KADIN Merkezi (KA-MER) Doğu ve Guneydoğu Anadolu’da 23 ilde kadın, kadına yonelik şiddet, namus cinayetleri gibi konularda calışmalar yapıyor.

Başkan Nebahat Akkoc ve arkadaşları, Ankara’ya gelerek hem dernekleri hem de calışmaları ile ilgili bir sunum yaptılar.

Bu konularda duyarlılığı olan herkese carpıcı gelecek bilgiler verdiler.

Aralarında ’damdan duşmuş’ bir kadının da yer aldığı sunumu yapan Ka-Mer uyelerinin yaşadıkları karşısındaki yorgunlukları yuzlerinden okunuyor.

Doğrusu yorulmak icin onlar gibi olayların icinde yer almanız bile gerekmiyor, anlatılanlar yetiyor, artıyor da.

CİNAYET ARALIĞI KISALDI

Akkoc’un verdiği rakamlara gore son iki yılda Ka-Mer’e başvuran kadın sayısı, onceki yıllara gore ikiye katlanmış.

Ama ilginc bir gelişme olmuş.

Daha once aile meclisinin kararından sonra infaz ilk beş ay icinde gercekleştirilirken, kamu ve sivil otoritenin duyarlılığı artmaya başlayınca, engellenmesin diye, cinayetler ilk bir ayda işlenmeye başlanmış.

Bu acımasızlığa ve gozu karalığa Akkoc’un bir ilavesi daha var:

"Cinayetin işleneceğini koyun imamı, muhtarı ve oğretmeni de dahil herkesi biliyor. Bilmedikleri sadece zamanı; ama hepsi susuyor."

Anlayacağınız ortada toplu failli seri cinayetler soz konusu. Akkoc’un şu sozleri de bu duşuncemi destekliyor:

"Cinayeti işleyecek bile belli. Kardeş diyelim. Cinayete kadar kimse bu kardeşle konuşmuyor. Gorunmemek icin catılardan gecip evine giden kardeşler var. Ayrıca o gune kadar kimse aile ile konuşmuyor, alışveriş yapmıyor."

Cinayetlerde bunlar kadar onemli ve duşundurucu bir yon daha var.

Akkoc, aile meclislerinden alınan bu kararların, mutlaka dini otorite olarak gorulen birine onaylatıldığını, fetva alındığını soyluyor.

Akkoc, bu kişinin Diyanet’le bağlantısı olmadığının ise altını ciziyor.

ALLAHLIK MUDURLER

Ka-Mer’e başvuran 125 kadın arasında tek bir universite mezunu yer almazken, 42’sinin okuryazar olmaması sorunun eğitim boyutunu ortaya koyuyor.

Akkoc, bu nedenle ’eğitim’ diyor; ama başka onerilerde de bulunuyor.

İmam-oğretmen-muhtar duyarlılığı bile cok cinayeti onleyebilir, diyor.

Akkoc, Diyarbakır Valisi Efkan Ala ile polisten ovguyle soz ediyor.

"Polis beklenenden daha kısa zamanda duyarlılığını ortaya koydu. Hicbir şey yapamazsa, tehlike altındaki kadını nezarette konuk ediyor" diyor.

Ancak Akkoc, Sosyal Hizmetler İl Mudurlerinin bazıları icin, "Allahlık" tanımını yeğliyor.

En az 50 garip ornek verebileceğini soyleyen Akkoc, devam ediyor:

"Yaptıklarını anlamak mumkun değil. Kadıncağız canını zor kurtarmış. Biz de bir sureliğine goturup sosyal hizmetler mudurluğune bırakmışız. Akşama kadının il mudurleri tarafından kocasına teslim edildiğini goruyoruz."

Sunum gosterdi ki bu seri cinayetleri onlemek icin alınacak cok yol var.

Ancak bu yolda muhafazakár kesimin siyaset adamlarına, din onderlerine, yazar-cizerlerine daha buyuk sorumluluk duştuğu de ortada.

Bu kesim de namus cinayetlerine karşı sesini daha fazla yukseltmeli.

Orneğin; Diyanet İşleri Başkanı (dileriz hic olmaz) bir kurbanın cenaze namazını bizzat kıldırsa, "Bu cinayetin dinle hicbir alakası yok" mesajını en net vermiş olmaz mı?



Şukru KUCUKŞAHİN (Hurriyet, 18.09.2006)
__________________