Gecen bir yazımda kadınların kıskanclıklarından bahsetmiştim. Sonra birkac arkadaşımın hatırlatmasıyla erkeklerin kıskanclıklarını da yazıya dokmek gerektiğini anladım. Sonucta kıskanclık kadın erkek illallah dedirten bir durum doğuruyor. Mesela bir ilişkinin icindesiniz ve siz her şeyinizi adama anlatıyorsunuz ama yine de aşağıda doktuğum maddelerden kurtulmak mumkun değil.
Yakın bir erkek arkadaşınla yemeğe gitmek…
Sevgilinizin tepkisi: Vay haline sen kimsin ki kadın başına benim olmadığım bir ortamda bir erkekle yalnız başına kalıyorsun (erkekler ne olur bana yardım edin, bu tepkiyi vermeniz altında kendinize guvensizliğiniz mi yatıyor, yoksa bir kadınla baş başa kalsam neler yapardımdan yani kendinizden yola cıktığınız icin mi boyle davranıyorsunuz).
Erkek arkadaşınız gelemediği kızlı erkekli bir geceden sonra yakın bir erkek arkadaşınızın size eve bırakması…
Sevgilinizin tepkisi: Eve de gelseydi bari, kız kıza donemedin mi, bir daha bensiz bir yere zor gidersin.
Spora gitme alışkanlığınız varsa…
Sevgilinizin tepkisi: Sınıfta erkek var mı? Hoca erkek mi? Dar şeyler giyinip gitme. Hatta bundan sonra seni ben sınıfa goturucem ve oradan geri getiricem. Hocanla da bir tanışayım da nerede durması gerektiğini bilsin.
Dans gibi bir hobiniz varsa…
Sevgilinizin tepkisi: Bir daha dansa gidersen bu ilişki biter. Ne o erkeklerle dans edeceksin bir de. Ben kendime boynuzlanıyorsun dedirtmem arkadaş.
Kız kıza ya da ailenizle tatile gitme isteğiniz varsa…
Sevgilinizin tepkisi: Otur oturduğun yerde. Bu eski koye yeni adetler nerden geliyor. Bunları bekarken yaptın bitti, artık hayatında ben varım. Bensiz hicbir yere gitmek yok. Gitmek icin cok ısrar halinde adam bir akrabayı gorevlendiriyor ve butun tatil sevgilisini gozetletiyor ve hep oda telefonundan arıyor (kesin bilgidir).
Hafif dekolte mi giymeyi seviyorsunuz…
Sevgilinizin tepkisi: Sen başıma hafif kadın oldun cıktın. Bak evli değiliz diye susuyorum (bu susmuş hali), benim soyadıma gecersen bu kıyafetler falan mumkun değil haberin ola. Ayrıca sana hic yakışmıyor dekolte. Git ustune bir hırka falan al bu ne boyle ya.
Yemekte garsona kibarlık yapıp gulumsediniz…
Sevgilinizin tepkisi: Sen de amma yollu oldun her adama gulumsuyorsun.
Sosyal medyayı kullanmayı cok seviyorsunuz…
Sevgilinizin tepkisi: Butun o hesaplar kapatılacak, hesabındaki tum erkekler arkadaşlıktan cıkartılacak. Bir adama beğen yaptığını, yazı yazdığını gormeyeceğim (ne oluyoruz arkadaş ya sıkıyonetim geldi de bizim mi haberimiz yok).
Kendi başınıza vakit gecirmeyi mi seviyorsunuz…
Sevgilinizin tepkisi: Butun bunlar gecmişteydi artık ben varım. Her yere beraber gideceğiz, beraber geleceğiz. Ben her şeyi beraber yapmasını severim, oyle tın tın tın beraber gezeceğiz (yemin ederim yazarken bile daraldım).
Instagram’a fotoğraf mı koydunuz…
Sevgilinizin tepkisi: Bu fotoğrafları eski sevgilin icin mi koyuyorsun, yeni birini bulmak icin mi koyuyorsun anlamadım. Bir daha yok fotoğraf falan koymak. Haberin ola.
Eski sevgilinizden bahsettiniz…
Sevgilinizin tepkisi: Ben bir daha o okuzden bahsetme demedim mi. Bak butun kan başıma cıktı. Senin niyetin nedir onunla barışmak filan mı. Bak bir daha bahset bu ilişki biter anladın mı biter.
Ve butun bu yasakların ve kısıtlamaların uzerine bir de bakarsınız ki o kızlarla gezmiş tozmuş, Facebook’ta bir de fotoğrafları etiketlenmiş. Ne diyeyim erkekler bu konuda cifte standarda bayılıyor. Benim sevgilim olsun beni cok sevsin, evde beni beklesin, ben de istediğim gibi gezeyim tozayım havalarındalar.
Ne mi yapmalı? Dunyanın duzeni bir anda değişmez ve maalesef bu durum boyle ama bunun da dereceleri var tabi. Sizi boğmayacak, sıkmayacak, kendi hayat alanınıza saygı gosterecek, sizin gezmenize hobilerinize karışmayacak, kıyafetlerinizle ilgili kararlara guvenecek, erkek arkadaşlarınız olabileceği konusunda olgunlaşmış, kendine guvenen birini bulursanız cok ama cok şanslı olduğunuzu bilin derim.
Sağlıcakla,
Anette İnselberg