Bismillahirrahmanirrahim


Hakikî Hıristiyanlık değil, belki şimdiki Hıristiyan dininin esasıyla İslĂ‚miyetin esası muhim bir noktadan ayrıldığından, sabık farklar gibi cok cihetlerle ayrı ayrı gidiyorlar. O muhim nokta şudur:..

İslĂ‚miyet, tevhid-i hakikî dinidir ki, vasıtaları, esbabları iskat ediyor, enĂ‚niyeti kırıyor, ubûdiyet-i hĂ‚lisa tesis ediyor. Nefsin rububiyetinden tut, tĂ‚ her nevi rububiyet-i bĂ‚tılayı kat ediyor, reddediyor.

Bu sır icindir ki, havastan bir buyuk insan tam dindar olsa, enĂ‚niyeti terk etmeye mecbur olur. EnĂ‚niyeti terk etmeyen, salĂ‚bet-i diniyeyi ve kısmen de dinini terk eder.

Şimdiki Hıristiyanlık dini ise, velediyet akidesini kabul ettiği icin, vesait ve esbaba tesir-i hakikî verir. Din namına enĂ‚niyeti kırmaz; belki “Hazret-i İsĂ‚ AleyhisselĂ‚mın bir mukaddes vekili” diye, o enĂ‚niyete bir kudsiyet verir. Onun icin, dunyaca en buyuk makam işgal eden Hıristiyan havasları tam dindar olabilirler.

HattĂ‚ Amerika’nın esbak Reisicumhuru Wilson ve İngilizin esbak Reis-i VukelĂ‚sı Lloyd George gibi coklar var ki, mutaassıp birer papaz hukmunde dindar oldular. Muslumanlarda ise, oyle makamlara girenler, nadiren tam dindar ve salĂ‚betli kalırlar. Cunku gururu ve enĂ‚niyeti bırakamıyorlar. TakvĂ‚-yı hakikî ise, gurur ve enĂ‚niyetle ictima edemiyor.

Evet, nasıl ki Hıristiyan havassının taassubu, Musluman havaslarının adem-i salĂ‚beti muhim bir farkı gosteriyor; oyle de, Hıristiyandan cıkan feylesoflar dinlerine karşı lĂ‚kayt veya muarız vaziyeti alması ve İslĂ‚mdan cıkan hukemaların kısm-ı Ă‚zamı hikmetlerini esĂ‚sĂ‚t-ı İslĂ‚miyeye bina etmesi, yine muhim bir farkı gosteriyor.

Hem ekseriyetle zindanlara ve musibetlere duşen Ă‚mi Hıristiyanlar, dinden medet beklemiyorlar. Eskiden coğu dinsiz oluyordular. HattĂ‚ Fransa’nın İhtilĂ‚l-i Kebîrini cıkaran ve “serseri dinsiz” tabir edilen, tarihce meşhur inkılĂ‚pcılar, o musibetzede avam kısmıdır.

İslĂ‚miyette ise, ekseriyet-i mutlaka ile hapse ve musibete duşenler, dinden medet beklerler ve dindar oluyorlar. İşte bu hal dahi muhim bir farkı gosteriyor.

Bediuzzaman Said Nursi
Mektubat - Yirmi Dokuzuncu Mektup - Yedinci Kısım
__________________