1916 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Allah'ın, yollarda dolaşıp zikredenleri araştıran melekleri vardır. AIIahu TeĂ‚layı zikreden bir cemaate rastlarlarsa, birbirlerini "Aradığınıza gelin!" diye cağırırlar. (Hepsi gelip) onları kanatlarıyla kuşatarak dunya semasına kadar arayı doldururlar. Allah, -onları en iyi bilen olduğu halde- meleklere sorar:
"Kullarım ne diyorlar?"
"Seni tesbih ediyorlar, sana tekbir okuyorlar, sana tahmid okuyorlar.
Sana tazim (temcid) ediyorlar" derler. Rabb TeÂla sormaya devam eder:
"Onlar beni gorduler mi?"
"Hayır!" derler.
"Ya gorselerdi ne yaparlardı?"
"Eğer seni gorselerdi ibĂ‚dette cok daha ileri giderler; cok daha fazla
ta'zim, cok daha fazla tesbihde bulunurlardı" derler. Allah tekrar sorar:
"Onlar ne istiyorlar?"
"Senden, derler, cennet istiyorlar."
"Cenneti gorduler mi?" der.
"Hayır ey Rabbimiz!" derler.
"Yagorselerdi ne yaparlardı?" der.
"Eğer gorselerdi, derler, cennet icin daha cok hırs gosterirler, onu daha ısrarla isterler, ona daha cok rağbet gosterirlerdi." AIlah TeĂ‚la sormaya devam eder:
"Neden istiÂze ediyorlar?"
"Cehennemden istiÂze ediyorlar" derler.
"Onu gorduler mi ?" der.
"Hàyır Rabbimiz, gormediler!" derler.
"Yagorselerdi ne yaparlardı?" der.
"Eğer cehennemi gorselerdi ondan daha şiddetli kacarlar, daha şiddetli korkarlardı" derler. Bunun uzerini Rabb TeĂ‚la şunu soyler:
"Sizi şĂ‚hid kılıyorum, onları affettim!"
Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) sozune devamla şunu anlattı:
"Onlardan bir melek der ki: "Bunların arasında falanca gunahkar kul dahi var. Bu onlardan değil. O başka bir maksadla uğramıştı, oturuverdi." Allah TeĂ‚la.. "Onu da affettim, onlar oyle bir cemaat ki onlarla oturanlar da onlar sayesinde bedbaht olmazlar" buyurur."
BuhÂri, DaavÂt 66, Muslim, Zikr 25, (2689); Tirmizi, DaavÂt 140, (3595).
1917 - Yine Ebu Hureyre (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Kim bir yere oturur ve orada Allah'ı zikretmez (ve hic zikretmeden kalkar) ise AIIah'tan ona bir noksanlık vardır. Kim bir yere yatar, orada AIIah'ı zikretmezse, ona AIIah'tan bir noksanlık vardır. Kim bir muddet yurur ve bu esnada Allah'ı zikretmese, Allah'tan ona bir noksanlık vardır."
Ebu Davud Edeb 31. (4856) 107,(5059); Tirmizi, Daavat 8, (3377); Hadisin metni Ebu Davud'a aittir. Sondaki ziyade İbnu HibbĂ‚n'ın MevĂ‚rid'inden alınmadır (2319).
1918 - Ebu Muslim eI-Eğarr (rahimehullah) diyor ki: "Ben şehĂ‚det ederim ki Ebu Hureyre ve Ebu Said (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselam)'in şoyle soylediğine şehĂ‚det ettiler: "Bir cemaat oturup Allah'ı zikrederse, mutlaka melekler etraflarını sarar, AIlah'ın rahmeti onları burur, ustlerine sekine iner ve Allah onları yanında bulunan (buyuk melek)lere anar."
Muslim, Zikr 39, (2700); Tirmizi, DaavÂt 7, (3375).
1919 - Hz. Ebu MusĂ‚ (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "İcerisinde Allah zikredilen evlerin misali ile icerisinde AIIah zikredilmeyen evlerin misĂ‚li, diri ile olunun misali gibidir."
BuhĂ‚ri, DaavĂ‚t 66; Muslim, SalĂ‚tu'l-MusĂ‚fırin 211, (779).
1920 - Hz. Ebu Hureyre'nin rivĂ‚yetinde şoyle gelmiştir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Allah TeĂ‚la hazretleri diyor ki: "Kulum, hakkımda nasıl bir zan yuruturse ben oyleyimdir. O, beni zikredince ben onunla beraberim. O beni icinden gecirirse, ben de onu icimden geciririm. O, beni bir cemaat icerisinde anarsa, ben de onu, onunkinden daha hayırlı bir cemaatte anarım. O, bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulac yaklaşırım. O bana yuruyerek gelirse ben ona koşarak giderim."
BuhÂri, Tevhid 50; Muslim, Zikr 2, (2675); Tirmizi, DaavÂt 142, (3598).
1921 - Ebu UmĂ‚me (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim yatağına temiz (abdestli) olarak girer ue uyku bastırıncaya kadar AIIah'ı zikrederse gecenin herhangi bir saatinde uyanıp da AIIah'tan dunya veya Ă‚hiret hayırlarından bir şey isterse AIIah TeĂ‚la, istediğini mutlaka ona verir."
Tirmizi, DaavÂt 100, (3525).
1922 - Hz. Muaz İbnu Cebel (radıyallahu anh) anlatıyor: "Kul, kendini Allah'ın azabından kurtarmada zikrullahtan daha muessir bir ameli işlememiştir."
Muvatta, Kur'Ă‚n 24, (1, 11); Tirmizi, DaavĂ‚t 6, (3374); İbnu MĂ‚ce, Edeb 53, (3790).