Seni uzun zaman Once kovmalıydım." dedi Aaron Trueno Talia Oisbon'a. Onu sevmişti. Ondan nefret etmişti. Ve icin icin onu mahvettiğini de biliyordu. Ama Talia da onu mahvetmişti.

Kadın, Aaron'a kafası karışmış bîr halde baktı. "Neden gecmişi kurcalıyorsun? Şimdi? Burada?" İcinde oldukları buyuk ofisi eliyle işaret etti. "Calışırken?"

"İcimden geldi."

Genc kadın nefesini bıraktı. "Beni suclamaya hic hakkın yok."

"Ah, oyle mi?" Aaron koltuğunda kıpırdandı ve kadına masasının ustunden baktı. "Bitiren sendin."

"Jeannie ile işi pişiren de sen."

"Evet sen son noktayı koyduktan sonra."

"Gercekleri carpıtma," dedi Talia. Ustunde son derece seckin, unlu bir tasarımcının elinden cıkma bir etek ceket takım vardı. Altın mucevherleri ve yuksek topuklu ayakkabıları icinde tehlikeli derecede guzel gorunuyordu. "Sana şans tanıdım ve sen de gidip benim yerime onunla evlendin."


Gizli İçerik:
Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.