Hz. Yusuf İle İlgili Ayeti Kerimeler
Hz. Yusuf İle İlgili Ayetler ve Hadisler
Hz. Yusuf İle İlgili Hadisi Şerif
Hz. Yusuf İle İlgili Ayetler
503 - Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Hz. İbrahim (aleyhisselĂ‚m)'in şu sozleriyle ifade ettiği şupheyi yaşamaya biz ondan daha lĂ‚yıkız: "Ey Rabbim oluleri nasıl dirilteceğini bana goster" demiş, (Allah: "Buna) inanmadın mı yoksa" demiş, o da: "İnandım, fakat kalbimin, (gozumle gorerek) yatışması icin (istedim, diye) soylemişti." (Bakara, 260).
Allah, Lût (aleyhisselam)'a rahmetini bol kılsın, aslında o cok muhkem bir kaleye sığınmıştı.
Eğer, Hz. Yusuf (aleyhisselam)'un kaldığı muddetce hapiste ben kalsaydım, dĂ‚vete icĂ‚bet ederdim."
BuhĂ‚rî, EnbiyĂ‚ 11, 15, 19, Tefsir, Yusuf 5, Ta'bir 9; Muslim, İman 238, (151), FedĂ‚il 152, (151); Tirmizî, Tefsir, Yusuf 12, (3115).
532 - Hz. Enes radıyallahu anh MĂ‚lik İbnu Sa'sa'a radıyallahu anh'tan naklen anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m, onlara, Mirac'a goturulduğu geceden anlatarak demiştir ki:
"Ben Ka'be'nin avlusunda Hatîm kısmında -belki de Hıcr'da demişti- yatıyordum. -Bir rivayette şu ziyade var: Uyku ile uyanıklık arasında idim.- Derken bana biri geldi, şuradan şuraya kadar (goğsumu) yardı. -Bu sozuyle boğaz cukurundan kıl biten yere kadar olan kısmı kasdetti.- Kalbimi cıkardı. Sonra bana, icerisi imanla (ve hikmetle) dolu, altından bir kab getirildi. Kalbim (cıkarılıp su ve zemzem ile) yıkandı. Sonra icerisi (imanla) doldurulup tekrar yerine kondu. Sonra merkepten buyuk katırdan kucuk beyaz bir hayvan getirildi. Bu Burak'tı. On ayağını gozunun gittiği en son noktaya koyarak yol alıyordu. Ben onun uzerine bindirilmiştim. Boylece Cibril aleyhisselĂ‚m beni goturdu. Dunya semasına kadar geldik. Kapının acılmasını istedi.
"Gelen kim?" denildi.
"Cibril!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed aleyhissalÂtu vesselÂm!" dedi.
"Ona Mirac daveti gonderildi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliştir!" denildi.
Derken kapı acıldı. Kapıdan gecince, orada Hz. Adem aleyhisselam'ı gordum.
"Bu babanız Adem'dir! Selam ver O'na!" dendi. Ben de selam verdim. Selamıma mukabele etti. Sonra bana:
"Salih evlad hoş gelmiş, salih peygamber hoş gelmiş!" dedi. Sonra Hz. Cebrail beni yukseltti ve ikinci semaya geldik. Kapıyı caldı.
"Bu gelen kim?" denildi.
"Ben Cibril'im!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed!" dedi.
"Ona Mirac daveti gonderildi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" dediler. Derken bize kapı acıldı. İceri girince, Hz. Yahya ve Hz. İsa aleyhimĂ‚sselam ile karşılaştım. Onlar teyze oğullarıydı. Hz. Cebrail:
"Bunlar Hz. Yahya ve Hz. İsa'dırlar, onlara selam ver!" dedi. Ben de selam verdim. Onlar da selamıma mukabelede bulundular. Sonra:
"Hoş geldin salih kardeş, hoş geldin salih peygamber" dediler. Sonra Cebrail beni ucuncu semaya cıkardı. Kapıyı caldı.
"Bu gelen kim?" denildi.
"Cibril'im!" dedi.
"Yanındaki kim?" denildi.
"Muhammed'dir!" dedi.
"Ona Mirac daveti gitti mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" denildi. Kapı bize acıldı. İceri girince Hz. Yusuf aleyhisselam'la karşılaştık. Cebrail:
"Bu Yusuf'tur! Ona selam ver!" dedi. Ben de selam verdim. Selamıma mukabele etti. Sonra:
"Salih kardeş hoş gelmiş, salih peygamber hoş gelmiş!" dedi. Sonra CebrĂ‚il beni dorduncu semaya cıkardı. Kapıyı caldı.
"Bu gelen kim?" denildi.
"Cibril'im!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed!" dedi.
"Ona Mirac davetiyesi indi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" dediler. Kapı acıldı. İceri girdiğimizde, Hz. İdris aleyhisselam ile karşılaştık. Hz. CebrĂ‚il:
"Bu İdris'tir, ona selam ver!" dedi. Ben selam verdim. O da selamıma mukabele etti. Sonra bana:
"Salih kardeş hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!" dedi. Sonra Hz. Cebrail beni yukseltti. Beşinci semaya geldik. Kapıyı caldı.
"Kim bu gelen?" denildi.
"Ben Cibril'im!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed!" dedi.
"Ona Mirac daveti indirildi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" denildi. Kapı acıldı. İceri girince, HĂ‚run aleyhisselam ile karşılaştık. Cebrail aleyhisselam:
"Bu HĂ‚run aleyhisselĂ‚m'dır. Ona selam ver!" dedi. Ben selam verdim, o da selamıma mukabelede bulundu ve:
"Salih kardeş hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!" dedi. Sonra Cebrail beni yukseltti ve altıncı semaya geldik. Kapıyı caldı.
"Bu gelen kim?" denildi.
"Ben Cibril!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed!" dedi.
"Ona Mirac daveti indirildi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" dendi. Kapı acıldı. İceri girince, Hz. Musa aleyhisselam ile karşılaştık. Hz. Cebrail:
"Bu Hz. Musa'dır! Ona selam ver!" dedi. Ben selam verdim, o da selamıma mukabelede bulundu. Sonra:
"Salih kardeş hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!" dedi. Ben onu gecince ağladı. Kendine: "Niye ağlıyorsun?" denildi.
"Cunku dedi, benden sonra bir delikanlı peygamber oldu. Onun ummetinden cennete gidecekler benim ummetimden cennete gideceklerden daha cok!" dedi. Sonra beni yedinci semaya cıkardı ve kapıyı caldı.
"Bu gelen kim?" denildi.
"Cibril'im!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed!" dedi.
"Ona Mirac daveti indirildi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" denildi. İceri girince, Hz. İbrahim aleyhisselam ile karşılaştık. Cebrail:
"Bu baban İbrahim'dir, ona selam ver!" dedi. ben selam verdim. O da selamıma mukabele etti. Sonra:
"Salih oğlum hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!" dedi.
Sonra Sidretu'l-MuntehĂ‚'ya cıkarıldım. Bunun meyveleri (Yemen'in) Hecer testileri gibi iri idi, yaprakları da fil kulakları gibiydi. Cebrail aleyhisselĂ‚m bana:
"İşte bu Sidretu'l-MuntehĂ‚'dır!" dedi.
Burada dort nehir vardı: İkisi bĂ‚tınî nehir, ikisi zĂ‚hirî nehir.
"Bunlar nedir, ey Cibrîl?" diye sordum. Hz. CebrĂ‚il:
"Şu iki batıni nehir cennetin iki nehridir. Zahiri olanların biri Nil, diğeri Fırat'tır!" dedi. Sonra bana el-Beytu'l-Ma'mur yukseltildi. Sonra bana bir kabta şarap, bir kapta sut, bir kapta da bal getirildi. Ben sutu aldım. Cebrail aleyhisselĂ‚m:
"Bu (aldığın), fıtrat(a uygun olan)dır, sen ve ummetin bu fıtrat (yaratılış) uzerindesiniz!" dedi.
Resûlullah devamla dedi ki: "Sonra bana, her gunde elli vakit olmak uzere namaz farz kılındı. Oradan geri dondum. Hz. Musa aleyhisselĂ‚m'a uğradım. Bana:
"Ne ile emrolundun?" dedi.
"Gece ve gunduzde elli vakit namazla!" dedim.
"Ummetin, her gun elli vakit namaza muktedir olamaz. Vallahi ben, senden once insanları tecrube ettim. Benî İsrail'e muamelelerin en şiddetlisini uyguladım (muvaffak olamadım). Sen cabuk Rabbine don, bunda ummetine hafifletme talep et!" dedi. Ben de hemen dondum (hafifletme istedim, Rabbim) benden on vakit namaz indirdi. Musa aleyhisselĂ‚m'a tekrar uğradım. Yine:
"Ne ile emrolundun?" dedi.
"Benden on vakit namazı kaldırdı!" dedim.
"Rabbine don! Ummetin icin daha da azaltmasını iste!" dedi. Ben dondum. Rabbim benden on vakit daha kaldırdı. Donuşte yine Musa aleyhisselam'a uğradım. Aynı şeyi soyledi. Ben, beş vakitle emrolunmama kadar bu şekilde Hz. Musa ile Rabbim arasında gidip gelmeye devam ettim. Bu sonuncu defa da Hz. Musa'ya uğradım. Yine:
"Ne ile emredildin?" dedi.
"Her gun beş vakit namazla!" dedim.
"senin ummetin her gun beş vakit namaza da tĂ‚kat getiremez. Rabbine don, hafifletme talep et!" dedi.
"Rabbimden cok istedim. Artık utanıyorum, daha da hafifletmesini isteyemem! Ben beş vakte razıyım. Allah'ın emrine teslim oluyorum!" dedim. Musa aleyhisselĂ‚m'ı gecer gecmez bir munadi (Allah adına) nida etti:
"Farzımı kesinleştirdim, kullarımdan hafiflettim de!"
Bir rivayette şu ziyade geldi: "Namazlar (gunde) beştir. Ve onlar ellidir de. İndimde hukum değişmez artık!"
Buhari, bed'u'l-Halk 6, Enbiya 22, 43, MenĂ‚kıbu'l-EnsĂ‚r 42; Muslim, İman 264 (164); Tirmizi, Tefsir, İnşirah, (3343); NesĂ‚î, SalĂ‚t 1, (1, 217-218).
___________________________________